Anketler kürtajın serbest bırakılmasına destek verenlerin oranının %60’i geçeceğini öngörüyor. Bunda; genç nüfus içinde iletişimin hızlanması, yaşanan üzücü olaylar, Kelt Kaplanı yıllarının mirası olan vizyon, son 20-30 yılda ülkenin aldığı göçün getirdiği çokkültürlülük etkisi ve hatta biraz da “bu tartışma artık bitsin” düşüncesinin payı olduğunu söyleyebiliriz

İrlanda'da kürtaj referandumu: Zümrüt Ada sandık başında

ZAFER BALTA

Bizde aniden bastıran seçimlerin koşuşturmacası yaşanırken yaşlı kıtanın diğer ucunda bambaşka bir oylama heyecanı var. İrlanda Cumhuriyeti 25 Mayıs’ta en basit şekliyle kürtajın serbest bırakılması diye tanımlayabileceğimiz yasa değişikliği için sandığa gidiyor. Bu halk oylaması sonucu ne olursa olsun ülke tarihinde çok önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor.

İrlanda dediğimizde akla neşeli, konuşkan insanları gelse de aslında aynı zamanda hayli tutucu bir toplumdan bahsediyoruz. Örneğin, 1986 yılında evli çiftlerin boşanabilmesini referanduma götüren ülkede, teklif açık farkla reddedilmişti. İrlandalıların boşanabilmek için 1995 yılını beklemeleri gerekti. Halen günümüzde boşanmak yıllara yayılan uzun bir süreç, boşanma kararı vermek için aile mahkemesi çiftlerin son beş yılın dördünü birbirlerinden ayrı geçirmiş olduklarını kanıtlamalarını istiyor.

Nedir bu 8. değişiklik maddesi?

İrlanda’nın anayasası 1937 yılında düzenlenmiş ve günümüze kadar çeşitli değişikliklerle geçerliliğini korumuş. 1983 yılında kabul edilen 8. değişiklik ise “anne karnındaki bebeğe ve anneye eşit yaşam hakları” veriyor. Aslında bağımsızlıktan önce yürürlüğe giren ve sonrasında değiştirilmeyen Kişisel Suçlar Kanunu’na göre kürtaj İrlanda’da her zaman yasaktı, ancak bu anayasada açıkça belirtilmemişti. 1980’lerin başında meclis aritmetiğindeki başabaş durum siyasetçilerin çeşitli grupların etkisinde kalmasını kolaylaştırmış ve tabii ki en hararetli konulardan biri olan kürtaj meselesi de bu durumdan nasibini almıştı.

1982 seçimlerinin ardından kurulan koalisyon hükümeti anayasada kürtajı açıkça yasaklayan bir maddeyi gündeme getirdi. Uzun tartışmaların ardından halk oylamasına taşınan yasa değişikliği toplamda %67’lik bir oyla hayata geçti. Dikkat çekici bir nokta ise bu değişiklik mecliste tartışılırken Sağlık Bakanı değişikliği meclis gündemine taşımayı reddedince Adalet Bakanının “eşitlik ilkesine” referans yaparak değişikliğe önderlik etmiş olmasıydı.

Yaşam hakkı yanlıları ve seçim hakkı yanlıları

İrlanda tarihinin muhtemelen en uzun soluklu tartışma konusu olan kürtaj bu değişiklikten sonra daha da net iki kamp oluşturdu. Ülkede kürtajın serbest bırakılmasını destekleyenler “seçim hakkı yanlıları” (pro-choice) adıyla, kürtaj karşıtları da “yaşam hakkı yanlıları” (pro-life) adıyla anılıyor. Geçmiş yıllarda iki grubun hemen her fırsatta gerçekleşen yürüyüşleri birbirine yakın sayıda katılımcı buldu.

Anayasanın 8. değişikliği daha sonraki yıllarda farklı değişiklik alternatifleriyle üç defa daha halk oylamasına sunuldu. 1992’de yaşanan ve kamuoyunda “X vakası” (the X case) olarak bilinen olayda, uğradığı tecavüz sonucu hamile kalan 14 yaşındaki bir kızın kürtaj için ailesiyle birlikte ülkeyi terketmesine izin verilmemesi üzerine patlak veren sosyal tepkilerin ardından aynı yılın sonunda kürtaj amaçlı yurt dışına çıkmak serbest bırakıldı. O tarihten bu yana 170 bin İrlandalı kadın kürtaj olabilmek için yurt dışına gitti.

