Erdoğan her fırsatta sorunları başkasına yıkmaya çalışıyor. Son olarak KPSS skandalının sorumlusu olarak Altılı masayı gösterdi. BirGün’e konuşan Prof. Dr. Kalaycıoğlu “Tek amaçları seçimi kazanmak” dedi.

İthamların sebebi seçim korkusu
Erdoğan Soçi dönüşü KPSS skandalı için muhalefeti suçlamıştı. (Fotoğraf: AA)

Umut SERDAROĞLU

Saray rejimi, ülkede yaşanan sıkıntıları başkalarının üstüne atarak olayların içinden sıyrılmaya çalışıyor. AKP kanadının Cemevlerine yapılan saldırılar ile KPSS skandalını kanıt olmaksızın muhalefete yıkması büyük tepki çekti. Alevilere yapılan saldırılar sol örgütlere yıkılmaya çalışıldı. KPSS’de yaşanan skandal için ise AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan altılı masayı suçladı. Suçlamanın ardından sosyal medya hesabından açıklamada bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu adam böyle biri, zihni böyle çalışıyor. Bunda ne hak var ne hukuk; ne haram var ne helal. Hiçbir şey yok. Sadece büyük bir boşluk” cevabını verdi. Aynı zamanda Sözcü’ye konuşan Kılıçdaroğlu, “Kamuoyunun tepkisi rezaleti kapatılamaz noktaya getirdi ve sınavı iptal etmek zorunda kaldılar. Olay devletteki çürümenin en net şekilde ortaya çıkmasını sağlayan bir olaydır aslında” açıklamasında bulundu.

SEÇİMİ KAZANMAYA YÖNELİK SÖYLEMLER

Saray yönetimi tarafından yapılan suçlamaları BirGün’e değerlendiren Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, suçlamaların seçimi kazanmaya yönelik izlenen uygulamalar olduğunu dile getirdi. Erdoğan’ın izlediği bu stratejinin daha önceki seçimlerde etki ettiğini aktaran Kalaycıoğlu, “Ancak şu anda ekonomide kriz büyüyor. Sağlık alanında performans düşmüş durumda. Eğitimde ise çok ciddi değişiklikler oldu ve gençleri olumsuz etkiledi. Ülkede yaşanan bu sorunlar insanları bu stratejiyi sorgulatacak noktaya getirdiğini düşünmek mümkün” dedi.

Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Sabancı Üniversitesi Öğretim ÜyesiProf. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi

AKP’nin yaşanan sorunlar da hedef göstererek kültürel ayrışmalardan oy kazanmaya çalıştığını da belirten Kalaycıoğlu, “Ancak ekonomik durum bu denli kötü olduğu için halk kültürel ayrışmalardan ziyade ekonomiye yönelik söylemlere önem veriyor. Adalet ve Kalkınma Partisi’ni destekleyenler ekonominin düzeleceğini varsayıyordu ancak son zamanlarda beklentileri azalmış gibi duruyor” ifadelerini kullandı.

GÜNDEMİ DEĞİŞTİRME ÇABASI İÇERİSİNDELER

Gündemi ekonomiden uzaklaştırmaya çalıştıklarını dile getiren Kalaycıoğlu, “Amaçları, olabildiğince muhalefeti bu tartışmanın içine çekmek ve seçmen nezdinde ekonomiyi geri plana atmak. Oradaki algıyı da değiştirmek için muhalefete ilişkin her türlü suçlamayı yapıyorlar” şeklinde konuştu.

AKP kanadından KPSS skandalında FETÖ’nün ilişkisi olduğuna dair yapılan açıklamaların çekirdek AKP seçmeni tarafından sorgulanmadan kabul edileceğini söyleyen Kalaycıoğlu, “Berat Albayrak’ın ‘Ay’a 4 şeritli yol yapsak inanacak kitlemiz’ var sözü bu konuda açıklayıcı olur. Fanatik seçmenler ya liderin karizmasına tutulmuş vaziyetteler ya da çeşitli maddi ilişkiler dolayısıyla inanmak istiyorlar. Söylenenler gerçekmiş gibi kabul edilip devam ediliyor” diye belirtti.

