Küba Devrimi’nin önderi, dünya devrimci hareketinin efsanevi ismi, emperyalizme, faşizme ve sömürüye karşı yürütülen mücadelenin simgesi Fidel Castro, 90 yaşında hayata gözlerini yumdu. Dünya onu bu sözlerle uğurladı: Güle güle Comandante!

İnsanlık seni nasıl unutsun

Küba Devrimi’nin önderi, ülkenin eski devlet başkanı ve sosyalizmin efsane ismi Fidel Castro, 90 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ölüm haberini kardeşi ve Küba Devlet Başkanı Raul Castro, “Devrimin Başkomutanı yaşamını yitirdi” sözleriyle duyurdu. Dünya devrimci hareketinin simgelerinden olan Castro için yerkürenin dört bir yanından saygı ve sevgi mesajları yağdı.

Cenaze 4 Aralık’ta
Fidel Alejandro Castro Ruz… Kısaca Fidel Castro. Küba Devrimi’nin önderi Castro, 25 Kasım gecesi saat 22.29’da hayatını kaybetti. Haberi, Fidel’in kardeşi ve Devlet Başkanı Raul, Küba Devlet Televizyonu ekranlarından duyurdu. Raul Castro, halka şöyle seslendi: “Bugün, 25 Kasım 22.29'da, Küba Devrimi'nin Başkomutanı Fidel Castro Ruz yaşamını yitirdi. Yoldaş Fidel, kendi iradesi uyarınca yakılacak. 26 Kasım Cumartesi erken saatlerde, cenaze organizasyon komitesi halkımızı ayrıntılar hakkında bilgilendirecek. Zafere kadar, daima!” AFP’nin bildirdiğine göre Castro’nun cenaze töreni 4 Aralık’ta yapılacak.

Dünyadan selam
Efsanevi lider Fidel Castro’nun ölüm haberinin duyulmasının ardından dünyanın dört bir yanından yüzbinlerce mesaj yağdı. Sosyal medyada bir numaralı gündem Fidel Castro olurken, onun ve arkadaşlarının emperyalizme, faşizme ve sömürüye karşı verdiği devrimci mücadele selamlandı. Tüm dünya halkları Castro’nun dile getirdiği meşhur sözlerini paylaştı ve “Güle güle Comandante!” dedi.

***

Tarihin akışını değiştiren tanışma
Küba’daki siyasi hapishaneden salıverilen Fidel, Meksika’ya geldi. 8 Temmuz 1955’te tarihin akışı bir tanışmayla değişecekti. Fidel'in kardeşi Raul, onu Arjantinli devrimci Ernesto Che Guevara ile tanıştırdı. Bütün gece süren ateşli bir sohbetin ardından Ernesto, Fidel'in aradığı esin kaynağı devrim önderi olduğuna karar vererek diktatör Batista’yı devirmek için kurulan ‘’26 Temmuz Hareketi’’ne katıldı. Grubun doktoru olmasına karar verildiyse de hareketin diğer üyeleriyle askeri eğitime katıldı. Eğitimin sonunda eğitmenleri Albay Alberto Bayo tarafından Che, en göze çarpan öğrenci olarak nitelendirildi.

***

Tarih beni aklayacaktır
FIdel Castro, Moncada Baskını’nın ardından tutuklanır ve 21 Eylül 1953 günü mahkemeye çıkarılır. Avukat olduğu için saldırının ardından birlikte tutuklandığı arkadaşlarının da savunmasını üstlenir. Savunmasını Batista hükümetinin yasadışılığına dayandıran Fidel, kanunsuz bir iktidara karşı ayaklanmanın her yurttaşın görevi olduğunu üstüne basa basa vurgular. Fidel’in ayrılan dosyasının davası 16 Ekim 1953 günü görülür. Fidel dört saat süren savunmasının sonunda mahkemeye heyetine şöyle seslenir: “La historia me absolverá / Tarih beni aklayacaktır.”

***

ABD, FIdel’i 638 kez öldürmeye çalıştı

FIdel Castro dönemindeki en çarpıcı noktalardan biri de, ABD’nin Fidel’i devirme girişimleriydi. CIA, Fidel Castro’yu öldürmek için bilinen 638 suikast denedi. ABD ayrıca Kennedy başkanlığında Domuzlar Körfezi çıkarmasıyla Castro’ya yönelik bir de darbe girişiminde bulundu.

***

SON MESAJI: İdealleriniz için savaşmayı sürdürün

FIdel Castro, yıllar sonra ilk kez bu yılın nisan ayında bir konuşma yapmıştı. Küba Komünist Partisi'nin kongresinde konuşan Castro, yakında öleceğini söyleyip partililerden inandıkları ideallere sahip çıkmalarını istemişti. Fidel şöyle konuşmuştu: “Yakında 90 yaşında olacağım. Yakında ben de diğer önderler gibi gideceğim. Elbette hepimizin zamanı gelecek. Ancak Kübalı komünistlerin idealleri, inançları bu dünya için, insanlık için fayda sağlamaya devam edecek. Bu idealler için savaşmaya devam etmeliyiz.”

