Bugün başlayan 43. İstanbul Film Festivali aynı zamanda İstanbul’da festival mevsiminin açıldığının da müjdecisi. Sinemaseverler 12 gün 150’ye yakın filmlik seçkinin yanı sıra özel etkinliklerle 7. sanatın keyfine varacak.

İstanbul’da festival mevsimi başladı
Hayallerim, Aşkım ve Sen (Fotoğraf: iksvphoto.com)

Emrah KOLUKISA

Baharın gelişini İstanbul’da festivallerin başlamasıyla da anlıyoruz biraz. Tam 40 yıldır (1984’te ilk kez Nisan ayında düzenlendiğini hatırlarsak) yılın ilk festivali olarak sanatseverlerle buluşan İstanbul Film Festivali bu yıl 43. kez perdelerini açacak. İlk zamanlardaki adıyla İstanbul Sinema Günleri (1989’dan itibaren İstanbul Uluslararası Film Festivali) 1982’den bu yana kesintisiz devam ediyor ve 2011’den beri de İstanbul Film Festivali adıyla anılıyor.

Geleneksel olarak İstanbul’un iki yakasındaki gösterimlerle kente yayılan festival bu yıl Beyoğlu’nda Atlas 1948 ve Beyoğlu sinemaları ile Pera Müzesi’nde; Nişantaşı’nda Cinewam City’s ve Kadıköy yakasında da Kadıköy Sineması ile Sinematek Sinema Evi’nde izleyicilerini bekliyor. 

17-28 Nisan arasında gerçekleştirilecek 43. İstanbul Film Festivali dünya sinemasının en yeni örnekleri, kült yapıtlar, usta yönetmenler ve genç yeteneklerin son filmlerinin de aralarında olduğu 132 uzun metrajlı ve 12 kısa filmden oluşan zengin bir program sunuyor. Festivalde, Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı’yı kazanan ‘‘Dahomey’’, En İyi Belgesel ödülünü kazanan ‘‘Gidecek Yer Yok’’, En İyi Yönetmen ödülünü kazanan ‘‘Pepe’’nin yanı sıra usta yönetmenler Wim Wenders, Tarsem Singh, Richard Linklater, Victor Erice, Denys Arcand, Olivier Assayas ve Ferzan Özpetek’in son filmleri de sinemaseverlerle buluşacak. 

WENDERS İSTANBUL’A GELİYOR

Dünya sinemasının yaşayan en önemli ustalarından, Alman yönetmen Wim Wenders’in muhtemelen tüm filmlerini İstanbul Film Festivali gösterimlerinde izlemişizdir ama kendisini ilk kez bu yıl İstanbul’a konuk ediyoruz. ‘‘Berlin Üzerinde Gökyüzü’’, ‘‘Paris, Texas’’ ve ‘‘Hammett’’ gibi unutulmaz filmlerin yönetmeni Wenders’in 3 filmi (kendisinin sık sık ‘ilk filmim’ olarak nitelediği ‘‘Alice Kentlerde’’ ile son iki filmi ‘Anselm’ ve ‘‘Mükemmel Günler’’) festivalde izleyiciyle buluşacak ve kendisine Sinema Onur Ödülü takdim edilecek. MUBI işbirliği ile İstanbul’a gelen 78 yaşındaki usta sinemacı ayrıca 27 Nisan’da Yapı Kredi Kültür Sanat’ta bir Festival Sohbeti ile sinemaseverlerin karşısında olacak.

KAÇIRILMAYACAK YAPIMLAR

Sinema tutkunlarını her zaman olduğu gibi seçim yapmakta zorlanacakları günler bekliyor. Birkaç küçük öneriyle bu seçimde biraz olsun yardımcı olmak adına bize göre kaçırılmayacak yapımlardan bazılarını paylaşalım dedik. 

• Ölmek

Berlin Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülünü alan Matthias Glasner imzalı filmin başrol oyuncusu Lars Eidinger festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek.

Ölmek

• Geçiş

Levan Akın’ın ‘dayanışma övgüm ve İstanbul’a aşk mektubum’’ diye nitelediği yeni filmi ‘‘Geçiş’’te İstanbul’un çok da yakından tanınmayan bir yönüne, trans-bireylerin yaşamlarına odaklanıyor.

