DTK İnanç Komisyonu'nun 2'inci İnanç Çalıştayı'nda Süryani, Keldani, Ermeni, Asuri, Sunni ve Aleviler bir araya geldi. Devletin resmi ideolojisini inançlar üzerinden topluma empoze etmesinin ciddi bir sorun olduğu kaydedilen toplantıda, inançların devletin ve hükümetlerin kanunları ile tanımlanamayacağı vurgulandı.
TÜM KESİMLER KATILDI
Süryani, Keldani, Ermeni, Asuri, Sünni ve Alevi inanç grupları, gazeteci ve akademisyenlerin de aralarında bulunduğu 70 kişinin katıldığı çalıştay açılış konuşmasının ardından "Anayasa Tartışmaları ve Laiklik Ekseninde Taleplerimiz" konulu oturum ile devam etti.
Moderatörlüğünü Gazeteci Ayhan Bilge'nin yaptığı oturumda, söz alan inanç temsilcileri devlet ile din ilişkisi ve dinlerin anayasal tanımı üzerine görüş belirtti.
Oturumlarda açığa çıkan temel görüş, inançların kanunlar ile tanımlanamayacağı ve devletin elini dinden çekmesi gerektiği yönündeki görüşler oldu.
‘TEK DİL, TEK BAYRAK TEK DİN DEMEKTİR’
Oturumda ilk sözü alan Yazar Bilal Samur, sadece din değil vicdan özgürlüğünün de olması gerektiğine dikkat çekerek, AB ülkelerinde din ve devlet arasındaki ilişki konusunda bilgi verdi. Hiçbir ülkede Türkiye'de bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın olmadığını belirten Samur, dini hayatta devletin değil bireyin ve toplumun aktör olması gerektiğine vurgu yaparak, devletin dini yönetmemesi gerektiğini kaydetti. Devletin resmi bir ideolojisinin din ve vicdan özgürlüğü önünde bir tehdit olduğunu kaydetti.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Sekreteri Kemal Bülbül, "Tek dil, tek millet" söyleminde "Tek din" olduğunu anayasada hiçbir dine vurgu yapılmaksızın tüm inançlara saygılı olunması ve inançların özgür bırakılmasına vurgu yapılması gerektiğini söyledi.
Geçtiğimiz yıl ilki Mardin'de düzenlenen ve inanç konusunda yaşanan sorunların tespit edildiği çalıştayın ardından Diyarbakır'da düzenlenen 2'inci çalıştay ile sorunlar karşısında çözüm perspektiflerinin ortaya konulması hedefleniyor.

Aleviler, 6 Mart’ta meydan okuyacak
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği(PSAKD) Genel Başkanı Fevzi Gümüş, 6 Mart'ta İzmir'de Alevilerin yapacağı mitingi bir meydan okumaya sahne olacağını açıkladı.
Gümüş, "Aleviler son dönemde Amerikancılığın ve gericiliğin simgesi AKP iktidarına karşı mücadeleye yoğunlaşmış durumdadır. Ülkemizin aydınlık yüzü Aleviler Demokratik Anayasa için Ayrımcılığa karşı Eşit Yurttaşlık hakkı için 6 Mart'ta alanları doldurmaya hazırlanıyor" dedi.
Gümüş, şöyle devam etti: "İşsizler, yoksullar, gençler, kentsel dönüşüm mağdurları, kadınlar, su hakkı diyenler, barınma hakkı diyenler, sağlık hakkı, eğitim hakkı diyenler, insanca yaşama hakkı diyenler; zorunlu din derslerinden canı yananlar, Madımak Oteli’nin görüntüsünden vicdanı sızlayanlar yani bu ülkenin onurlu, aydınlık yüzlü insanları yan yana, omuz omuza olacak; AKP’nin gerici zihniyetine karşı mücadelenin gereği Alevi Mitingine katılacaklar. O alandan yükselecek sesin, tüm yurt sathına yayılması, Pir Sultancıların asli görevleri arasında yer alacak. Türkiye’nin ilerici, demokrat, çağdaş güçleri 6 Mart’a yeni bir mevzi daha kazanacak."
Gümüş, herkesi 6 Mart'ta düzenlenecek mitinge davet etti.