İspanya’ya geçmek isteyen göçmenlere saldıran Fas polisi onlarca kişiyi katletti. İspanya Başbakanı saldırıyı ‘düzensiz göçle mücadele’ olarak niteledi. Yaşanan insanlık trajedisine tepki gösteren insan hakları örgütleri, adli bir soruşturma başlatılmasını talep ederek, “Suç politikalarına son verin” dedi.

İnsanlık trajedisi
Fotoğraf: AMDH

İspanya’nın Kuzey Afrika topraklarında bulunan ve Fas sınırında yer alan Melilla şehrinde yaşanan göçmen akını 24 Haziran’da polisin sert müdahalesi sonucunda katliama dönüştü. Çoğunluğunun Sahra Altı Afrika bölgesinden geldiği belirtilen yaklaşık 2 bin göçmenin, sınırdaki bariyerlerden atlayarak, İspanya topraklarına geçmeye çalışması üzerine Fas güvenlik güçleri saldırdı. Fas haber ajansı MAP'ın En-Nazur bölgesi yerel makamlarına dayandırdığı haberine göre ise göçmenler, yaşanan arbedede ve tel örgülerin aşılması girişimi sırasında yaşamını kaybetti.

Göçmen akınında ölü sayısı Fas makamlarınca 18 olarak açıklansa da İspanyol sivil toplum kuruluşları olayda 2'si Fas polisi olmak üzere en az 35 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.

İSPANYA BAŞBAKANINDAN FAS’A TEŞEKKÜR

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında "İspanyol hükümeti adına, Fas hükümeti ile yaptığımız ve en iyi ilişkilere ve yakın iş birliğine duyulan ihtiyacı gösteren olağanüstü iş birliğine teşekkür etmek isterim. Maalesef bugün Melilla kentinde yaşananlarda da gördüğümüz gibi düzensiz göçe karşı mücadelede içişlerinin yakın iş birliğine ihtiyaç olduğu görülmüştür" dedi.

İspanya'nın Batı Sahra sorunundan dolayı Fas ile yaşadığı 10 aylık diplomatik krizi düzeltmek için nisan ayından itibaren adımlar atmasının ardından Başbakan Pedro Sanchez, yaşanan göçmen dramını "görmezden gelmekle" suçlandı. Melilla'daki göçmen dramına Avrupa Birliği (AB) de şimdiye kadar sesiz kaldı.

Fas ve İspanyol insan hakları örgütleri konuyla ilgili ortak açıklama yayımladı. Fas İnsan Hakları Örgütü (AMDH), İspanya merkezli “Caminando fronteras/Sınırlarda yürümek”, Attac Maroc, Savunmasız Durumdaki Göçmenlere Yardım Derneği ve Faz Sahraaltı Toplulukları Kolektifi imzalarıyla yayımlanan açıklamada, “Katil, İspanya-Fas göçmenlik anlaşması” denildi.

İKİ ÜLKENİN ORTAK KATLİAMI

"Bu genç Afrikalıların ‘Avrupa Kalesi’ sınırlarında ölmesi, Fas ve İspanya arasındaki göç konusundaki güvenlik iş birliğinin ölümcül doğası hakkında bizi uyarıyor” denilen açıklamada, “24 Haziran Cuma günü yaşanan trajedinin koşulları birkaç haftadır mevcuttu. Nador ve bölgesindeki göçmen topluluklara yönelik gözaltı kampanyaları, kamplara baskınlar ve zorla yerinden etmeler bu dramın önceden habercisiydi. Mart 2022’de Fas ve İspanya arasında göç alanında güvenlik iş birliğinin yeniden başlaması, iki ülke arasındaki koordineli eylemlerin çoğalmasının doğrudan bir sonucu olmuştur."

Açıklamada Fas’ın Melilla sınırındaki Nador kentindeki mültecilerin bir buçuk yıldan uzun bir süredir ilaç ve sağlık hizmetlerine erişemedikleri, kamplarının yakıldığı ve mallarının yağmalandığı belirtilerek, "Kaynağı ne olursa olsun kınanması gereken bu şiddet, Nador'daki göçmen toplulukların yıllardır hem İspanyol hem de Faslı kolluk kuvvetleri tarafından maruz bırakıldığı sistematik şiddeti hatırlatmaktadır. Bu uygulamalar ulusal, bölgesel organizmalar ve BM organları tarafından pek çok kez kınanmıştır” denildi.

SUÇ POLİTİKALARINA SON VERİN!

Açıklamada yapılması gerekenler şöyle sıralandı:

Yaralı göçmenlere yeterli ve kaliteli sağlık hizmeti verilmesini talep ediyoruz.

Bu insanlık trajedisinin aydınlatılması için hem Fas ve İspanya tarafından hem de uluslararası düzeyde derhal bağımsız bir adli soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz.

Avrupa Birliği, çeşitli uluslararası örgütler ve onun suç ortağı olan devletler, tarafından finanse edilen suç politikalarına son verilmesini talep ediyoruz.

Fas’ta bulunan Afrika ülkelerinin diplomatik temsilciliklerini, uygulanmakta olan politikaların suç ortağı olmak yerine, vatandaşlarının korunmasına yönelik sorumluluklarını tam olarak üstlenmeye çağırıyoruz.

İnsan hakları ve göçmen hakları örgütlerini ve hareketlerini, yaşam hakkının her zamankinden daha fazla tehlikede olduğu bu kritik anda harekete geçmeye çağırıyoruz.