YSK milletvekili adayı olan bakanların istifa etmemesine karar verdi. Gerekçe olarak ise bakanların kamu görevlisi olmamalarını öne sürdü. Buna karşın bakanları eleştiren herhangi bir ifadede açılan davalarda sanıklara sürekli “kamu görevlisine hakaret” suçu yöneltiliyor.

İşlerine gelmeyince bakanlar kamu görevlisi sayılmıyor: AKP hukuku böyle işliyor
Bakanlar bakanlık binalarını seçim bürosu olarak kullanıyor

Mustafa KÖMÜŞ

Milletvekili adayı olan bakanların istifa etmesi gerektiğine yönelik başvuruları değerlendiren Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yine hukuksuz bir karar verdi.

Bakanların istifa etmesi gerekmediğine karar veren YSK, gerekçe olarak ise atanma usullerinin farklı olmasını ve Meclis’te yemin etmemeleri nedeniyle kamu görevlisi sayılamayacaklarını öne sürdü.

Böylece bütün devlet olanaklarını kullanan bakanların eşitsiz seçim yarışında önleri tamamen açıldı. Buna karşın bakanların şikayetiyle açılan davalarda ise sanıklar “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla yargılanıyor ve ceza alıyor. 

Bu yönde açılan davaların bazıları şöyle:

•Gazeteci Müyesser Yıldız, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı eleştiren bir yazı yazdı. Yazının ardından Akar şikayetçi oldu. ‘‘Kamu görevlisine hakaretten’’ açılan davada Yıldız 7 bin 80 lira para cezası aldı.

•Mezopotamya Ajansı muhabiri Ahmet Kanbal, İçişleri Bakanı Sülayman Soylu’nun istifasına yönelik "Batacak gemiyi ilk önce fareler terk eder… Evrensel bir sözdür… Fareler gidince gemi de batar…” görüşü nedeniyle “kamu görevlisine hakaretten” yargılandı.

•CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu sosyal medyada Soylu’yu eleştiren bir gönderi paylaştı. Soylu’nun şikayeti üzerine dava açıldı. Kaftancıoğlu’na “Kamu görevlisine hakaret”ten 10 bin 620 lira para cezası verildi.

•Antalya'daki Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru L.A. sosyal medya hesabından Soylu'ya yönelik hakaret içerikli paylaşımda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alındı. L.A., sulh ceza hakimliğince “kamu görevlisine alenen hakaret” suçundan tutuklandı.

•Sosyolog ve yazar Veli Saçılık, Soylu ile ilgili bir haberi alıntılayarak paylaşım yaptı. Saçılık hakkında “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla dava açıldı. Savcı mütalaasında “Müştekinin İçişleri Bakanı olması ve göreviyle alakalı isnatta bulunulması nedeniyle kamu görevlisine karşı hakaret suçunun işlendiği sabittir” denildi.

•CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Soylu hakkında sosyal medyada paylaşımlarda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Özkoç hakkında "kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret" ve "tehdit" suçundan fezleke hazırladı.

•Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, katıldığı bir televizyon programında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da içinde bulunduğu AKP’liler hakkında eleştirilerde bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Başbuğ'un “kamu görevlisine hakaret” suçunu işlediği iddia edildi.

•Cumartesi Anneleri’nin 17 Mayıs 2022’de İstanbul Adliyesi önünde yaptığı açıklamada Soylu’ya ilişkin kullandığı ifadeler nedeniyle Hanife Yıldız hakkında dava açıldı. Açılan davada Yıldız’a “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlaması yöneltildi.

•Eski CHP Milletvekili Eren Erdem, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ı eleştiren bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Varank, Erdem hakkında şikâyetçi oldu. Suç duyurusunda "kamu görevlisine alenen hakaret" suçu işlendiği öne sürüldü.

•BirGün Muhabiri İsmail Arı Bakan Varank’ın kuzeni Sedat Varank’ın devletin arazisini almasını haberleştirdi. Varank’ın şikâyeti üzerine Arı hakkında dava açıldı. İddanamede Arı’nın “Kamu görevlisine alenen hakaret” suçunu işlediği iddia edildi.

VARLIĞINA AYKITI

YSK’ye bu konuda itirazlarda bulunanlar arasında olan Hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu şunları söyledi: “2017 öncesinde anayasanın 8’inci maddesinde yürütme yetki ve görevi olan kişiler Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu mensupları olarak sayılıyordu. O zamanki duruma göre bakanların bu sıfatları nedeniyle istifa etmeleri gerekli değildi. 2017 Anayasa değişikliğinde yürütme yetki ve görevi sadece Cumhurbaşkanı’na ait kılındı. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı bu tek adam sisteminde tüm üst düzey kamu görevlilerini nasıl tek başına atıyorsa bu atananlar nasıl kamu görevlisiyse artık bu yeni dönemde bakanları da aynı şekilde bir kamu görevlisi olarak atar hale geldi. Bakanlar ile diğer kamu görevlileri arasında fark kalmadı. Seçim mevzuatında ve buna dayalı YSK kararında kamu görevlilerinin aday olabilmesi istifa koşuluna bağlı. Nasıl ki diğer kamu görevlileri örneğin bir bakan yardımcısı, genel müdür, üst düzey görevliler veya tüm memurlar istifa ederek aday oluyorsa bakanların da istifa ederek aday olması gerekir. Çünkü 2017 öncesi ve sonrası arasında sadece bakan adı aynı kaldı. Tanımlar ve statüler tamamen farklı hale geldi. Böyle bir tabloda bakanların istifa etmesi gerekirken aksi karar YSK’nin Anayasa’ya aykırı karar vermesi ve iktidarı diğer partiler karşısında eşit olmayan bir konuma taşıyarak iktidarın devlet olanaklarıyla seçime sokulması demektir. Çünkü bakanlar sahip oldukları güçle, o gücü bırakmadan seçime girebiliyor. Bu da seçim hukukunun temel ilkesi olan eşit ve demokratik yarış kuralına aykırı. Seçimleri doğruluk, dürüstlük tarafsızlıkla yönetip bunu sağlaması gereken YSK’nin de bu kararı varlık nedenine aykırıdır. Yani YSK kendi yapması gereken seçim yönetimini yapmadığını bu kararla da göstermiş oldu.”

