Ülkede fabrikaların yüzde 98’i birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde yer alıyor. Depremin yaratacağı kaosun yanı sıra sonrasında yaşanacak fabrika yangınlarının büyük yıkıma neden olacağına değinen Prof. Dr. Kılıç, “Temel neden zamanında yapılmayan bakım onarım çalışması” diyor

İstanbul’un yanı başındaki saatli bomba

DİLARA ŞİMŞEK

Fabrika yangınları özellikle deprem tehdidiyle birleşince büyük bir risk oluşturuyor. Türkiye Yangından Korunma Vakfı (TÜYAK) Kurucu Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, ülkedeki fabrikaların yüzde 98’inin deprem bölgesinde yer aldığını, beklenen depremin neden olacağı fabrika yangınlarının deprem kadar risk oluşturduğunu belirtti.

Prof. Dr. Kılıç, TÜYAK tarafından düzenlenen basın toplantısında deprem ve yangın ilişkisini mercek altına aldı. Türkiye’de yılda ortalama 400 büyük fabrika yangınının kayıtlara geçtiğini söyleyen Prof. Dr. Kılıç, yangınların 160’ının İstanbul’da gerçekleştiğini aktardı. Prof. Dr. Kılıç, deprem sonrası meydana gelebilecek yangınların etkisinin en az deprem kadar yıkıcı olduğuna işaret ederek şunları söyledi:

“Son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde meydana gelen depremlerde zararın büyük olmasının temel nedeni deprem sonrası ortaya çıkan yangınlar. Deprem sırasında sızan gazlar nedeniyle yaşanan patlamalar, depo ve boru hatlarındaki kırılmalar, doğal gaz tesisatları, ocak, mum, şömine gibi açık alevler, elektrik tesisatındaki kısa devre ve su ısıtıcısı gibi cihazların devrilmesi gibi pek çok etmen yangına neden olarak depremin zarar vermediği binaları bir anda yok edecek güce sahip.”

Bin 900 yangın meydana gelebiliristanbul-un-yani-basindaki-saatli-bomba-645860-1.

İstanbul gibi metropollerde deprem sonrasında yaşanacak fabrika yangınlarının yaratacağı yıkımın büyük olacağına değinen Prof. Dr. Kılıç, beklenen İstanbul depreminde yaklaşık bin 900 büyük yangın meydana geleceğini vurguladı. Prof. Dr. Kılıç, deprem sonrasında elektriğin ve gazın kontrol edilmesi yönünde de uyarıda bulundu.

Fabrika yangınlarının temel nedeninin zamanında yapılmayan bakım onarım çalışması olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kılıç, “İşletme sahipleri ‘bir şey olmaz’ mantığı ile kaderci yaklaşım sergileyip gerekli bakım yaptırmıyor. Eski tesisatlar, panolar yenilenmiyor. Makine bakımları yapılmadığı gibi aynı kabloya her yıl yeni makineler bağlanarak yangın riski artırılıyor” dedi.

Yangının yayılması engellenmeli

Yangının çıkışından ziyade neden genişlediği üzerinde durmak gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kılıç, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“Otomatik söndürme, algılama ve duman tahliye sistemleri olması gerekiyor. Yangının erken haber alınması ve söndürülmesi için günümüz teknolojisinin kullanılması şart. Yönetmelikler önemli ancak önemli olan bunların uygulanması.”

Eğitim anaokulundan başlamalı

Prof. Dr. Kılıç, toplumda konuyla ilgili bilgisizliğin ve eğitimsizliğin hakim olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Eğitim anaokulunda başlamalı. Çocuklar kendi kendine yetebilmeli. Geçmişte bu konuyla ilgili televizyonlarda eğitici filmler yaptık ama ailelerden ‘çocuklarımızı korkutuyorsunuz’ tepkileri geldi. Çocuk yalnız kaldığında kendi kendine ne yapabilir bunları öğrenmeli. Çoğumuz halen itfaiye numarasını bile bilmiyoruz.”