İnşaat maliyetleri ağustos itibariyle son bir yılda malzemede yüzde 41,09, işçilikte yüzde 16,87 arttı

İnşaat sektöründe yaprak kımıldamıyor

İnşaat Türk ekonomisinin önemli sektörlerinden biri. Çeşitli hesaplamalara göre 300’den fazla sektörü etkileyen inşaat sektörü, kış aylarında bile 2 milyon dolaylarında istihdam sağlayarak işsizliğin de önemli panzehirlerinden biri durumunda. Yaz aylarında sektörün sağladığı istihdam ortalama 100-200 bin kişi artıyor.

Kredi faizlerinin yükselmesi, enflasyonun özellikle Eylül ayı itibarıyla yurt içi üretici fiyatları endeksinin (Yİ-ÜFE) yüzde 46,15 artması, buna karşın alım gücünde meydana gelen düşüşle talebin daralması inşaat sektörünü vurdu. İnşaatına devam etseniz ve inşaatları bitirseniz dahi kime satacaksınız? Sektörde yaprak kımıldamıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, inşaat maliyetleri, Ağustos ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde malzemede yüzde 41,09, işçilikte yüzde 16,87 arttı. Toplam maliyetteki artış yüzde 33,36. Oysa 2016 yılı Ağustos ayı itibarıyla son bir yıllık dönemdeki toplam maliyet artışı yüzde 10,41, 2017 yılı Ağustos ayında ise yüzde 15,74 idi.
İkamet amaçlı binalardaki artış malzemede yüzde 38,18, işçilikte yüzde 16,63 artış yaşandı. İkamet amaçlı olmayan binalardaki maliyet artışı malzemede yüzde 39,85, işçilikte yüzde 17,20’yi bulurken hizmet projelerindeki artış malzemede yüzde 32,71, işçilikte yüzde 16,49’a ulaştı.

En fazla artış kara ve demir yolu malzeme maliyetlerinde
Esas dikkat çekici olan ise kara ve demir yolu inşaatlarındaki artışlar. Kara ve demir yolu inşaatlarında maliyetler, işçilikte yüzde 18 artarken, malzemede yüzde 56,58’e kadar çıkıyor.

Talebe bakacak olursak, Haziran verilen destek ve kampanyaların bir sonucu olarak 47 bin 648’e çıkan kredili (ipotekli) konut satışları da Temmuz’da 30 bin 405’a indi. Ağustos ayında ise 12 bin 743’e, Eylül’de 11 bin 330 ile dibe vurdu.

Kredili konut satışları, geçen yılın Eylül ayına göre yüzde 72, bu yılın Haziran ayına göre yüzde 76,2 azaldı. Böyle giderse, 2017 yılında 473 binin üzerinde olan kredili konut satışları 300 binin hatta 290 binin altına inecek.

İnşaatın istihdam piyasasındaki önemi de yadsınamayacak kadar büyük. Temmuz ayı istihdam verilerine göre, inşaat sektöründeki istihdam, geçen yılın aynı ayının 164 bin kişi altında kaldı.

2017 yılı Temmuz ayında 2 milyon 184 bin kişinin çalıştığı sektörde, bu yıl istihdam edilen sayısı 2 milyon 20 bine geriledi.

Esas düşüşün görüleceği Ağustos ve Eylül rakamları inşaattaki istihdamın durumunu daha net ortaya koyacak.

2 milyon kişilik istihdam yaratıyor
Her ne kadar inşaat sektörü, üretken bir sektör olarak görülmese de ki imalat sanayi ile karşılaştırdığımız bu açıkça anlaşılıyor, yine de ekonomideki çarkların dönmesi için inşaatın, yeniden ayağa kalkması şart.

Yarattığı 2 milyonluk istihdam, katkı verdiği 300 sektör göz önünde bulundurulduğunda sektörün ihmal edilmeyecek kadar önemli olduğu da görülüyor.

Yine de çok gereksiz inşaat yatırımları yaptığımız, parayı betona gömdüğümüz de bir gerçek. Görünen o ki içinde bulunduğumuz sıkıntılarda yatırım tercihlerinin doğru yapılmamasının payı da çok büyük.

2016 yılında 862,7 milyar dolar olan gayri safi yurt içi hasılanın 252,9 milyar dolarının sabit sermaye yatırımlarına ayrıldı. Bu yatırımın yüzde 13,8’i olan 35 milyar dolarını kamu, yüzde 86,2’si olan 217,9 milyar dolarını özel sektör harcadı.
Bu tutarın 73,5 milyar doları konut, 83,9 m ilyar doları ulaştırma yatırımlarına gitti. Buna karşın, sabit sermaye yatırımları, imalat sektöründe 45,8 milyar dolarda, eğitimde 8,4 milyar dolarda, sağlıkta 7,3 milyar dolarda, tarımda 5 milyar dolarda, turizmde 4,6 milyar dolarda, enerjide 3,9 milyar dolarda, madencilikte 3,8 milyar dolarda, diğer yatırımlarda ise 16,7 milyar dolarda kaldı.

Tüm sabit sermaye yatırımlarının yüzde 62,2 (157,4 milyar dolar) sadece ulaştırma ve konuta yatıran, buna karşın imalat sektörü yatırımlarının toplam sabit sermaye yatırımlar içindeki payı yüzde 18,1, tarım yatırımlarınki yüzde 2, turizm yatırımlarınınki yüzde 1,8, enerji yatırımlarınınki yüzde 1,5, madencilik yatırımlarınınki yüzde 1,5’de kalan bir ülkenin ekonomik sorun yaşamaması mucize olurdu. Oysa ekonomide mucizelere yer yoktur. Mucizeye bel bağlarsanız önünde sonunda gerçeklerle karşı karşıya kalırsınız.

Sorunların çözülmesi mümkün değil
Bu yatırım dağılımıyla ülkenin ekonomik sorunlarını kalıcı bir şekilde çözmesi mümkün değildir.

İnşaat sektörünün ülke içinden çok yurt dışına yönelmesi ekonomimize çok daha büyük katkı sağlayacaktır. Bu yatırımların kar payı doğrudan ülkemize transfer edilecek, çok sayıda insanımıza yurt dışında çalışma imkanı sağlanacak, ülkemizden ihale alınan ülkelere önemli bir mal satışı olacaktır.

Geçmişte, Rusya, Libya, Türk cumhuriyetleri, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinde alınan büyük projelerin Türk inşaat sektörüne katkısını belki gençler bilmeyebilir ama yaşı 50 ve üzeri olanlar çok net anımsayacaklardır. Yüzbinlerce işçimiz, mühendisimiz Libya, Rusya, Türk cumhuriyetleri, Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak gibi ülkelerde çalışmaya gitmişlerdi.