Ömer Faruk Eminağaoğlu

ŞAŞIRTICI DEĞİL

Bakanların artık sekreter gibi olduğunu aktaran Hukukçu Turgut Kazan ise şunları söyledi: “Bakana bağlı sıradan görevliler kamu görevlileri sayılacak da onların başındaki kişi sayılmayacak. Örneğin Süleyman Soylu İçişleri Bakanlığı’ndaki herkesin bir şekilde disiplin amiri. O bakanın disiplin amiri olduğu bir teşkilatta sıradan bir kişi kamu görevlisi sayılacak ancak onların başındaki kişi kamu görevlisi sayılmayacak. Biz ne yazık ki YSK’nin bu yaklaşımlarına alıştık, şaşırmıyoruz maalesef. Türkiye 1950’de yargı güvencesinde bir seçim imkânına kavuşmuştu ve olabileceği kadar sağlıklı ve güven verecek şekilde 2005’lere kadar geldi. Ancak AKP elinde özellikle 2010 referandumunda AKP-FETÖ ittifakıyla yargı, yargı olmaktan çıktı. YSK Danıştay ve Yargıtay’ın genel kurullarında seçilen temsilcilerden oluşan bir kurul. Önce 2017 referandumunda inanılmaz bir şey yaptılar. Geçersiz oylarla referandumda evet çıktığını dayattılar, o tek adam rejimi demekti. Şimdi de adım adım tek adam rejimine uygun kararlar çıkıyor. Kanun çok açık. ‘Sandık kurulu tarafından imzalanmayan oy pusulası geçersizdir’ yazıyor, bu görmezden gelinemez. Buna rağmen 2,5 milyon oyu geçerli saydılar. Yine Anayasa’da ‘Cumhurbaşkanı en fazla 2 kez seçilebilir’ ifadesi yer alıyor. ‘Lafız önemli değil’ demek ‘Anayasa’yı tanımıyorum’ demektir. Cumhurbaşkanı ve parlamento seçimi birlikte yapılınca öncekiler sıfırlanmış oluyor onlara göre. Böyle bir yüksek yargı olabilir mi? O nedenle bakanlar tabii ki kamu görevlisidir. Kamu görevlisi oldukları asla tartışılamaz.”

Turgut Kazan
YSK’nin milletvekili adaylıklarını onayladığı bakanlar devletin bütün gücünü kullanarak seçim yarışı içerisine girdiler. Mersin’den aday olan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, AKP Mersin milletvekili adaylarıyla bakanlık binasında toplantı yaptı. AKP'nin Urfa Milletvekili Adayı Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da partisinin milletvekili adayları ile yaptığı toplantıyı Adalet Bakanlığı'nda gerçekleştirdi. İstanbul 1. Bölge’den aday olan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un katılacağı etkinlikler için bakanlık çalışanlarına mesaj atılıyor. Trabzon’dan birinci sıra milletvekili adayı gösterilen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Trabzon Valiliği’nde düzenlenen koordinasyon toplantısına katıldı. Toplantıyı Trabzon Valiliği resmi sitesinden yayınlandı. Ordu’dan aday olan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer kentte İl Eğitim Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Toplantıya, Vali Tuncay Sonel ile AKP Ordu milletvekilleri de katılırken Özer bolca iktidarı övdü.

DEVLETİN GÜCÜNÜ KULLANIYORLAR

YSK, Millet İttifakı’nın fermuar modeliyle seçime gitme kararı aldığı 16 ilde “Millet İttifakı” isminin kullanılamayacağına ilişkin karar verdi. CHP ve İYİ Parti 16 ilde fermuar modeliyle seçime girmek için anlaşmıştı.

Bunun üzerine AKP’nin YSK Temsilcisi Recep Özel, Millet İttifakı adının kullanılamayacağı yönünde YSK’ye başvurdu. YSK, bu illerde “Millet İttifakı” isminin kullanılamayacağı, CHP ya da İYİ Parti logosu ile seçime gidilebileceğine ilişkin karar verdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, karara tepki gösterdi. 16 ilin dokuzunda CHP, yedisinde İYİ Parti listesinden seçime gideceklerini belirteren Erkek, yurttaşlara oy verme çağrısında bulunarak, “Onlar Millet İttifakı’nı silmek istiyorlar ama siz oylarınızla onu yazacaksınız” dedi.