Hukuki olarak işçi statüsünden ayrılan “kendi işinin patronu olma”, “istediğin kadar çalışma” illüzyonuyla sınıfına yabancılaştırılan, bireyselleştirilen, sınıfından kaçırılan kuryeleri yaşadığı deneyimler, dayanışmalar “sınıf bilincine” ulaştıracaktır.

“İşçi olsam…”: Esnaf kurye

İlkan Öz

2022’nin ilk aylarında başlayan kurye eylemlilikleri dikkatleri Esnaf Kurye Modeli’ne çevirdi. Esnaf Kurye Modeli isim olarak Türkiye’ye özgün gibi gözükse de model olarak dünyada farklı isimlerle uzun yıllardan beri uygulanır. Bu uygulamaları “gig ekonomisi” altında isimlendirebiliriz. “Gig ekonomisi” diğer bir adıyla “esnek ekonomi” tam da anlamına uygun olarak, kısa süreli, taban ücret garantisi olmayan ve güvencesiz işlerin dijital platformlar üzerinden yaygınlaştığı iktisadi ilişkileri tanımlar.2


Türkiye’de Yemeksepeti, BanaBi, Fiyuu, Trendyol, Getir Vigo gibi firmalar yemek siparişi, market alışverişi, kargo dağıtımı gibi alanlarda kurye istihdam etmek için Esnaf Kurye Modeli’ni kullanmaya başladı. Esnaf Kurye olmak için en önemli sermaye motosiklet sahibi olmaktır. Motosikletin her türlü giderini (kasko, zorunlu sigorta, yakıt) esnaf kurye karşılar. Vergisini, sosyal sağlık güvencesini kendisi yatırır, günlük yemek masrafı kuryeye aittir. Sözleşmeye bağlı olarak esnaf kuryelerin haftalık-yıllık izinleri vardır. Başka işletmelerde çalışıldığında bu izinler ödenir ama esnaf kurye izin günlerinde ücret alamaz. Herhangi bir kaza veya problemle karşılaştığında (pakete zarar gelmesi, paketin çalınması vs.) tüm sorumluluk esnaf kuryenindir. İşçi statüsünde olmadığı için sendikaya girip örgütlenme durumu olmaz. Kendisi ile aynı işi yapan, aynı işi deneyimleyen maaşlı bir kuryeden hem hukuki hem de zihinsel olarak farklılaş(tırıl)mış, yabancılaştırılmıştır. Aynı şekilde bireyselleştirilmiş ve yalnızlaştırılmıştır. Dolayısıyla sınıfın kolektif eyleminin önünü tıkayan mekanizmalardan, yani sistematik bir şekilde “sınıftan kaçırılma” durumundan bahsedebiliriz.3

Burada karşımıza esnaf kuryeyi sınıf bağlamında nasıl konumlandıracağımız sorunu ortaya çıkar. Esnaf kurye modelinde çalışanların toplumsal olarak deneyimledikleri işçileşme dinamikleri ile üretim araçları (motosiklet vs.) üzerindeki tasarruf hakkına kısmen de olsa sahip olmaları sınıf yapısı bağlamında onları Erik Olin Wright’ın sözünü ettiği “sınıf ilişkileri arasındaki çelişkili sınıf konumları”na yerleştirir.4 Esnaf kuryeler işçi ile küçük burjuva arasında yer alan karmaşık bir konumda kalıyor. Her ne kadar hukuki olarak işçi statüsünde sayılamasalar da bu konumun işçi sınıfına çok daha yakın bir noktada olduğunu söyleyebiliriz. Kapitalizmdeki temel ekonomik biçim olan ücretli emek ilişkisinin kapitalist sınıf ile işçi sınıfı karşıtlığının dışına taştığı reel dünyadaki bu karmaşık sınıf matrisi, çeşitli coğrafyalarda kayda değer farklılıklar gösterse de kapitalist toplumsal formasyonlar için daha gerçekçi bir sınıf yapısının formülünü elde etmemize yardımcı olacaktır.5

Kuryelerin net bir gelirinin olmaması, yani paket başı ücret alması can güvenliği tehlikesi yaratır. Kuryelerin daha fazla paket atabilmek ve para kazanabilmek için mümkün olduğunca hızlı hareket etmek zorunda kalması trafik kazalarına neden olur. Moto kuryelerin hız yapmak zorunda kalmasının diğer sebebi ise müşterilerin uygulama üzerinden “hız”ı puanlanmasıdır. Belirli puanın altında kalan kurye uyarı alır hatta sözleşmesi feshedilebilir. Daha fazla kazanmak veya teslimatı zamanında yetiştirmek adına kuryeler ihtiyaç molası dahi veremez.6 Bu modelin (istediğin zaman çalışma esnekliği) sunulduğunun aksine para kazanmak için yüksek mesai (yaklaşık 15 saat) ve efor harcanması gerekir. Dolayısıyla çalışırken sosyalleşme olanaklarının hiç olmaması, mesai sonrasında ise çok az sosyalleşme olanaklarının olması sınıf kültürü deneyimini derinleştirecek imkanları kısıtlar.

