İrfan Fidan’ın Anayasa Mahkemesi’ne atanmasına tepkiler sürüyor: 107 yargıç, Yargıtay’ın yüz karasıdır

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan’ın iki ay önce Yargıtay’a daha sonra da Anayasa Mahkemesine (AYM) atanmasına yönelik tepkiler sürüyor.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada İrfan Fidan’ın atanmasına tepki gösterdi. İrfan Fidan’ın AYM'ye atanmasına ilişkin HDP Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç’un Meclis’te genel görüşme talep etmesinin ardından söz alıp Meclis kürsüsüne çıkan Tanrıkulu, Fidan’ın kamuya mal olmuş bir isim olduğunu söyledi.

Fidan’ın Başsavcılığı döneminde birçok hukuksuz ve kanunsuz iddianameye imza attığını hatırlatan Tanrıkulu, “Çağlayan Adliyesi rüşvetin yolsuzluğun koktuğu bir adliyeye dönüştü. Bu burada çok konuşuldu. Şimdi bir yargıç, yargıçlık etiğine aykırı olarak nasıl böyle bir göreve aday olur?” diye sordu.

Fidan’ın böyle bir göreve aday olmaması gerektiğini aktaran Tanrıkulu, “Eğer gerçekten ahlak sahibiyse böyle bir göreve aday olmaması lazım. 1962'den 2020 yılına kadar Yargıtay’dan AYM’ye toplam 44 üye atanmış. Ortalama Yargıtay’da kalma süreleri 9,5 yıl ama 6 gün kalan yok! Yargıtay’da tecrübe kazanacak oradan gidecek. Dolayısıyla İrfan Fidan bu göreve aday olmakla aslında Yargıçlık etiğine uygun davranmamıştır ve bu etiğe bu ahlaka sahip olmadığını göstermiştir. Yoksa yüksek yargıç olmuş tamam atanmış bir biçimde ama kendisini oraya götüren sürece kendisinin aday olmaması lazım” diye konuştu.

SORUN SİSTEMİN KENDİSİ

107 yargıcın Fidan’a oy verdiğini anımsatan Tanrıkulu, şunları dile getirdi:

Asıl mesele Cumhurbaşkanı’nda değil asıl mesela bence İrfan Fidanda da değil. Asıl mesele yüksek yargıçlık sıfatına sahip bu 107 yargıçtadır. Yargıtay'ın yüz karasıdırlar. Onlar Yargıtay’da olduğu sürece adalet dağıtamazlar. Yargının bütün teamüllerine aykırı olarak yargının bütün etik kurallarına aykırı olarak 107 yüksek yargıç oy vermiş. Eğer oy vermeselerdi Cumhurbaşkanı’nın önüne gidemezdi. Sizin döneminizde yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı tamamen ortadan kalkmıştır. Kuvvetler ayrılığı bitmiştir kuvvetlerin birliği vardır. Yargının başka bir genel müdürlükten Karayolları Genel Müdürlüğünden HSK'nin bir farkı kalmamıştır. Sizin döneminizde yargı denen bir kurum kalmamıştır. Yargı Yürütme organının bir parçası haline gelmiştir ve hangi reformu yaparsanız yapın hangi eylem planını getirirseniz getirin toplumda bir karşılığı olmayacaktır. Sorun sistemin kendisindedir. Sorun Saray’a bağlı yargı anlayışındadır.