İşkenceci eski MİT’çi Mehmet Eymür tedavi gördüğü hastanede öldü. Adı faili meçhul cinayetlerle de anılan Eymür yakın siyasi tarihin en karanlık isimlerindendi. Cumartesi Anneleri eylemlerinde ise Eymür için "İyi bilmezdik" dedi.

İşkenceci hesap vermeden öldü

HABER MERKEZİ 

Eski MİT Kontraterör Dairesi Başkanı, adı işkence ve faili meçhullerle anılan 81 yaşındaki Mehmet Eymür, KOAH tedavisi gördüğü İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde öldü. Eymür geçen hafta yoğun bakıma alınarak entübe edilmişti. 

Eymür, yakın tarihin en karanlık aktörlerinden birisiydi. 30 Mart 1972'de Kızıldere’de Mahir Çayan ve dokuz arkadaşının, 19 Şubat 1972’de ise İstanbul’da Ulaş Bardakçı’nın katledildiği operasyonlarda yer aldı. Eski başbakan Tansu Çiller tarafından kurulan ve sık sık tartışmaların odağı olan Terörle Mücadele Şubesi’ne 31 Ocak 1995’te geçti.  

İŞKENCEYİ SAVUNDU 

Eymür, Kasım 2021 tarihinde HalkTV yayınında işkence uyguladığını pişkince savundu. Devletin kullandığı metotların “meşru” olduğunu iddia eden Eymür, “İşkence bütün dünya tarihinde var açın bakın, işkenceden işkenceye fark var” ifadesini kullandı. Elektrikli işkence uygulayıp uygulamadığı sorusuna ise “Samimi söyleyeyim mi, yaptım mı yapmadım mı onu bilmiyorum. Gençken ataktım, zaman zaman yanlışlar yapmış olabilirim. Hiçbir zaman elektrik kullanmadım. Klasik falaka” yanıtını verdi. 

Eymür, 5 Kasım 2021’de Gökçer Tahincioğlu ile yaptığı söyleşide bir kez daha MİT’te yapılan işkenceleri ve kendi yaptığı işkenceleri itiraf etti. Ziverbey Köşkü’de o dönem işkencelerin yapıldığını ifade eden Eymür işkenceyi ise şu sözlerle savundu: “Başka türlü konuşma imkânı yoksa işkence olabilir, çünkü çok inatçı tipler var! Gençken daha serttik. Hatalarım muhakkak olmuştur. Ama hep bunu söylerim. Hâlâ bazen hiddetleniyorum. Şunu verseler de bir sorgulasam, diyorum.” 

HABERİ ‘YOKTU’ 

Eymür’e göre kod adı “Yeşil” olan kontgerilla mensubu Mahmut Yıldırım ile tanışması, Yeşil'in JİTEM tarafından Ankara’ya yerleştirilmesi sonrası gerçekleşti. Eymür, Yeşil'in o zamanlar aranan suçlu statüsünde olduğuna ilişkin bir haberinin olmadığını ileri sürdü. Yeşil'in birçok operasyonda görev aldığını ancak Türkiye dışında kullanıldığını ve hiçbir zaman resmi olarak MİT ajanı olmadığını savundu. 

Mart 1996'da Çiller'in yerine başbakan olan Mesut Yılmaz, 50 kişilik dairenin feshedilmesini emretti. Yılmaz, Eymür'e bağlı ekibin çeteleştiğini, yasadışı faaliyetlerin artık Emniyet Genel Müdürlüğü'nde yapıldığını söyledi. Yılmaz, bu yasadışı grubun Fetullah Gülen'e bağlı olduğunu ifade etti. Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı ise Susurluk skandalını araştıran Susurluk komisyonuna verdiği ifadede Eymür'e bağlı çeteden söz etti. 

ÇATLI VE MİT RAPORU 

Eymür, Abdullah Çatlı’nın MİT tarafından kullanıldığını ancak daha sonra kontrolden çıkıp kendisini bile görevden aldırmak istediğini ileri sürdü. MİT görevlisi Tarık Ümit’in kaçırılmasının ardından Mehmet Ağar’ı aradığını ve serbest bırakılmasını söylediğini açıkladı.  

Eymür, Nevzat Ayaz, Ünal Erkan ve Ağar gibi polis teşkilatında üst düzey memurları ve siyasileri mafyayla bağlantılı olmakla suçlayan MİT Raporu'nu hazırladı. Bu rapor sızdırıldı ve Ocak 1988'de “2000’e Doğru’da” yayımlandı. MİT, raporun izin alınmadan hazırlandığını açıkladı. Eymür, Terörle Mücadele Şubesi'nden aldığı "Askar Simitko, Lazım Esmaeili ve Tarık Ümit olayı" dosyasına dayanarak, İkinci MİT Raporu olarak bilinen raporu hazırladı. Bu rapor Eylül 1996'da sızdırıldı ve tarihinde Aydınlık’ta yayımlandı. 

Ağustos 1997'de Eymür, ABD istihbarat teşkilatları ve güvenlik firmalarında MİT temsilcisi olarak Washington DC'ye atandı. 14 Ağustos 1998'de Alaattin Çakıcı'nın yakalanmasının ardından Washington'dan merkeze çağrıldı. Mart 2000’de devlet ile mafya arasındaki bağlantıları belgeleyen bir web sitesi kurdu. Devlet sırlarını ifşa ettiği için cezai suçlamalarla karşı karşıya kaldı ve hakkında soruşturma başlatıldı. 

*** 

İYİ BİLMEZDİK 

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Mehmet Eymür hakkında "iyi bilmezdik" dendi. 1990’larda yaşananlardan ve Cumartesi Anneleri’nin bugün burada bulunmalarında Eymür’ün de payı olduğu ifade edildi. 981. hafta eylemlerinde, 1995 yılında Şınark’ın Silopi ilçesinde gittikleri İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden bir daha geri dönmeyen Emin ve Mehmet Fındık ile Ömer Kartal’ın akıbeti soruldu.