• Mutfak

Bir öncekli filmi ‘‘Müze’’ ile gönüllerimiz fetheden Alonso Ruizpalacios’un Berlin’de yarışan son filmi Arnold Wesker’in aynı adlı oyunundan uyarlanadı.

Mutfak

• Gidecek Yer Yok

Beş yıl önce tanışıp ahbap olan iki Filistinli ve iki İsrailli sinemacının (ki bunların ikisi aynı zamanda gazeteci) çektiği bu çarpıcı belgesel Berlin Film Festivali’nde hem Seyirci Ödülü’nü hem de Belgesel Ödülü’nü kazandı. Filistin’de halen devam eden zulmü daha iyi anlamak için önemli bir fırsat.

• Şeytanla Bir Gece

Korku türünün büyük üstadı Stephen King’in övmelere doyamadığı film Cameron ve Colin Cairnes kardeşlerin imzasını taşıyan birinci sini bir korku filmi; türün meraklıları kaçırmasın.

• Hayallerim, Aşkım ve Sen

Atıf Yılmaz’ın Ümit Ünal’ın senaryosundan hareketle çektiği unutulmaz filmi ‘‘Hayallerim, Aşkım ve Sen’’ festivalin bu yıl restore ettiği yapım olarak izleyiciyle buluşuyor. Başrolünü Türkan Şoray’ın üstlendiği ve Oğuz Tunç, Müşfik Kenter, Engin İnal, Fatoş Sezer ve Cihat Tamer gibi isimlerin rol aldığı film Dünden Bugüne Türk Klasikleri başlığı altında gösteriliyor.

• Evreka

Arjantinli sinemacı Lisandro Alonso’nun ilk gösterimini Cannes’ın Premiere bölümünde yapan yeni filmi ‘‘Evreka’’ usta yönetmenin neredeyse 10 yıl aradan sonra çektiği ilk film. ‘‘Hayal Ülkesi’’ni (Jauja) sevdiyseniz bu filme de bir şans verin.

∗∗∗

ALTIN LALE SAHİBİNİ ARIYOR

Festivalin ödülü Altın Lale için bu yıl Ulusal Uzun Metraj kategorisinde 10 film yarışacak. Biri hariç hepsi ilk kez Türkiye’de izleyici karşısına çıkacak filmlerin 6 tanesi aynı zamanda ‘ilk film’ kategorisinde de yarışacak.

Türkiye sinemasının son bir yılının hasadını sunan seçkide Cemil Ağacıkoğlu imzalı ‘‘Son Hasat’’, Selman Nacar’ın ikinci uzun metrajlı filmi ‘‘Tereddüt Çizgisi’’, Vuslat Saraçoğlu’nun yeni filmi ‘‘Bildiğin Gibi Değil’’, Kıvanç Sezer’in üçüncü uzun metrajlı filmi ‘‘8x8’’in yanı sıra Nehir Tuna’nın yurt dışındaki festivallerden ödül ve övgüler alan filmi ‘‘Yurt’’, Ozan Yoleri imzalı ‘‘Başlangıçlar’’, Aslıhan Üstündağ’ın Adana’da da yarışan filmi ‘‘Suyun Üstü’’, Sinan Kosova imzalı ‘‘Büyük Kuşatma’’, Baran Gündüzalp’in yönettiği ‘‘Rosinante’’ ve Mete Gümürhan’ın imzasını taşıyan ‘‘Beraber’’ adlı yapımlar da ilk filmlerini çeken sinemacıların filmleri olarak yarışmada boy gösterecek.

Başkanlığını yönetmen Aslı Özge’nin üstleneceği ve oyuncu Merve Dizdar, görüntü yönetmeni Barış Aygen, sanatçı Halil Altındere ve müzisyen Ekin Fil’den oluşan Altın Lale jürisi En İyi Film ödülünün de aralarında olduğu 10 ödül verirken Seyfi Teoman anısına verilen En İyi İlk Film ödülü de senarist Orçun Köksal, yapımcı İpek Erden ve yönetmen Nesimi Tetik’ten oluşan jüri tarafından verilecek.