Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, TCMB’nin bankaların TL mevduatlarına dönmesine ilişkin çalışmalarının zorlama olduğu ve müşterilerinin tercihlerine saygılı olunması gerektiğini söyledi. Aran, İş Bankası’nın yüzde 50 TL mevduatı bulundurma gibi bir hedefinin olmadığını belirtti.

İş Bankası Genel Müdürü: TL mevduatı zorlamayla bir yere vardırılacak bir konu değil
Fotoğraf: AA

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, TL mevduat oranı yüzde 50’nin altında olan bankaların zorunlu karşılıklarına yüzde 8 komisyon uygulanacağını bildirmesinin ardından İş Bankası’ndan konuya ilişkin değerlendirme geldi. Dövizdeki yüksek artışa yönelik iktidarın 'çözüm' yöntemlerinden biri de kur korumalı mevduat hesaplarının açılmasının yanında bankaların TL bulundurma oranına göre komisyon alınması olmuştu.

ekonomim.com gazetesinden Şebnem Turhan’a konuşan Aran, Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, bankaların TL mevduat oranının zorlamayla bir yere vardırılacak konu olmadığını ve yüzde 50 oranını yakalama gibi bir hedeflerinin olmadığını ifade etti.

“ÜLKE İÇİN YARARLI BİR ŞEY OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”

Yüzde 50 TL mevduat hedefinin ülke için yararlı bir şey olduğunu düşünmediğini belirterek, “Böyle bir hedefimiz olmayacak, böyle bir hedef arkadaşlara da vermedim. Çünkü bunun ekonomi için, ülke için yararlı bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bunun herhangi bir faydası olduğuna inansam zaten gönülden gelerek destek olurum. Bu durum zorlamayla bir yere vardırılacak olan bir konu değil. Hem altını çizdiğim şey var, müşteri tercihlerine saygılı olmak gerekir dedim. İşte o saygı çerçevesinde biz işimizi teknik olarak yapıyoruz onun sonuçları neyse de onun sonuçlarına katlanıyoruz” dedi.

Finansa erişimde sorun olduğunu belirten Aran, şöyle konuştu:

“Bir şeyi çok tekrarlamanızın bir anlamı yok, çünkü konunun değerini düşürüyorsunuz ve artık konunun önemi de kaybolmaya başlıyor. Bu sorunlar hayatımızda var ve bu sorunlarla yaşamayı öğreniyoruz. Çünkü bizim en büyük özelliğimiz uyum sağlayabilmektir. Türk insanı, bu coğrafyada yaşayan insanlar bu tür belirsizliklere hızlı adapte oldukları için varlar. Hele kurumlar bu kadar yıldır buna çabuk uyum sağladıkları için varlar. O nedenle ortada bir belirsizlik hakim, yaratılıyor, dediğim şeyler yerinde duruyor ama artık kurumlar ve herkes ona adapte olmaya çalışıyor ve ona göre bir strateji belirliyor. Onda da herkes son derece başarılı olduğunu görüyorum. Ustalıkla bu ihtiyacı yönetebiliyor.”

“SERBEST PİYASADAN UZAKLAŞINCA AŞIRI REGÜLASYON KAÇINILMAZ”

Aran, “Bir kere serbest piyasanın dinamiklerinden uzaklaşmaya başladığınız zaman aşırı regülasyon kaçınılmaz hale geliyor. Belirsizlik ve regülasyon birbirini doğuran bir şey. Piyasanın kendi dengelenme mekanizmaları var. Yıllardır alışık olduğu ve ekonomideki yanlışlıkları düzelten doğal dengeleme mekanizmaları var. O dengeleme mekanizmaları doğal ortamında işler. Onu bozduğunuz zaman o mekanizmalar devreye girmediği için sizin her seferinde regülasyonla müdahaleyle o dengeyi sağlamanız lazım. Bir şeyin doğal olanıyla insan eliyle yapılanı arasındaki efor tartışılmaz. Şimdi o efor için enerji harcıyoruz. Bu da çok da bir şey kazandırmıyor. Gücümüzü daha verimli kullanabiliriz” dedi.