Avrupa'da Sürdürülebilir Turizm konulu Avru

Avrupa'da Sürdürülebilir Turizm konulu Avrupa Çevre Bürosu (EEB) toplantısı İtalya'nın Ferrara ve Commachia şehirlerinde yapıldı. İtalya'nın en büyük çevre STK'larından olan EEB üyesi Legambiente (Çevre Ligi) tarafından organize edilen toplantıya ülkemizden de EEB üyesi olarak Çekül Vakfı katıldı. Toplantıda Avrupa Çevre Bürosu'nun sürdürülebilir turizm konusunda çalışma grubu kurarak Avrupa Birliği'ndeki karar verme sürecinde konuyu gündeme getirmesi için toplantıya katılan STK'ların görüşleri alındı ve bir eylem planı taslağı oluşturuldu.

Sürdürülebilir Turizm 1992'deki Birleşmiş Milletler Rio Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi sonrası oluşturulmuş Yerel Gündem 21'in ve 2003'deki Birleşmiş Milletler Johannesburg Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi Uygulama Planı'nın temel konularından biri. Toplantıda, 'doğal çevre' olmadan turizmin de olmayacağı temelinden yola çıkılarak doğal kaynakların turizm adına talan edilmesi, doğal alanların ranta açılması, kitle turizminin yarattığı kirlilik, yerel kültürün ve ekonominin ihmal edilmesi gibi olumsuz gelişmeler üzerinde duruldu. Araştırmalar, günümüz Avrupa turistinin temiz su ve kıyıları, yapılaşmanın, trafiğin, gürültü ve çevre kirliliğinin olmadığı 'yeşil kentleri' tercih ettiğini gösteriyor. Bu talep de turistik tesisleri çevre örgütleri ile işbirliğine itecek temel güç olarak karşımıza çıkıyor.

EEB toplantısının yaptığı çağrı ise şöyle:
- Çevre örgütlerinin turizm konusunda daha etkin çalışmalı ve bu çalışmayı yerel kuruluşlarla işbirliği içerisinde gerçekleştirmeli.
- Çevre örgütleri turizm etkinliklerinin doğa ve kültürü tahrip etmek yerine doğa ve kültürle bütünleşmesini sağlayacak yol haritasını hazırlamalı.
- AB kurumlarında konu hakkında politika ve uygulamaların geliştirilmesinde baskı gücü oluşturmalı, ilgililere verilerle donatılmış bilgileri sunabilmeli.

Toplantının en önemli konu başlıklarından birini de 'Turizm için Ekolojik Sertifika' (Eco-label) konusu oluşturdu. Kitle turizminin en yaygın turizm biçimi gerçeğinden yola çıkılarak, turizmin doğaya baskısını en aza indirmek amaçlanıyor. Bu tip uygulamaların bütün turistik merkezlere yayılması ile turizmin ana öğesi olan 'doğa'nın turistik tesislerin katılımı ile korunması hedefleniyor. 'Mavi Bayrak' (Blue Flag) benzeri olan bu ekolojik sertifikalandırma yöntemi Avrupa'da giderek yaygınlaşıyor. Ekolojik sertifikalandırmanın tepeden inme uygulama ve kontrol ile yürütülmesinden çok yerelde yerel kuruluşların bu şirketlerle kuracağı güçlü diyalog ile verilmesi ve izlenmesi amaçlanıyor.