Savita vakası

Uluslararası baskılar sürüp gider ancak yasalarda bir değişiklik olmazken 2012 yılında Savita Halappanavar vakası yaşandı. Savita, İrlanda’da yaşayan Hint asıllı 31 yaşında bir diş doktoruydu. Hamileliği sürerken karnındaki çocuğunu kaybettiği anlaşıldı. Annenin septik şoka maruz kalmasını önlemek için bebeğin kürtaj yoluyla alınması gerekiyordu ama doktorlar buna yanaşmadı. Halappanavar çiftine, “İrlanda’nın Katolik bir ülke olduğunu ve kürtajın mümkün olmadığı” söylendi, yasalar anlatıldı. Bütün bunlar olurken Savita zehirlenme sonucu hayatını kaybetti.

Bu olay ülke genelinde geniş yankı buldu. Çok sayıda yürüyüş düzenlendi. Yaşam hakkı yanlıları Savita vakasını çeşitli platformlarda dile getirirken diğer kamp ise onları hayatını kaybeden bir kişinin hikayesini ve resimlerini kampanyalarına destek sağlamak için kullanmakla suçladı. Uzun süren soruşturmalar yürütüldü ancak üst düzey bir istifa olmadı. Öte yandan bu olay ertesi yıl kabul edilen Gebelikte Yaşamın Korunması Yasası’nın da yolunu açtı.

Söz konusu yasa Savita vakasından sonra biraz da alelacele çıkarılmış bir yasaydı ve eğer gebelik hali anne adayının hayatını bedensel ya da zihinsel düzeyde tehdit eder hale gelmişse kürtaja izin veriyordu.

Yeni başbakan, yeni referandum

Geçtiğimiz yıl başbakanlık koltuğunu devralan Leo Varadkar hayli renkli bir sima. Hint bir baba ve İrlandalı bir annenin oğlu. Sadece 39 yaşındaki genç politikacı geçmişte Sosyal Koruma Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yaptı. 2015’teki eşcinsel evlilik referandumunda “evet” oyunun ateşli bir taraftarıydı. Varadkar, aynı anda İrlanda tarihinin en genç başbakanı olmak, ilk açık eşcinsel başbakanı olmak ve etnik bir azınlıktan gelen ilk başbakanı olmak gibi ülke siyasi yaşamında pek çok ilklere imza atmış bir kişilik.

Varadkar göreve geldiğinden beri sinyallerini verdiği kürtaj serbestisi değişikliğinin halk oylamasına sunulmasının yolunu açtı. Hızla kampanyalar başlatıldı, her hafta sonu gösteriler düzenlenir oldu, tartışma programları yayınlandı. Kilise ise karşı duruşunu korumakla birlikte agresif bir kampanyaya girişmedi.

Yeni madde ülkede 12 haftaya kadar gebeliklerde kürtajın tamamen, daha ileriki aşamalarda tıbbi gereklilik halinde serbest kalmasını yasalaştırıyor. Dikkat çekici bir nokta ise “vicdanı ret” hakkının olması. Yani bir sağlık çalışanı kürtaj operasyonuna katılmayı reddetme hakkına sahip, ancak vakayı en kısa sürede bunu yapmayı kabul eden bir başka sağlık çalışanına devretmek zorunda.

Anketler kürtajın serbest bırakılmasına destek verenlerin oranının %60’i geçeceğini öngörüyor. Bunda; genç nüfus içinde iletişimin hızlanması, yaşanan üzücü olaylar, Kelt Kaplanı yıllarının mirası olan vizyon, son 20-30 yılda ülkenin aldığı göçün getirdiği çokkültürlülük etkisi ve hatta biraz da “bu tartışma artık bitsin” düşüncesinin payı olduğunu söyleyebiliriz.

Yaşlı kıtanın yeşil adası Mayıs ayı sonunda kendisi için büyük bir değişimi oylayacak. Büyük bir ihtimalle bir kabuk daha kırılacak, bir yasak daha kalkacak.

Kaynaklar:

http://edition.cnn.com/WORLD/9511/ireland_vote/

https://en.wikipedia.org/wiki/Tenth_Amendment_of_the_Constitution_Bill_1986_(Ireland)

https://www.irishtimes.com/news/politics/fact-check-have-more-than-170-000-irish-women-travelled-abroad-for-an-abortion-1.3481581

http://www.thejournal.ie/eighth-amendment-2-3924188-Apr2018/

https://www.irishtimes.com/news/politics/abortion-q-a-what-will-happen-after-you-vote-in-the-referendum-1.3478922

http://www.thejournal.ie/twenty-years-on-a-timeline-of-the-x-case-347359-Feb2012/

https://www.ifpa.ie/Hot-Topics/Abortion/Statistics