KANUNLARA UYUM GİDEREK KEYFİLEŞTİ

BirGün’e konuşan Doç. Dr. Seda Demiralp ise KPSS skandalı ve Cemevlerine yapılan saldırıları değerlendirdi. Saldırılar ve KPSS’de soruların sızdırılmasının aynı bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Demiralp, “Ülkede kurumlar zayıflayınca, meşruiyetleri tartışmalı hale gelince, kanunlara kurallara uyum keyfileşir, çünkü hukuk adaletin sağlayıcısı olarak görülmez. Ülkede kuralları kanunları ancak dikey ilişkilerde hatırlıyoruz. Oysa eşitler arası ilişkileri düzenleyen kurallara uyumu ve düzeni tesis etmek, hukuku yeniden üstün kılmak gerekiyor. Bunun için de vatandaşların ağırlıklı çoğunluğunun hukuk sistemine güvenlerinin geri kazanılması gerekiyor” diye belirtti.

Doç. Dr. Seda Demiralp, Işık Üniversitesi Öğretim ÜyesiDoç. Dr. Seda Demiralp, Işık Üniversitesi Öğretim Üyesi

Ülkede değişen eğitim sistemi hakkında değerlendirmelerde bulunan Demiralp, “Türkiye’de on yıllarca yukarı yönlü sınıfsal hareketlilik eğitim sistemi ile gerçekleşti. Tüm sorunlarına rağmen merkezi sınav sistemi ülkenin dört bir yanından yetenekli, çalışkan gençlere kapılar açtı, onların kendilerine ve ülkelerine katkıda bulanacakları pozisyonlara gelmelerine olanak tanıdı. Mükemmel olmasa da bu sistem uzun zaman işlev gösterdi. Son yıllarda ise bu sistemin çöktüğünü, liyakatın yerini sadakatin aldığını, hukuk-adalet ilişkisinin sorgulandığını, çeşitli grupların kendi adalet anlayışlarına göre hukuk sistemini manipüle etmekte çekinmediğini ve bunu başarabildiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

KPSS skandalının toplum tarafından şaşırtıcı bulunmadığını ifade eden Demiralp, “Son KPSS skandalı da bu durumu gözlemleyebildiğimiz olaylardan biri. Skandalın arkasındaki aktörleri ve onların tüm niyetlerini henüz bilemiyoruz. Ama gördüğümüz böyle bir skandalın gerçekleşebildiği ve daha da üzücü olanı ise toplum tarafından çok da şaşırtıcı bulunmadığı” şeklinde konuştu.

Türkiye’de kurumların şeffaflığına güvenin ciddi derecede azaldığının altını çizen Demiralp, “World Justice Project endeksine göre Türkiye hukuk üstünlüğü sıralamasında 139 ülke içinde 117’nci sırada ve hala aşağı düşmeye devam ediyor. Son bir yılda skoru bir puan daha da gerilemiş görünüyor. Bu puanlar vatandaşlara hukuk ve şeffaflık algısı yönündeki algıları sorularak belirleniyor, dolayısıyla iktidara oy versin vermesin ülke genelinde hukuk sisteminin ciddi şekilde gerilediğine dair bir görüş birliği var” dedi.

HEMEN HEPSİNİ YAPMIŞLAR

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, KPSS skandalına ilişkin "Herhangi bir muhalefet partisi genel başkanı veya kamuoyundan birinin ‘hükümet şunu da yapmalıydı’ diye söyleyebileceği bir şey yok. Hemen hepsi yapıldı. Kusuru olan varsa hak ettiğinin verileceğinden hiç kimsenin şüphesi olmasın” dedi. Bozdağ ayrıca “Herkese hak ettiğinin verileceğinden kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı. Bozdağ, cemevlerine yapılan saldırılara da tepki gösterdi.