İşten çıkarılan işçiler: Ekmeğimiz için direniyoruz

İlayda SORKU-Fevzi Efe SEKİTMEZ

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne taşeron hizmet veren GSM Medya Sosyal Sağlık Hizmetleri şirketinde evde sağlık ve bakım hizmetleri sunan 31 işçi, 21 Temmuz günü bir mesajla işten çıkarıldı. Talepleri işe iade, sosyal hakları, güvenceli şartlarda çalışmak ve taşeron işçiliğin kaldırılması olan işçiler, 10 gündür direniyor.

İşçiler, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kemeraltı Çarşısı’ndaki hizmet binası önünde eylemlerini sürdürürken, SOL Parti ile Dayanışma ve Doğal Yaşam Gıda Kooperatifi de işçilere dayanışma ziyaretinde bulunarak, mücadelenin sonuna kadar destekçisi olacaklarının altını çizdi. Belediye binası önünde toplanan işçiler kadrolu çalışmak ve emek verdikleri işin karşılığını almak için direnmeye devam ediyor.

Direnen işçiler tarafından seçilen ve evde bakım biriminde hemşire olarak çalışan Melisa Esen direnişin sözcüsü olarak BirGün’e konuştu. Problemin aylardır sürdüğünü belirten Esen, “Biz taşeron olarak İBB’de çalışan evde bakım işçileriyiz. Aramızda daha önceden işten çıkarılan arkadaşlar, çeşitli yönetimsel sorunlardan dolayı farklı birimlere taşındığı için ortada kalan arkadaşlar var. Ben de onlardan biriyim. 31 Mayıs’tan beri haber bekleyen bir grup var. 21 Temmuz’da bir Whatsapp mesajı geldi. Olumlu olursa dönüş yapılacak dendi. Kimseye bir dönüş yapılmadı” dedi.

“TEK SES OLMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Olumlu gelişmeler olduğunu belirten Esen, konuyla ilgili sorunun çözümü için haber beklediklerini vurguladı. Daha güvenceli şartlarda çalışmak istediklerini söyleyen Esen, “Bu emeğin hiçe sayılması kabul edilemez. Biz de hakkımızı aramak, yere atılmış ekmeğimizi yerden kaldırmak için direnmeye, tek ses olmaya karar verdik. Pazartesiden beri buradayız. Bugün olumlu gelişmeler yaşandı. Genel sekreter yardımcısıyla görüştük. Konuyla ilgili sorunun çözülmesini istediklerini, çalışmalar yapıldığını, herkesin işe iade edileceğini söylediler. Nasıl olacak bilmiyoruz. Bizim talebimiz daha güvenceli şartlarda çalışmak, işlerimize bu şartlarla geri dönmek. Taleplerimiz karşılanana kadar birlik olmaktan, tek ses olmaktan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

“İKİ AY BOŞLUKTA HİÇBİRİMİZ ÇALIŞAMADIK”

İşçilerden Kahraman Yılmaz da taşeron işçilik devrinin kapanması gerektiğini belirterek, “Bize verilen vaatlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Hem müdürümüz hem de başkan tarafından bir söz aldık. İşten çıkarılma sebebimiz yeni şirketin ihale alması. Hepimizi bir mesaj üzerinden, tek tek ipimizi çeker gibi işten çıkarttılar. Öncesinde hiçbir haber verilmedi. Hepimizin işsiz kalmasının ardından bize yalnızca, ‘arkadaşlar kusura bakmayın, listede isminiz yok’ diye haber verildi. Toplam 31 işçi, işinden ve ekmeğinden oldu. Biz artık taşeron işçi sorunu yaşansın istemiyoruz. Biz de hak sahibi olmak ve kadrolu işçi olmak istiyoruz” dedi.

