10 Ekim davasının tutuklu sanığı Ekici, katliam sonrası ortaya çıkan El Kaide bayraklı kutlama görüntüleriyle ilgili konuştu, “Bayrak her yerde kullanıldı, suçsuzum” dedi

IŞİD sanığından 'El Kaide bayrağı' açıklaması: El Kaide’nin bayrakları meydanlarda da sallandı

HÜSEYİN ŞİMŞEK huseyinsimsek@birgun.net @simsekhuseyinn

10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda IŞİD’in saldırısı sonucu 102 kişinin öldüğü katliama yönelik davanın altıncı grup duruşması iki gün süren yargılamaların ardından sona erdi. Bu duruşmada da soruşturmanın genişletilmesine yönelik talepler sonuçsuz kaldı. 19 tutuklu sanığın tutukluluk haline devam kararı veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. KESK, DİSK, TTB ve TMMOB’nin düzenlemeyi planladığı Emek, Barış ve Demokrasi mitingi öncesinde yaşanan katliamın Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren yargılamasına tutuklu 19 sanık, mağdur aileleri, mağdur avukatları, HDP Milletvekilleri Lezgin Botan ile Feleknas Uca, KESK EşBaşkanı Aysun Gezen ve çok sayıda izleyici katıldı.

Meydanlarda El Kaide bayrağı sallanmış
Duruşmanın ikinci gününde en dikkat çekici ifade, tutuklu sanık Erman Ekici’den geldi. 10 Ekim Katliamı’nın hemen sonrasında mahallelerinde El Kaide’nin de kullandığı bayrağın kutlama amacıyla sallandığını kabul etmeyen Ekici, "O bayrak örgüt bayrağı değil. Aynı bayrak 15 Temmuz sonrasında meydanlarda sallandı. Filistin’e yardım götüren Mavi Marmara gemisinde de sallandı. Suçsuzum" dedi.

Tutuklu sanık Esin Altıntuğ’un avukatı Yusuf Yılmaz ise müvekkilinin neden tahliye edilmesi gerektiğini anlatırken 10 Ekim ailelerinin tepkisine yol açtı. Katliamda 19 tutuklu sanık olmaması gerektiğini öne süren avukat Yılmaz, "Mağdur avukatları, soruşturmanın genişletilmesi yönünde sıklıkla talepte bulunuyor. Farklı insanlar dava ile ilişkilendirilmeye çalışılıyor. Böyle bir mantıkla davanın stadyumda görülmesi lazımdı" dedi. Örgüt üyeliğinden yargılananların dosyalarının katliam davasından ayrılması gerektiğini ifade eden avukat Yılmaz’ın bu ifadelerine katliam mağduru aileler tepki gösterdi.

Mağdur avukatlarından Tonguç Cankurt, davanın firari sanıklarından Edremit Türe ile ilgili beyanlarda bulundu. Cankurt, örgütün Kırıkkale’deki ve Antep’teki örgütlenmesini yöneten ve şu anda Suriye’de olduğu ifade edilen Edremit Türe hakkında 2014 yılında soruşturma açıldığını ifade etti. Türe’nin katliamların planlayıcıları arasında yer alan Yunus Durmaz ile birlikte 150 kişiyi yönettiğinin tespit edildiğini aktaran avukat Cankurt, "Türe hakkındaki fezleke 4 Haziran 2014 yılında teslim edilmiş. Ancak Türe, hakkında yüzlerce delil olmasına rağmen gözaltına dahi alınmamış" dedi.

‘Alagöz de dinlendi’
Suruç Katliamı’nın faili Yunus Emre Alagöz hakkında bir belgenin de Adıyaman’dan geldiğini söyleyen Tonguç, “Yunus Emre Alagöz ve onunla beraber pek çok kişi 2 ay boyunca dinlemeye alınmış. Daha sonra Yunus Emre Alagöz, Suruç Katliamı’ndan 11 gün önce, ‘Konuşmalarında suç unsuruna rastlanmadığı’ gerekçesi ile dinlemekten vazgeçilmiş. Bunun sorumluluğu hiçbir şekilde kapatılamaz” diye konuştu.

‘Cevap vermeyeceğiz’
Önceki günkü duruşmaya getirilmediği için ikinci gün savunma yapma sırası gelen tutuklu sanıklardan Yakup Şahin, avukatın sorularını yanıtsız bıraktı. Avukat Erkan Ünüvar’ın sorular yönelttiği Şahin, "Cevap vermek istemiyoruz” dedi. Tüm sanıklar adına konuştuğunu gösteren Şahin, ardından yöneltilen sorulara, "Yanıt yok" karşılığını verdi. Duruşmanın ilerleyen saatlerinde ise sanıklar Şahin’in aksine savunmalarını yaptı.

Ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. 36 sanığın yargılandığı davada mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk haline karar vererek duruşmayı 31 Ocak tarihine erteledi.

***

“Kendimi Sarraf’a benzetiyorum”
Tutuklu sanık Yakup Karaoğlu da ifadesinde, ABD’de tutuklu olarak yargılanan ve itirafçı olduğu ifade edilen işadamı RızaSarraf gibi ispatlanamaz suçlarla itham edildiğini öne sürdü. Karaoğlu, “Bu davada tanıklar muhbirleştirilmiş. Kendimi kanıtlamama izin verilmiyor. Rıza Sarraf’a benzetiyorum kendimi. Hakkımdaki iddiaların ispatlanmasını istiyorum” dedi. Sanık Karaoğlu’nun bu açıklamalarına 10 Ekim’de katledilen ve yaralananların aileleri, “O zaman sen de itirafçı ol” karşılığını verdi.