***

Castro’nun öyküsü

FIdel Alejandro Castro Ruz, 13 Ağustos 1926’da, İspanyol göçmeni Angel Castro y Argiz ile Lina Ruz González'in ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Fidel’in 4 kardeşi daha vardı. Başarılı bir şeker kamışı üreticisinin oğlu olan Fidel, yoksul bir bölge olan Mayari'de yetişti. Santiago'daki Katolik okullarında ve Havana'daki Cizvit lisesi Belén İlahiyat Okulu'nda öğrenim gördü. 1950'de Havana Üniversitesi’nden hukuk doktoru olarak mezun oldu.

İlk harekâtı başarısız
Fidel her zaman politik ve atılgandı. Batista’nın halkı sömüren ve ülkeyi ABD emperyalizmine teslim eden politikaları Fidel de dahil olmak üzere birçok devrimcinin tepkisini çekiyordu. Fidel, demokratik olanakların tamamen ortadan kalktığı bir süreçte gerilla hareketi oluşturmaya karar verdi. 1953 başlarında Batista diktatörlüğünü yıkmak amacıyla küçük bir grup kuran Fidel, 26 Temmuz'da Santiago'daki Moncada Kışlası'na 165 arkadaşıyla birlikte bir baskın düzenledi. Ne var ki eylem olumsuz sonuç verdi ve Fidel tutuklandı. Mahkeme sonunda 16 yıl hapis cezası aldı. Juventud Adası’nda 21 ay hapis yattıktan sonra Batista'nın emriyle cezasının geriye kalan bölümü bağışlandı.

İki yıl boyunca savaştı
1955'te ülkesinden ‘26 Temmuz Hareketi’ adlı yeni bir örgüt kurdu. İspanya İç Savaşı'na katılmış olan Kübalı Alberto Bayo'nun yönetiminde gerilla eğitimi gören örgüt üyeleri 2 Aralık 1956'da ‘Granma’ yatıyla Küba'ya dönerek Oriente'de karaya çıktı. Granma’da yalnızca 82 civarı gerilla vardı. Burada devlet kuvvetleriyle girişilen çatışmalarda arkadaşlarının çoğunu yitiren Fidel, aralarında kardeşi Raul Castro ve Ernesto Che Guevara'nın da bulunduğu 12 arkadaşıyla birlikte Oriente'nin güneybatısındaki Maestra dağlarına çekildi. Meastra’daki halk, Fidel ve arkadaşlarına ‘sakallılar’ anlamına gelen “Los Barbudos” adını verdi. Fidel ve Ernesto, iki yıl boyunca Batista'nın askerlerine karşı bu bölgede savaştı. Ülke genelinde askeri ve siyasi açıdan zayıflayan Batista, 1958'de Dominik Cumhuriyeti'ne kaçtı. Fidel 1959'un başında Havana'ya girdi. Manuel Urrutia Leo devlet başkanlığına, Fidel de başbakanlığa getirildi.

Fikirleri zaman içinde olgunlaştı
Küba Devrimi’nin tarihi 1 Ocak 1959 olarak bilinir. Süreç özetle; Batista'nın kaçışı ve Santa Clara ile Santiago de Cuba şehirlerinin Fidel, Ernesto ve Raul’un önderliğindeki devrimciler tarafından ele geçirilmesiyle son bulur.
Devrimci mücadele içinde Fidel’in Marksist-Leninist görüşleri olgunlaşmıştır. Zaferin ilk yıllarından itibaren uygulanan; başta United Fruit Company, Shell ve ITT gibi yabancı şirketlerin kamulaştırılması, toprak reformunun gerçekleştirilmesi gibi sosyalist politikalar, hem ulusal hem de uluslararası planda yoğun ilgi çekmiştir.

Devrimci yönetim Küba’yı geliştirdi
Fidel ve arkadaşlarının devrimci fikirleri, Küba’yı pek çok konuda örnek ülke haline getirdi. Sosyalist ideoloji doğrultusunda ülke içinde çok yönlü ve kapsamlı politikalar uygulandı. Okuma yazma seferberliği sonunda okuryazarlık oranı yüzde 90'ın üzerine çıktı. Yeni okullar açılarak eğitim olanakları yaygınlaştırıldı. Zenginlik kaynaklarının, ulusal gelirin ve sağlık hizmetlerinin dağılımında köklü değişiklikler gerçekleştirildi. İşsizlik büyük ölçüde ortadan kaldırılırken herkese çalışma yükümlülüğü getirildi. Küba’da sağlık, bugün dünyanın pek çok gelişmiş ülkesindeki sağlık hizmetlerinden bile daha ileri durumda. Ülke, bebek ölümlerinde son sırada yer alıyor ve doktor ihraç ediyor.

2008’de bıraktı
Fidel Castro 31 Temmuz 2006 tarihinde sağlık problemleri nedeniyle yetkilerini geçici olarak başkan yardımcısı, kardeşi ve devrim mücadelesindeki yoldaşı Raul’a devretti. Şubat 2008'de de Küba'nın en yüksek yönetim organı olan Devlet Konseyi Başkanlığı görevini bıraktığını açıkladı. Yaşamı boyunca 11 ABD Başkanı ‘deviren’ Fidel Castro, 25 Kasım 2016 tarihinde hayatını kaybetti.