Mevcut birikimleriyle geçinmeye çalıştıklarını vurgulayan Yılmaz, şunları dile getirdi: “Çok fazla emek veriyorduk, hastalarımıza özen gösteriyorduk. Hastalarımız bizden de çok memnundular. Bizi hizmet verdiğimiz insanlardan ayırdılar. Ellerinden gelse onlar da gelip bize destek verecek. Geçimimizi daha önce olan birikimlerimizle sağlamaya çalışıyoruz ama o da yetmiyor artık. Gerçekten hiçbirimiz geçinemiyoruz. Mücadelemizden sonuç bekliyoruz.”

“BİZ HASTALARA EMEK VE DEĞER VERDİK”

Sosyal hakları daha yüksek ve sağlam bir işte çalışmak istediklerini söyleyen işçi Yüksel Fidan ise, “Her ihale değişiminde tedirgin ve diken üstünde olmak istemiyoruz” diyerek şunları aktardı: “2018’de bu işe girdim. Hastabakıcılık yaptım, cenaze yıkama sertifikam var, daha öncesinde temizlik de yaptım. Benim bakmak zorunda olduğum 6 çocuğum var. Ev sahibim şu an ‘evi boşalt’ diyor. Biz ise bir mesajla işten çıkartılıyoruz. Ben ve arkadaşlarım canla başla savaştık. Biz hastalara emek ve değer verdik, bunun karşılığı böyle olmamalıydı. Şu anda bizim şefimiz, müdürümüz bizi işten çıkartıp kendi akrabalarını işe aldı yerleştirdi. Artık kadrolu olmak istiyoruz, kadrosuz çalışmaktan bıktık.”

“KAZANIM SAĞLANANA KADAR DESTEĞİMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”

SOL Parti İzmir İl Yöneticisi Aysun Gezen de mücadele eden işçilere destek için alanda yer aldı. Yaşananların Türkiye’deki emek hareketiyle örtüştüğünü dile getiren Gezen, “Taşeronlaşmanın yaygınlaştığı ve güvensiz çalışma istihdam biçimlerinin hâkim hale getirilmeye çalışıldığı bir dönemdeyiz. İşsizlik tehdidiyle hakkını arayan işçilerin işten çıkarıldığı ya da kölece çalışma koşullarına mecbur bırakıldığı bir sistem mevcut. Pandemi süreci aslında evde bakımın ve genel olarak bakım emeğinin ne kadar yaşamsal olduğunu gösterdi. Bu emeğin gerçekten karşılığını alması, güvencesiz değil kadrolu istihdam biçimleriyle bu hizmetlerin yürütülmesi gerekir” ifadelerine yer verdi.

Gezen, “İktidar kanadı sağlık ve bakım emeğinin karşılığını vermek yerine betona ve sermayeye para akıtmaya devam ediyor” diyerek şunları ekledi: “Aynı zamanda da yapılan araştırmalarda şunu gördük ki, örneğin inşaata ayrılan kaynakların bakım emeğine ayrıldığında neredeyse 3-4 kat fazla istihdam yaratılacağını gösteriyor. Aslında bu iktidarın tercihi yönünde de bir işaret. İktidar bakım emeğini istihdam politikalarına yansıtmak ve ekonomiyi bu şekilde düzenlemek yerine bütün kaynakları sermaye yönünde inşaata, betona gömmeyi tercih ettiği için bugün bu haldeyiz. Biz Sol Parti İzmir İl Örgütü olarak arkadaşlarımızın bugün burada dile getirdiği bütün taleplerin arkasında olacağız. Kazanım sağlanana kadar desteğimizi sürdüreceğiz.”

Dayanışma ve Doğal Yaşam Gıda Tüketim Kooperatifi’nden Semra Eğilmez ise direnen işçiler için, “Bu haklı dayanışmada arkadaşlarımızın yanındayız. Taşeronlaşmaya ve haksızlığa karşı hep birlikte elimizden geleni yapacağız. Türkiye’nin son dönemlerdeki en büyük problemlerinden birisi taşeronlaşma. Biz sadece küçük bir parçasına destek vermek için elimizden geleni yapıyoruz” ifadelerini kullandı.