307 yıllık birlikteliği sonlandırmak için sandık başına giden İskoç halkının yüzde 55'i Birleşik Krallık'tan yana oy kullandı; İskoçya'nın bağımsızlığı bir başka bahara kaldı

İskoçlar'dan bağımsızlığa ret

İskoçya'nın uzun zamandır beklediği bağımsızlığa kavuşmak için yapılan referandumda İskoç halkının yüzde 55,3'ü Birleşik Krallık'tan yana oy kullanınca hayaller başka bahara kaldı. Avrupa'da da bağımsızlık isteyen birçok azınlık grubunun yakından takip ettiği referandumda 16 yaşından büyük yaklaşık 4 milyon kişi oy kullandı. Krallığa bağlı yaşamlarını sürdürmek isteyen 2 milyon bin 926 İskoç, 'hayır' yönünde oy kullanırken bağımsızlık yanlılarının oranı ise yüzde 44,7'de (1,617,908) kaldı. Referandum seçimlerinde İskoçya tarihinin katılım rekoru da kırıldı. 1950'deki seçimde yüzde 83,8 olan katılım oranı bağımsızlık referandumunda yüzde 84,5'e kadar yükseldi. Bu oran 2010'daki seçimlerde yüzde 65,1; 2005'deki seçimlerde de yüzde 61,4'te kalmıştı. Bağımsızlık referandumunda İskoçya'nın 32 bölgesinde oy kullanıldı. Bu bölgelerin sadece 4'ünde seçmenlerin çoğunluğu bağımsızlığı seçerken başkent Edinburgh'tan 'ret' kararı çıktı. Ülkenin en büyük şehri Glasgow dışında sadece Dundee, West Dunbartonshire ve North Lanarkshire'da İskoç halkının çoğunluğu ayrılık için oy verdi.

FEDERAL ANAYASA SİNYALİ
Britanya Başbakanı David Cameron, bağımsızlık referandumunun sonuçlarının açıklanmasının ardından kameralar karşısına geçti. Cameron, İskoçya Özerk Parlamentosu'na daha fazla yetki verileceğine dair sözlerin tutulacağını, ilgili yasa tasarısının 2015 Ocak ayında hazır olacağını belirtti. Referandum sonuçlarından duyduğu memnuniyeti dile getiren Başbakan, "İskoçya’da, anayasaya ilişkin verdiğimiz sözlere şüpheyle bakanlara sesleniyorum; Yetkilendirmeyi bu hükümette gerçekleştirdik, bir sonraki parlamentoda da öyle yapacağız. Taahhütlerimizin tam olarak yerine getirildiğinden emin olacağız" ifadelerini kullandı. Birleşik Krallığa 'tutkuyla' bağlı olduğunun altını çizen Cameron, "Aynı zamanda demokratım. İskoç halkına ne istediğini söyleme hakkı verme kararı doğruydu" dedi. Cameron, Birleşik Krallığın tamamının değişim sürecinde aktif rol alacağına işaret ederek, “İskoçya halkının kendisini ilgilendiren konularla ilgili daha fazla söz hakkı olacağı gibi İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda’nın da kendi meselelerinde söz hakkı olmalı” diye konuştu. İskoçya’nın yeniden bir referandum talep etme olasılığına ilişkin olarak ise Cameron, “Herhangi bir anlaşmazlık olmayacak. Yeniden yapılmayacak. İskoçya’nın ortaya koyduğu iradeyi gördük” değerlendirmesini yaptı.

YENİ YETKİLER GELECEK Mİ?
Britanya Hükümeti, referandum öncesindeki anketlerde bağımsızlık yanlılarının yükselişe geçmesinin ardından referandumdan 'hayır' sonucu çıkarsa İskoç Özerk Parlamentosu'nun yetkilerinin artırılacağı vaadinde bulunmuştu. 1999 yılında kurulan İskoç Özerk Parlamentosu, eğitimden, sağlığa, tarımdan sanata kadar birçok alanda kendi politikalarını uygulayabiliyor. Ancak Britanya Parlamentosu'nun İskoç milletvekilleri üzerinde, dış politika, savunma, göç, kamu yardımları, enerji gibi alanlarda söz hakkı bulunuyor. Britanya Parlamentosu ayrıca İskoçya'da uygulanan vergi oranlarına da karar veriyor. Britanya Başbakanı David Cameron, referandum sonrası yaptığı konuşmada yeni anayasanın sinyallerini vermesine karşı İskoç halkının bir bölümü bu sözlere hâlâ inanmıyor.

Ulusal Parti'de değişim rüzgarı
İskoçya'da yapılan referandumdan umduğu sonucu çıkartamayan İskoçya Ulusal Partisi'nde şimdiden değişim rüzgarları esmeye başladı. Ülkenin ilk seçilmiş Başbakanı olan Alex Salmond'ın kasım ayında parti içinde yapılacak seçimlerde koltuğundan olabileceği vurgulanıyor. Partiye yakın bir kaynağın aktardığına göre 59 yaşındaki siyasetçi yerine Ulusal Parti'nin Salmond'un yardımcısı Nicola Sturgeon'ı görevlendirmesi bekleniyor. Bağımsızlık referandumundan 'hayır' sonucu çıkmasının ardından öfkeli bağımsızlık yanlılarının bir bölümü de Alex Salmond'ın istifa etmesi gerektiğini vurguladı. Kasım ayındaki parti seçimlerini yeniden kazanması halinde Salmond, 2016 yılına kadar Başbakanlık görevini yürütecek.

Salmond referandum yenilgisini kabul etti
İskoçya bölgesel hükümetinin Başbakanı Alex Salmond, İskoçya'nın bağımsızlığına yönelik yapılan referandumdan çıkan kararı kabul ettiğini söyleyerek, "Tüm İskoçya'yı halkın demokratik kararını kabul etmeye çağırıyorum" dedi. Aynı zamanda bağımsızlık kampanyasının başını çeken İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) lideri Salmond, Edinburgh'da yaptığı konuşmada İskoçya'nın bağımsızlığı için oy veren İskoç vatandaşlarına teşekkür etti. Referandumun, üzerinde anlaşılan ve onaylanan bir süreç olduğunu dile getiren Salmond, "Oylamaya yüzde 86'lık katılım demokratik dünyadaki herhangi bir seçime veya referanduma yönelik en yüksek katılımlardan birisi oldu. Tek bir ulus olarak ilerlemeliyiz" diye konuştu.

Avrupa Solu: Bağımsızlık yanlıları da kazandı
Avrupa Solu Partisi, referandum sonuçlarının ardından yaptığı yazılı açıklamada bağımsızlığa 'evet' diyenlerin de kazandığının altını çizdi. Açıklamada, "David Cameron İskoçlar'ın mesajlarına kulak vermeli ve politikalarını buna göre şekillendirmeli. İskoç halkı politik bir değişiklik isteğini açıkça ifade etti. Demokrasi ve sosyal gelişim isteği İskoçya'da ortaya çıkmıştır. İskoçya dosyası münferittir. Avrupa toprağı daha fazla alarm vermektedir. Çoğu 'bencil' ayrılıkçı büyümeyi talep ediyor. Bazı zengin bölgeler bu refahı komşularıyla paylaşmak istemiyor. İnsanlar ve topraklar arasındaki dayanışma bölgesel bir politikayla ifade edilemez. Avrupa Solu Partisi bu nedenle devletlerin birlik oluşturma yeteneklerini zayıflatan ve eşitsizliği artıran liberal reformlarla savaşmaktadır" denildi.