Gig platformlarında olduğu gibi bir işçinin fabrikada çalışmasının aksine kuryelerin sabit bir fiziksel iş yerinin olmaması, özdeşleşecek belli bir mekân olmadan çalışması, aynı işi yapan çalışanlarla fiziki olarak temas edememesi mekânsal yalıtmayla açıklanabilir. Bu durum sınıf bilincinin oluşmasının önünde bir engeldir. Ancak burada parantez açıp moto kuryeler için farklı bir dayanışmanın olduğu alana, caddelere bakış açımızı yöneltebiliriz. Bir moto kurye ile yapılan mülakatta kaza yaptığınızda ne olur sorusuna verilen yanıt aslında çok açık sınıf dayanışmasını gösterir: “Getir gelmez hastaneye, yönetici gelmez aynı anadan doğma olmasa da kardeşlerim (iş arkadaşları) vardır, onlar gelir. Aramızda para toplar arkadaşımıza veririz. Bir arkadaşımız kaza yaptı, iş kazası diye hastanede tutanak bile tutulmadı. Birkaç ay çalışamadı, tek kuruş para vermediler.”7 Bu açıklamayla kuryelerin sosyal güvencesiz olduğunun farkına vardığını, bu eksikliği sınıf dayanışmasıyla kapattıklarını söyleyebiliriz.

Her ne kadar kuryeler sendikaya üye olamasa da bu onların örgütlenmeye ve kolektif şekilde hareket etmeye başlamadığı anlamına gelmez. Kuryeler özellikle sosyal medyada ve oluşturdukları farklı dayanışma ağlarıyla, derneklerle yaşadıkları haksızlıklara (pre)organize tepkiler vermeye başladı. Trendyol’un ücretlerine sadece yüzde 11 zam yapmasının ardından esnaf kuryeler kontak kapatarak Türkiye’nin birçok yerinde eylemler gerçekleştirmiş ve zam oranını yüzde 38,8’e yükseltmişti. Ellen Meikins Wood’a referansla şunu söyleyebiliriz: Sınıf oluşumlarının ve sınıf bilincinin keşfi, insanlar bu sınıf durumlarını deneyimledikçe ve yaşadıkça mücadele sürecinden doğar, yani ortak çıkar ve ortak deneyim sınıfı oluşturur.8 Hukuki olarak işçi statüsünden ayrılan “kendi işinin patronu olma”, “istediğin kadar çalışma” illüzyonuyla sınıfına yabancılaştırılan, bireyselleştirilen, sınıfından kaçırılan kuryeleri yaşadığı deneyimler, dayanışmalar “sınıf bilincine” ulaştıracaktır. Bu deneyimlerle kuryeler örgütlenecek ve sömürüye karşı her türlü hakkını elde edecektir.
*Cemil Yıldızcan ve Cihan Özpınar’a yorum ve katkıları için teşekkürler.

1Erkan Kıdak’ın “Kargo Taşımacılığında Kendi Hesabına Çalışma Aldatmacası Esnaf Kurye Modeli” adlı çalışmasında motokuryelerle yapılan görüşmede “bu modelin cazip yönleri nelerdir” şeklinde soru yöneltildiğinde tamamının “işçi olsam,...” ile başlayan ifadeleri sınıfsal konumlarını nasıl algıladığını gösterir. TÜMTİS, 2021.
2Ali Alper Alemdar, “Dijital ekonominin ekonomi politiği-3 Platform kapitalizminin özel biçimi: Gig ekonomisi”, Evrensel, 17 Ocak 2022.
3Claus Offe Helmut Wiesenthal, “Two Logıcs Of Collectıve Actıon: Theoretıcal Notes On Socıal Class And Organızatıonal Form”, in Political Power and Social Theory.
4Erik Olin Wright, “Class Boundaries in Advanced Capitalist Societies”, New Left Review, I/98, 1976.
5Cihan Özpınar, Cemil Yıldızcan “Pandemi Karşısında Kapitalist Devlet ve Toplumsal Sınıflar” içinde “En Uzak Sahilin Kıyısında: Yeni Bir Yaşam Kurabilir miyiz?”, editör Ali Yalçın Göymen, İstanbul: Habitus, 2021, s. 64.
6İşçi sınıfı filmlerinin en önemli yönetmenlerinden Ken Loach’ın “Sorry We Missed You” filmi tam olarak bu soruna değinir.
7karsimahalle.org/2020/07/08/getir-iscisi-normal-bir-insan-gibi-degil-bizim-hayatimiz
8Ellen Meiksins Wood, “İlişki ve Süreç Olarak Sınıf”, Praksis (1), 2001, 92-119.