İstanbul Tabip Odası: 2016 yılında iş kaynaklı hastalık nedeniyle öldüğü tespit edilen işçi sayısı kaçtır?
DSÖ ve ILO tarafından hazırlanan 2000-2016 yıllarına ait iş kaynaklı yaralanma ve hastalık yükü tahminlerini değerlendiren İstanbul Tabip Odası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ve Sağlık Bakanlığı’na "2016 yılında iş kaynaklı hastalık nedeniyle öldüğü tespit edilen işçi sayısı kaçtır?" diye sordu.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından oluşturulan bir ortak komite 2000-2016 yıllarına ait iş kaynaklı yaralanma ve hastalık yükü tahminlerini yayımladı.
Her yıl 1,9 milyon insanın işe bağlı nedenlerle hayatını kaybettiği belirtilen rapora göre uzun çalışma saatleri önemli bir risk faktörü. Yaklaşık 750 bin kişi uzun çalışma saatlerine maruz kaldığı için öldü. İşyerinde hava kirliliğine (partikül madde, gaz, duman) maruz kalma ise 450 bin ölüme neden oldu.
Öte yandan ölümlerin yüzde 81'i bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklandı. Ölümlerin en büyük nedenleri ise kronik obstrüktif akciğer hastalığı (450 bin ölüm); inme (400 bin ölüm) ve kalp hastalıkları (350 bin ölüm) oldu.
Mesleki yaralanmalar da ölümlerin yüzde 19'una (360 bin ölüm) neden oldu.
İstanbul Tabip Odası (İTO), rapordaki tespitler ışığında Türkiye'deki durumu değerlendirdi.
İTO'dan yapılan açıklamada rapora göre 2016 yılında tüm dünyada iş kazalarına bağlı ölümlerde kaybedilen her 1 kişiye karşılık 1.24 kişinin iş kaynaklı hastalıklardan, 0.87 kişiyi de uzun çalışma saatlerinin tetiklediği kalp krizi ve inme/beyin kanamasından kaybedildiğinin tahmin edildiği belirtildi.
"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı resmi istatistiklerine göre 2016 yılında 1.405 işçi iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti" diyen İTO, Tahminlere göre Türkiye’de kayıt dışı istihdamın yüzde 33 civarında olduğunu ve ölüm istatistiklarine yansımadığını hatırlattı.
İTO, "DSÖ ve ILO’nun tahminine göre Türkiye'de 2016 yılında iş kaynaklı hastalıklardan yaklaşık 1.742, uzun çalışma saatleri (>55 saat/hafta) kaynaklı da 1.222 kişinin yaşamını yitirdiğini tahmin edebiliriz" ifadelerine yer verdi.
UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ NEDENİYLE KALP KRİZİ YA DA BEYİN KANAMASI GEÇİREN İŞÇİLERİN TESPİTİ VAR MI?
"Şimdi buradan iş sağlığı ve güvenliği kültürünü geliştirerek, tüm çalışanlara sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı oluşturmakla görevli olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ve ısrarla bu alandan uzak duran Sağlık Bakanlığı’na soruyoruz" diyen İTO, sorularını şöyle sıraladı:
►2016 yılında iş kaynaklı hastalık nedeniyle öldüğü tespit edilen işçi sayısı kaçtır?
►2016 yılında kalp krizi ya da inme/beyin kanaması geçiren çalışanlardan, buna uzun çalışma saatlerinin sebep olduğu tespit edilen var mıdır?
►Yok ise bunun sebepleri aşağıdakilerden biri ya da birkaçı mıdır?
- Ne mutlu ki ki 2016’da (ve sonrasında) ülkemizde iş kaynaklı hastalıktan ölen işçi yoktur.
- Ne mutlu ki ki 2016’da (ve sonrasında) ülkemizde haftada 55 saatten fazla çalıştığı için kalp krizi ya da inme/beyin kanaması geçiren işçi yoktur.
-Ne yazık ki ülkemizde işçiler hastalandığında bunun iş kaynaklı olup olmadığını hızla değerlendirmeye ve tespite yönelik bir organizasyon yoktur.
SADECE 3 İLDE OLAN MESLEK HASTALIKLARI HASTANELERİ DE BAĞIMSIZLIĞINI KAYBEDİYOR
İTO'nun açıklaması şöyle devam etti:
"Sigortacılık ve tazminat odaklı yaklaşım ,önemli bir sağlık sorununun Sağlık Bakanlığı değil Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu eliyle yürütülmeye çalışılması, DSÖ ve ILO raporlarındaki ülkemiz için yapılan projeksiyonların da boşa düşmesine neden oluyor.
Milyonlarca işçinin olduğu ülkemizde meslek hastalıkları ve işe bağlı hastalıklara özel, on yıllardır sadece üç ilde var olan meslek hastalıkları hastaneleri de bağımsız yapılarını kaybediyor.
Meslek hastalıkları ve işe bağlı hastalıkların tespiti , bunlara bağlı ölümlerin yüz kızartıcı “0” (sıfır) rakamı yerine gerçek verilere ulaşılması, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasındaki işbirliğine, emek ve meslek örgütleri, sendikalar ve akademinin katkı ve ortak mücadelesine bağlıdır.
Bakanlıkları ve iktidarı bu konuda en kısa zamanda gerekli değişiklikleri yapmak ve tüm tarafların ortaklaşabileceği bir çözüm üretmeye davet ediyoruz."