İstanbul'un rengi: Kırmızı

EREN TUTEL

Avrupa’da futbol geçen sezon doğduğu toprakların takımlarının hâkimiyetindeydi. İki büyük turnuvanın finaline de İngilizler kalırken, daha önce görülmemiş bir dominasyonla iki kupayı da Ada’ya götürdüler. Liverpool ve Chelsea hem kendileri hem de ülkeleri için görkemli geçen sezonun ardından Süper Kupa finalinde Vodafone Park’ta karşı karşıya geldi. Mücadelenin kâğıt üzerinde favorisi olan Liverpool, beklentileri boşa çıkarmayarak normal süresi 2-2 eşitlikle sona eren maçtan penaltılarla 5-4 galip ayrılan taraf oldu. Kırmızılar böylece önlerindeki uzun ve yorucu serüven öncesinde önemli bir moral kazandı. Liverpool’un 13’üncü Avrupa kupasını müzesine götürdüğü maçın hikâyesi:

KANTE DAMGASI

Premier Lig’e 4-0’lık Manchester United hezimetiyle başlayan Chelsea, mücadelenin ilk yarısında Liverpool’a oranla konsantrasyonu çok daha yüksek olan taraftı. Londra ekibi, dakikalar ilerledikçe orta saha hâkimiyetini ele alırken, Liverpool’un oyun kurmasına ve topa sahip olmasına izin vermedi. Oliver Giroud’nun golüyle de öne geçen Chelsea kusursuza yakın bir ilk yarı performansı sergiledi. Mavililer devre boyunca Liverpool’u sürklase ederken, bir oyuncunun performansına ayrı bir parantez açmak gerekiyor: N’Golo Kante. Fransız yıldızı dünya Leicester City’nin yüzyılın sürprizi olarak nitelendirilen Premier Lig şampiyonluğu sezonunda tanıdı. Chelsea’nin 2016-2017’deki Premier Lig, Fransa’nın 2018’deki Dünya Kupası zaferlerinde de başrolü oynayan Kante, sessiz sedasız bir biçimde futbol tarihine geçecek işler yapmaya devam ediyor.

İKİNCİ DEVREDE ROLLER DEĞİŞTİ

İkinci yarıda ise senaryo Kante’ye rağmen tamamen değişti. Klopp, Alex Oxlade-Chamberlain’in yerine Roberto Firmino’yu oyuna alarak sertliğin düşük olduğu maçta avantajı eline geçiren taraf oldu. Chelsea kalesine çok daha rahat bir biçimde giden Kırmızılar skoru eşitleyip, kontrolü eline geçirdi. Dakikalar ilerledikçe oyunda denge kurulurken maç uzatmaya gitti. Uzatma dakikalarında karşılıklı goller sonucu maç penaltılara gitti. Penaltılarda rakibine 5-4 üstünlük sağlayan Liverpool kupayı müzesine götürdü.

Bir parantez de UEFA’nın erkekler için düzenlediği bir turnuvada maç yöneten ilk kadın hakem olan Stephanie Frappart ve yardımcı ekibine açmak gerekiyor. Hatasız bir karşılaşmayı geride bırakan hakem triosu cinsiyetin değil, niteliğin önemli olduğunu bir kez daha ispatladı.