Tekstil büyümenin ardından daralmaya giderken işçiler işsizlikle karşı karşıya. İşverenlere göre sebep sektörün Uzak Doğu’ya kayması. Sendikalar ise işverenlerin kârını emekçiyle paylaşmadığını belirterek daralmanın işten çıkarmaya bahane edildiğini aktarıyor.

İşler ‘bozulunca’ olan işçiye oldu
Fotoğraf: AA

Dilan ESEN

Pandemi döneminde Covid-19 nedeniyle Uzak Doğu’nun kapanmasının ardından tekstil sektörü ülkede büyük bir yükseliş yaşadı. Batı’dan gelen siparişlerin ülkeye kaymasıyla birlikte tekstil büyüdü ancak hem ekonomik kriz hem de sektörün Uzak Doğu’ya tekrar kayışı Türkiye’deki işvereni sıkıştırdı. İşverenler ise bu daralmayı işçiye yansıtıyor. Sadece Antep’te son 6 ayda 30 bin tekstil işçisinin işten çıkarıldığı ifade edilse de sayı yalnızca bununla sınırlı değil. Trakya’dan Maraş’a, Bursa’dan Malatya ve Urfa’ya kadar binlerce işçinin işten çıkartıldığı bazı işyerlerinde de tazminat hakkının dahi verilmediği belirtiliyor.

Geçen günlerde Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği Başkanı Zeynel Abidin Kaplan, 2022 yılında bölgeden bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 15,9’luk gerilemeyle 1 milyar 878 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini açıklarken Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ramazan Kaya ise tekstil sektörünün ihracatta yaşadığı düşüş nedeniyle bu yıl 100 binin üzerinde işçinin işten çıkarılacağını aktardı. Tekstil sendikaları ise pandemideki büyüme sırasında işverenlerin, işçilerden faydalandığını ancak karşılığını vermediğini aktararak daralmanın işten çıkarmaya bahane edildiğine dikkat çekiyor. BirGün’e konuşan işveren temsilcileri “Kısa vadede önünü göremediği için sürecin de uzun süreceği endişesiyle birtakım kararlar alınıyor. Devletin de desteği olmasına rağmen böyle bir sonuç çıkabiliyor” derken işçi sendikaları da bu duruma tepkili: “Bu kadar büyüme yaşanırken işverenler için yarattığı büyük kârdan işçilere hiç pay düşmedi. İşten atmak zorunda kalmak gerçekçi değil.”

***

İŞVEREN, EMEKÇİLERE PAY VERMEDİ

BİR-TEK SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, şunları dile getirdi: “Hep sektörde daralma var, siparişler düşüyor; bir de asgari ücret, işçi maliyetleri arttı; enerji ve maliyet arttı… Sektörün bütün parametreleri bunlar ama bu tartışmaların içinde çalışanların koşulları, bu noktaya nasıl gelindi bunlar yok. Pandemi dönemi boyunca tekstil ve giyim sanayi tarihin en büyük büyüme rekorlarını kırıp yeni yatırımlar yaptılar. Bu kadar büyüme yaşanırken işverenler için yarattığı büyük kârdan işçilere hiç pay düşmedi. Şimdi işler biraz terse gitmeye başladı. Alım gücünün düşmesi, resesyon da işin içine girince on binlerce işçi işten atıldı. Sadece Antep’te son 6 ayda 30 bin işçi işten atıldı. Trakya, Urfa, Maraş’ta binlerce işçi işten atıldı. Patronlar için işler tıkırındayken de işçilerin payına kölece çalışma koşulları ve sefalet düşüyor; işler kötüye gittiğinde de bedeli işçiler ödüyor. Fabrikaların tamamına yakınında işçilerin ihbar tazminatı verilmiyor, bir kısmında kıdem tazminatı verilmiyor. Kıdem tazminatlarının ödenmesi yasal olarak var ancak aynı gün yapılmalı. İşsizlik fonu gerçek amacı için kullanılmalı ve işsizlerin iş bulana kadar yararlanması sağlanmalı.”

