Bir grup aydınla yola çıkan Adalet Gemisi'nde Susurluk ve Şemdinli davaları görüşüldü ve sorumluların devlet ve kontrgerilla olduğuna karar verildi...

Biir grup aydının inisiyatifinde yola çı-. kan Adalet Gemisi dün Kadıköy İske-lesi'nde Susurluk ve Şemdinli davalarını görüşerek, sorumluların devlet ve kontrgerilla olduğuna karar verdi. Sanatçı Ferhat Tunç, 78'liler Türkiye Girişimi sözcüsü Celalattin Can, 1000 operasyon kapsamında gözaltında kaybolan Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak, Şemdinli davası mağduru Seferi Yılmaz'ın avukatı Deniz Tuna, Avukat Eren Keskin, Avukat Keleş Öztürk'ün jüri üyesi olduğu sembolik duruşmaya çeşitli sivil toplum örgütlerinden temsilcilerde katıldı.

ADALET ARAYIŞI İÇİN
Kadıköy İskelesi'nden denize açılan Adalet Gemisi'nde gerçekleştirilen duruşmadan önce bir açıklama yapan Avukat Eren Keskin, gerçek sorumluların yargılanmadığı sürece halkı uyutmaya devam edileceğini belirterek, adalet arayışı içersinde oldukları için gemide yer aldıklarını ifade etti.

Jüri üyeleri adına Susurluk ve Şemdinli dosyası iddianamesini okuyan Deniz Tuna, 3 Kasım 1996 tarihinde Balıkesir'in Susurluk İlçesinde bir kamyonla çarpışan Mercedes otomobilden, düzenin ve devletin gerçekliğinin saçıldığını ifade ederek, aracın cephanelik gibi olduğunu, çıkan silahların kontrgerilla örgütlenmesinin uzantısı olan çetenin yapmak üzere olduğu "son görev"in yarım kaldığını ortaya koyduğunu söyledi. Susurluk kazasının, kontrgerilla yapılanması, faili meçhul cinayetler, aydınlanmamış katliamlar üzerine bir tartışmanın patlak vermesine vesile olduğunu söyleyen Tuna, "Toplumun dikkati; Musa Anter'in, Medet Serhat'in, Yusuf Ekinci'nin ve pek çok başka aydının öldürülmesi, Özgür Ülke'nin bombalanması, Gazi Mahallesi'nde kahvehanelerin taranması, Hasan Ocak'ın kaçırılarak kaybedilmesi gibi halka karşı işlenen suçlardan uzaklaştırılarak, çetelerin iç hesaplaşması, yolsuzluk, haraç kesme ve rüşvet ilişkileri üzerinde yoğunlaştırıldı. Açılan davalar da, kumarhaneci Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesi, MİT eski görevlisi işadamı Tarık Ümit'in kaybolması, Mehmet Ali Yap-rak'ın kaçırılmasıgibi olayları konu edindi. Böylece çetelerin esas faaliyetleri değil, bunun kontrolden çıkmış yan etkileri soruşturma konusu yapıldı" dedi.

SUSURLUK VE ŞEMDİNLİ
Susurluk olayında en ağır cezanın kamyon şoförü Hasan Gökçe'ye kesildiğini belirten Tuna, "Halkın, ışıklarını söndürerek, yürüyüşler, mitingler düzenleyerek, dile getirdiği adalet talebi, resmi mekanizmalar içinde öğütüldü. Bu yüzden Susurluk'tan 9 yıl sonra, yine bir Kasım ayında, bu kez Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde, yine silah dolu bir arabadan ortalığa kontrgerilla gerçekliği saçıldı" dedi. Devlet içersinde gizli ve kirli yapılanmanın açığa çıkarılmasının ve dağıtılmasının, adaletin sağlanması için önemli bir adım olacağını ifade eden Tuna, sorumluları ortaya çıkarılması konusundaki engellerin siyasi olduğunu belirtti.

İddianameyle ilgili konuşan jüri üyeleride Susurluk ve Şemdinli davalarının gerektiği gibi yargılanmadığını, suçluların kahramanlar gibi görüldüğünü, ödüllendirildiğini söyleyerek, Türkiye de yaşanan bu olayların sorumlularının gizli ve kirli devlet yapısı kontrgerilla olduğunu ifade etti.