İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, İranlı rejim muhaliflerini Türkiye'den kaçırmaya çalıştıkları iddia edilen aralarında meslekten ihraç edilen savcı Davut Yılmaz ve savunma sanayi şirketi sahibi İhsan Sağlam'ın da bulunduğu 11'i tutuklu toplam 16 sanığın yargılandığı davada, 4 sanığın adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verdi. Diğer 7 sanığın ise tutukluluk hallerinin devamına hükmedildi.

İranlı muhaliflerin Türkiye'den kaçırılması davasında 4 tahliye kararı
Fotoğraf: AA

İran istihbaratının bazı rejim muhalifi isimleri Türkiye'den kaçırma planlarına yardımcı oldukları iddiasıyla yargılanan 11'i tutuklu 16 sanıktan 4'ünün, adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.

AA'nın aktardığı bilgiye göre, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada 10 tutuklu, 4 tutuksuz sanık ve avukatları hazır bulundu. 2 sanık ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.

Duruşmada savunma yapan tutuklu Davut Yılmaz, olaylarla hiçbir ilgisi olmadığını öne sürerek "Beni durup dururken bu suçların içine bulaştırdılar. 2021'de aldığım hatla, 2019'da suç işlediğim iddia ediliyor mesela. Olaylarla hiçbir alakam yoktur. Medyada 'savcı İranlılarla görüşmüş' gibi bir yalan haber gidiyor. Ya ben kimle görüşmüşüm? Bu dava kumpas davasıdır. Tahliyemi ve beraatımı talep ederim" dedi.

YURTDIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI VE İMZA ŞARTI

Tutuklu Erdal Sağlam ise suçsuz olduğunu idda ederek "Ben suçsuzum. Bunu sanıklar da tanıklar da mağdurlar da biliyor. Allah katında da suçsuzum. Kardeşlerimden başka kimseyi tanımıyorum. Beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan Hüdayiverdi Çıtak, Metin Ergün, Mehmet İyigün ve Mustafa Çiçek'in tutuklulukta kaldıkları süre nedeniyle tahliye etti. Heyet, tahliye edilen 4 sanık hakkında "yurtdışına çıkış yasağı" ve "imza atmak" şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verdi.

Davut Yılmaz, Erdal Sağlam, Hakan Sağlam, İhsan Sağlam, İsmail Sağlam, Muharrem Sağlam ve Morteza Soltan Sanjarı'nın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Davut Yılmaz, İhsan Sağlam, Metin Ergün, Morteza Soltan Sanjari, Mehmet İyigün, İsmail Sağlam, Muharrem Sağlam, Hakan Sağlam, Erdal Sağlam, Hüdaiverdi Çitak, Kamil Taçşı, Tuncay Buyurgan, Tuba Eren ve Behnaz Ebrahimihajisarayi'nin organize şekilde hareket ederek, Türkiye'ye sığınan İran uyruklu uluslararası koruma altında bulunan rejim muhalifi kişileri kaçırmak amacıyla oluşturulan suç örgütü içinde bulundukları belirtilmişti.

İddianamede ayrıca, İran'a kaçırıldığı iddia edilen, eski Albay Mashali Firouze, eşi Arezou Saeidvand, oğulları Arıan Aminmavaneh ile kaçırılmaya çalışılan eski İran Deniz Kuvvetleri Subayı Mohammed Rezaei ve ekonomist Shahnam Golshani mağdur olarak yer amıştı.

İran İslam Cumhuriyeti istihbarat servisinde görevli oldukları anlaşılan ve dosyaları ayrılan bazı şüphelilerin ömcülüğünde, İran'dan kaçarak Türkiye'ye sığınan ve uluslararası koruma altına alınan mağdurların tespit edildiği anlatılan iddianamede, bu şahısları hile ile korkutarak veya zorbalık yaparak yasa dışı yollardan tekrar İran İslam Cumhuriyeti'ne götürmeyi ve İran'dan kaçanlara göz dağı vermeyi amaçlayan örgütlü yapının oluşturulduğu kaydedilmişti.

İddianamede, bu örgütlü yapı içinde Davut Yılmaz, "By Sağlam" adlı savunma şirketi sahibi İhsan Sağlam ve Hüdaverdi Çıtak'ın suç işlemek amacıyla kurulan örgütün yöneticisi konumunda bulundukları, örgüt üyelerine hiyerarşik olarak yöneticilik ve organizatörlük vasfı ile talimat verdikleri ifade edilmişti.

Tüm sanıkların "siyasal veya askeri casusluk" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, Davut Yılmaz, Hüdaverdi Çıtak ve İhsan Sağlam'ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçundan 4'er yıldan 8'er yıla kadar, diğer 13 sanığın ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçundan 2'şer yıldan 4'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti.

Davut Yılmaz'ın ayrıca "kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçundan 5 yıldan 24,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, diğer sanıkların da "birden fazla kişiyle birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından 2 yıl ile 24,5 yıl arasında değişen sürelerde hapislerinin istendiği belirtilmişti.

Öte yandan savcı Davut Yılmaz, 22 Eylül 2022'de HSK kararıyla meslekten ihraç edilmişti.