Yatağan termik Santralı’nda iki işçinin canına mal olan iş cinayetiyle ilgili açıklamada bulunan TMMOB, özelleştirmeler ve denetimsizliğin yeni ölümlere davetiye çıkardığını bildirdi

‘İşçilerin canı önemsenmiyor’

Muğla’nın Yatağan ilçesindeki Yatağan Termik Santrali’nde kazanları besleyen kömür bant sisteminin çökmesi sonucu 2 işçinin yaşamını yitirip 11 işçinin yaralandığı kazaya ilişkin açıklamada bulunan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), “Bu olay, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin (İSG) önemini ortaya bir kez daha koymuştur. İş kazalarının/cinayetlerinin ortak nedeni, sermaye ve devletin işçilerin canını önemsememesidir. Bakanlıklar ve ilgili tüm kamu kurumları, kamusal denetim yükümlülüklerini yerine getirmelidir” dedi.

Özelleştirme iş cinayetini artırdı
TMMOB’ye bağlı Elektrik, Kimya, Maden ve Makina Mühendisleri Odaları tarafından yapılan ortak açıklamada, Yatağan Termik Santralı’ndaki kazanın, alınması gereken önlemlere ve yapılması gereken çalışmalara bir kez daha işaret ettiği vurgulanarak şu noktalara dikkat çekildi:

» Yapılan bilirkişilik incelemeleri ile kazanın nedeni netleşecektir. Ancak iş kazalarının/cinayetlerinin ortak nedeni, sermaye ve devletin işçilerin canını önemsememesidir. İşçi sağlığı ve güvenliği ile biraz ilgisi olan herkes bilir ki bütün kazalar öngörülebilir. Kaza meydana gelmesi olasılığı da göz önünde bulundurularak zarar azaltıcı önlemler alınır. Olumsuz durumlara yönelik acil durum planlaması yapılır, kriz yönetimi sistemi kurulur.

» Özelleştirme, taşeronlaşma, rodövans (kiralama) gibi yanlış uygulamalarla kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan bilgi ve deneyim birikimi kaybedilmekte ve adeta bu tür iş kazalarına çağrı yapılmaktadır.

» Yatağan Termik Santralı’nda kömür taşıyıcı sistemde ve taşıma kolonlarında gerekli onarım ve yenilemenin yapılmamış olması, yalnızca bilgi yetersizliği ve tecrübesizlik olarak değerlendirilmemelidir. Teknik bilgiye dayalı bakım ve denetim mekanizmalarının olmadığı bir sistemde bu kazalar artarak devam edecektir.

» İş kazaları sonucu toplu ölümlerin artması nedeniyle 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile iş güvenliği uzmanlığı, hekimliği ve diğer sağlık personeline ilişkin yönetmeliklerin defalarca değiştirilmesine rağmen kazalar ve iş cinayetleri artarak devam etmektedir. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSG) konusunu işverenden çok uzmanlara ve hekimlere yüklemiştir. Ayrıca yasa yayımlandığından bu yana iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin işyerlerine verecekleri hizmet süresi sürekli olarak azaltılmıştır. Zira amaç, uzman, hekim ve diğer sağlık personelinin işyerlerine maliyetini azaltmaktır. Bu personelin ayda 8 dakika, 12 dakika, 16 dakika gibi çok kısa sürelerle görev yaptığı işyerlerinde iş kazaları ve meslek hastalıklarının azalmasını beklemek mümkün değildir.

TMMOB denetime hazır
Sendikaların ve meslek örgütlerinin görüşleri alınmadan yapılan düzenlemelerin iş kazalarını azaltmadığı, hatalı ve eksik düzenlemelerin iş kazalarının artmasına neden olduğu vurgulanan açıklamada, iş kazalarının azalması için tüm kamu yönetimlerine şu öneriler sıralandı:

» Bakanlıklar ve ilgili tüm kamu kurumları, kamusal denetim yükümlülüklerini yerine getirmelidir. TMMOB’ye bağlı meslek odaları, bu konudaki çalışmalara katkı koymaya hazırdır.

» Yatağan santralında çöken konveyör sisteminin, periyodik kontrollerinin yapılması zorunlu ekipmanlar arasında bulunmadığı unutulmamalı, periyodik kontrollerinin yapılması zorunlu olan makina ekipman listesi genişletilmeli, tarım, maden, inşaat, enerji, imalat sanayi vb. bütün sektörlerde kullanılan makina ve ekipmanlarının düzenli periyodik kontrollerinin yapılması mevzuata eklenmelidir.

» İSG hizmetlerinin “piyasa koşullarında” verilmesi anlayışı dışlanmalı; toplum çıkarı, kamu hizmeti, kamu denetimi anlayışı hâkim olmalıdır.

» Örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalı; esnek, güvencesiz, taşeron çalışma biçimleri yasaklanmalıdır.

» İSG ile ilgili düzenleme ve uygulamalar, ayrımsız, kısıtlamasız bütün işyerlerini ve her statüdeki tüm çalışanları kapsamalıdır. Düzenlemeler “işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasının öncelikle işverenin görevi olduğu” ilkesinden hareketle yapılmalıdır.

» İşyerinde tutulan bakım-kontrol raporlarının İSG Kurulu tarafından takibinin yapılması sağlanmalıdır.

» Bakanlık eliyle işletmeler için hazırlanan risk değerlendirme raporlarında belirtilen eksikliklerin yerine getirilip getirilmediği kontrol edilmeli, giderilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.

» İşyerlerinin denetimi sayıca artırılmalı, idari yaptırımlar ve para cezası da artırılmalı ve mutlaka uygulanmalıdır.

» Çalışan temsilcilerinin işyerlerinin büyüklüğüne göre belirlenecek süre ile işyerinin bütününde her gün gözlem yapması ve rapor etme olanağı yaratılmalı ve iş güvenceleri olmalıdır.