Depremlerin ardından bölgeye gönüllü olarak çalışmaya giden sağlık emekçilerinden olan Ali Kemal Akgül, sağlık emekçilerinin depremzede yurttaşların yanında olabilmek için insanüstü çaba sarf ettiklerini söyledi.

İnsan üstü çaba
Fotoğraf: BirGün

Berkay SAĞOL

Maraş merkezli depremlerin ardından, deprem bölgelerinde sağlık hizmeti sunmak için farklı illerden birçok sağlık emekçisi gönüllü olarak bölgeye gitti. Bu gönüllülerden biri olan Genel Sağlık İş Sendikası İzmir Şube Sekreteri Ali Kemal Akgül, izlenimlerini BirGün’e anlattı.

Akgül, “Depremin olduğu sabahtan itibaren İzmir’de yüzlerce sağlık personeli gönüllü olarak bölgeye gidebileceğini beyan etmesine rağmen Saat 14.30’a kadar sağlık personeline çağrı yapılmadığı tespit edildi. Saat 16.00’da havalimanında olması istenen personelin büyük bir kısmı gece yarısına kadar havalimanında deprem bölgesine transfer edilmek için bekledi. Uçak içerisinde ve havada bekleyişin devam etmesinin ardından, sağlık personelinin İzmir’den Hatay’daki deprem bölgelerine transferi 30 saati aştı” dedi.

Akgül, Adana’ya ulaşan sağlık emekçileri olarak transferlerin bölgedeki belediyelere ait otobüslerle yapılmasına anlam veremediklerini belirtti.
Akgül, “Dörtyol’a yönlendirilen üyelerimizden edindiğimiz bilgiler ne ilçe hastanesinde ne yerleşimde ciddi hasar olmadığı, ayrıca Dörtyol Devlet Hastanesi başhekiminin sağlık personeline ihtiyaç olmadığını beyan ettiği yönünde oldu. Arkadaşlarımız Hatay İl Sağlık Müdürlüğü ile kurdukları temas sonrasında ihtiyaç olunan yerlere ulaşmaya çabaladılar. Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi bahçesinde kurulan merkezde hizmet veren arkadaşlarımıza, tuvalet, su ve dinlenme imkânı 4’üncü günden sonra ancak sağlanabildi. Biz de aynı şekilde Samandağ’a depremden 36 saat sonra ulaşabildik. Bu süreçte ilk 3 gün boyunca birçok sağlık emekçisi arkadaşımız yol üzerinde temin ettikleri su ve bisküvilerle çalışmak zorunda kaldı” diye konuştu.

Birçok sağlık kurumunda görev yapan sağlık emekçilerinin günlerce hasarlı binalarda ya da açık havada sabahlamak zorunda kaldıklarını beyan ettiklerini söyleyen Akgül, “Normal koşullarda da 24 saat hizmet veren sağlık personelinin beslenmesi, dinlenmesi ve sahada daha etkili çalışması için uygun koşullar ilk hafta sonunda sağlanabilmiş değildi. Pandemi döneminde balkonlarda alkışlanan, doğal afette kahraman ilan edilen fakat hak ettiği değeri görmediğini hisseden sağlık emekçileri depremzede yurttaşlarımızın yanında olabilmek için insanüstü çaba sarf ettiler” ifadelerini kullandı.

"UNUTTURMAYACAĞIZ”

Akgül son olarak şunları dile getirdi: “2017 yılında sendika olarak bir açıklama yaparak hastanelerin deprem tehdidi altında olduğunu, özellikle İstanbul ve İzmir’deki hastanelerin alarm verdiğini söylemiştik. O dönem hastanelerin en az yüzde 60’ı depreme dayanıksızdı ve bunların da yüzde 36’sının yeniden yapılması gerekiyordu. Deprem bölgesinde birçok hastane yıkıldı, kullanılamaz halde, daha önceki yıllardan dayanıklı olmadığına dair raporları var. Ne yazık ki Hatay’da meslektaşlarımız hastanelerde hayatını kaybetti. Tüm yurttaşlarımız gibi sağlık çalışanları da güvenli, dayanıklı konutlarda yaşamak ve çalışmak istiyorlar. Meseleyi bugünden yarına unutmayacağız, unutturmayacağız. Tüm il sağlık müdürlüklerine ve Sağlık Bakanlığı’na Genel Sağlık İş Sendikası olarak hali hazırda kullanılan Hastanelerin deprem dayanıklılık konusunda gerekli testlerin yapılarak önlemlerin alınmasına dair başvurularımızı yapıyoruz.”