Google Play Store
App Store

Uluslararası Adalet Divanında (UAD), İsrail'in, işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alınacağı duruşmalar başladı. Türkiye'nin de beyanda bulunacağı duruşmalar bir hafta sürecek.

Kaynak: Haber Merkezi
İsrail'in Filistin işgaline ilişkin UAD'de yargılandığı dava başladı
Fotoğraf: AA

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine UAD'de açtığı 'soykırım' davası başladı. İsrail'in, işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alınacağı ve Türkiye'nin de beyanda bulunacağı duruşmalar bir hafta sürecek.

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, Gazze'de devam eden soykırımın, İsrail'e karşı on yıllardır süren "cezasızlık ve eylemsizliğin" sonucu olduğunu belirterek İsrail'in cezasızlığına son vermenin "ahlaki, siyasi ve hukuki zorunluluk" olduğunu söyledi.

Maliki, Lahey'de görülen duruşmanın başında yaptığı konuşmasında, İsrail’in Gazze'deki saldırıları nedeniyle bölgedeki insani krize işaret ederek, "Gazze'de yarısı çocuk 2,3 milyon Filistinli kuşatılmış ve bombalanmış, öldürülmüş, sakat, aç bırakılmış ve yerinden edilmişken karşınızda duruyorum" ifadesini kullandı.

Doğu Kudüs dahil Batı Şeria'da yaşayan 3,5 milyondan fazla Filistinlinin, topraklarının sömürgeleştirilmesine ve bunu mümkün kılan ırkçı şiddete maruz kaldığına dikkati çeken Maliki, "Filistin'de, hayatınızın tamamını mülteci olarak geçirebilir, onurunuzdan ve yaşamınızdan mahrum bırakılabilirsiniz" dedi.

Filistin'de İsrail işgali öncesindeki yaşamdan fotoğraflar da paylaşan Maliki, halihazırda Filistin halkını bekleyen seçeneklerin etnik temizlik, apartheid ya da soykırım olduğunu söyledi.

"İSRAİL MÜZAKERELERİ REDDEDİYOR"

Maliki'nin ardından söz alan Filistin’in avukatlarından Potsdam Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Andreas Zimmermann, İsrail’in işgale ve çatışmalara son verecek müzakereleri ısrarla reddettiğini söyledi.

İsrail'in, uyuşmazlıkları barışçıl yolla çözme yükümlülüğüne aykırı davrandığının altını çizen Zimmermann, BM’nin onlarca kararını uygulamadığını, uluslararası hukuka ve BM Şartı'na aykırı hareket ettiğini belirtti.

Avukat Zimmermann, mahkemenin talep edilen görüşü vermeyi reddetmesi için hiçbir zorlayıcı nedenin bulunmadığını vurgulayarak, "İsrail'in her gün devam eden ve yoğunlaşan uluslararası hukukun emredici normlarını ihlali göz önüne alındığında, mahkemenin tespitleri hem acil hem de önemlidir. Mahkeme, açıkça talep edilen görüşü sunma yetkisine sahiptir" dedi.

Duruşmada söz alan avukatlardan Paul S. Reichler de İsrail'in Filistin topraklarını uzun süredir devam eden işgali ve ilhakının yasa dışı olduğunu vurgulayarak uluslararası hukuka göre bu işgale tamamen ve koşulsuz son verilmesi gerektiğini geçerli ve tartışmasız gerçeklere dayanarak anlatacağını belirtti.

Reichler, uluslararası hukuka göre işgalin sadece geçici durum olabileceğinin "çok açık" olduğunun altını çizerek, işgalin nihai amacının ise "en az sayıda Filistinliyle en fazla miktarda Filistin toprağının kalıcı ele geçirilmesi" olduğunu söyledi.

"SADECE ABD VE FİJİ İSRAİL'İN İHLALLERİNİ SAVUNUYOR"

Avukat Reichler, davaya katılan diğer devletlerin sundukları yazılı beyanlarda Fiji ve ABD haricinde işgali açıkça savunan hiçbir devletin bulunmadığına dikkati çekti.