***

BÜYÜME ÇALIŞANLAR SAYESİNDE

Öz İplik İş Sendikası Bursa Şubesi Örgütlenme Sorumlusu Serkan Açıcı, şu ifadeleri kullandı: “Pandemiden çıktıktan sonra öncelikli ihtiyaçlara yöneldiler. Giyim gibi kalemler arka plana atıldı. Sektör alanında daralma var. Ama bu işten çıkarma sürecine gidilecek diye bir durum oluşturmaz. Tekstilde 3 tezgâhla devasa şirketle oldular. Bu işgücüyle oldu. Bunlar bu kadar büyürken işçiyi büyütmediler. Biz bunu kabul etmiyoruz. Onları yıllarca finanse edecek devasa sermaye birikimi var. Biz insanların nasıl sermaye birikimi yaptığını biliyoruz. İşçinin enflasyonu, mutfağı. İşten çıkarmaların bir kısmı da örgütlenmenin bahanesi. ‘Sendikal hakkını kullandıkları için işten çıkarmıyoruz’ dediler ama bu bahane. İş güvencesi tazminatı var, anayasal haklarımız var ama Türkiye’nin gerçeğini biliyoruz. Biz haklarımızı kullanırken işçi aciz kalıyor. Sektördeki daralma işçi çıkarmayı getirmemeli. 500 kişilik işletmede 70 kişinin işten çıkarmanın karşılığı olamaz, çünkü devletten her türlü desteği alıyorlar. İşçi yaşamsal standartları düştüğü için Türkiye’nin her tarafında mücadelenin yükselmesine de bir gözdağı olabilir.”

***

MAKİNE GÖRÜYORLAR

DİSK’e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası Merter Şubesi Başkanı Asalettin Arslan, şu ifadeleri kullandı: “Bizim örgütlü olduğumuz yerlerde işten çıkarma olmadı. Ancak sahada işten çıkarmalar olduğunu görüyoruz. 31 Aralık’ta işten çıkardığı kişiye tazminat ödeyecekse, çoğu tazminat da ödemiyor. 6 bin 800 liradan tazminat öderken bir gün sonra işten çıkartırsa aynı kişiye 10 bin 8 lira ödeyecek. Onlar buna insani bir mesela olarak bakmadıkları için işe aldıkları insanı da makinenin bir parçası olarak değerlendirdikleri için maliyet hesabı olarak görüyorlar. Tekstilde gri bir alan vardır, burada kayıtdışı büyük bir ekonomi vardır. Eğer işveren örgütü temsilcileri samimiyse burayı tasfiye etsinler.”

***

SEBEP RESESYON BASKISI

Eski Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, şöyle konuştu: “Dünyadaki resesyon baskısı çok yoğun bir şekilde hissedildiği için işten çıkarma söz konusu. Yoğun olduğunu düşünmüyorum. Herkesi etkiliyor. Tüm sektörler kalifiye elemana da sahip çıkmak istiyor. Hazır giyim sektöründe sadece işçilik maliyeti üzerinde çalışıldığı için işçi yükünü de ödeyemeyince işten çıkarmalar maalesef oluyor. Sürecin de uzun süreceği endişesiyle birtakım kararlar alınıyor. Devletin desteğine rağmen böyle bir sonuç çıkabiliyor. Uzak Doğu’ya gittiği söyleniyor büyük rakamların. Sıkıntılar bu yüzden oluyor zaten. Bazı işverenler işten çıkarma yapıyor."

***

İSTİHDAM KAYABİLİR

Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Fikret Kileci, şunları belirtti: “Tüketimde ciddi daralmalar oldu, tekstil de bunlardan biri. Gıda gibi ihtiyaçlar öne çıktığı için tekstil bir iki adım geriye gitti. Bu ilelebet böyle olacak diye bir şey söz konusu değil. Problem illaki olacaktır ama asla kalıcı değildir. Burası tekstil ülkesi işini doğru yapan kalır, yanlış yapan gider. İşçi tarafı da etkilenir. Bizim sektörümüzde eksilme olabilir ama gıdayla ilgili öne çıkan sektörlerde de istihdam açığı oluyor. Öbür tarafa kaymalar olabilir. Bu nedenle istihdam eksiye düşmeyecektir. Bu tür krizlerde ilk akla gelen personel çıkarmaksa o kişiyle ilgili düşünmek lazım. Enerji maliyetlerimizle ilgili çok önemli sorunlarımız var. Rakip olan ülkeler bizimle aynı şartlarda değil.”