Danışma görüşüne beyanlarını sunan tüm devletler benzer şekilde İsrail'in tüm ihlallerine karşı çıkarken Fiji ve ABD'nin ise genel eğilimden farklı olarak İsrail'i destekleğini kaydeden Reichler, "İsrail, hangi uluslararası hukuk ihlalini yaparsa yapsın ABD, İsrail'i hesap vermekten korumak için öne çıkıyor" dedi.

Reichler, bu bağlamda, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın "İsrail'in işgaline karşıyız ve hukuka aykırı. Diplomatlarımız, İsrail'i savunmak ile hukuken karşı çıktığımız şeyler arasında ikilemde kalıyor” şeklindeki ifadelerini hatırlattı.

Duruşmalar kapsamında, aralarında Türkiye'nin de yer aldığı 52 devletin yanı sıra Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Afrika Birliği, 19-26 Şubat tarihlerinde, İsrail'in Doğu Kudüs dahil işgali altındaki Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki neticelerine ilişkin beyanlarda bulunacak.

Başta İsrail olmak üzere, işgalin devletler ve BM açısından sonuçlarının da ele alınacağı 6 gün sürecek duruşmalarda her bir devlet ve kuruluş otuzar dakika sunum yapacak.

ÇOK SAYIDA ÜLKE SÖZLÜ BEYANDA BULUNACAK

Sözlü beyanda bulunacak devletler arasında ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Almanya, İran, Kanada, Mısır, Güney Afrika, Japonya, İspanya, Suudi Arabistan, Malezya, Pakistan, Hollanda’nın yanı sıra AB, Orta Doğu ve Asya-Pasifik bölgesinden çok sayıda ülke bulunuyor.Sözlü sunumlarda sadece Filistin'e 3 saat süre tanınıyor.

BMGK, UAD'DEN GÖRÜŞ İSTEMİŞTİ 

BM Genel Kurulu 30 Aralık 2022 tarihli kararında UAD'den, Divan Statüsü’nün 65. maddesine dayanarak 1967'deki savaştan bu yana İsrail'in Filistin'deki işgalinin hukuki neticelerine ilişkin iki soru yöneltti.

BM Genel Kurulunun Divandan talep ettiği sorular şu şekilde:

"1- İsrail'in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinin, işgali sürdürmesinin, 1967’den bu yana Filistin topraklarındaki yerleşim ve ilhak faaliyetlerinin, Kudüs’ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinin hukuki sonuçları nelerdir?

2- İsrail'in, ilk soruda belirtilen uygulamaları, işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu durumun tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir?"

Danışma görüşü talebi 17 Ocak 2023'te BM Genel Sekreteri tarafından UAD'ye ulaştırılırken Divan, BM üyesi devletlere ve Filistin'e, danışma görüşü istenen sorular hakkında yazılı ve sözlü beyanda bulunma haklarına ilişkin bildirim yaptı.

TÜRKİYE, 26 ŞUBAT'TA BEYANDA BULUNACAK 

Duruşmalara katılması planlanan ülkeler arasında ABD’nin yanı sıra Çin, Rusya, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Mısır gibi ülkeler de yer alıyor. Sunum yapmayı reddeden İsrail, yazılı gözlemlerini gönderdi. Türkiye, İspanya, Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Afrika Birliği duruşmaların son günü olan 26 Şubat’ta beyanda bulunacak.

Bu, UAD'nin kurulduğu 1945’ten bu yana en çok katılımcının olduğu dava olacak. Duruşmaların ardından hakimlerin, tavsiye niteliğindeki görüşlerini bildirmeden önce birkaç ay müzakere etmesi bekleniyor.

26 Ocak'ta görülen duruşmada UAD, İsrail aleyhine açılan soykırım davasında İsrail'in 'dosyanın reddi' talebini reddetmiş, İsrail'den Soykırım Sözleşmesi çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmek için aldığı tedbirler hakkında 1 ay içinde mahkemeye rapor sunmasını istemişti.