Kamil Fırat’ın ‘Yol’ adlı sergisi; etraf, çevre, talan, elimizden alınanlar gibi kavram ve tanımları ‘yol’ ile metaforlaştırıyor. Sanatçı, “Daha iyi bir dünya için dertlenseydik dünya böyle bir yer olmazdı” diyor.

İyi bir dünyaya giden ‘Yol’lar

Deniz Burak BAYRAK 

Dünyanın daha yaşanabilir bir yer olması için kaçımız, ne kadar dertleniyoruz? Bu soruyla dertlenip bir yanıt/çözüm arıyorsanız sizlere fotoğraf sanatçısı -kendi ifadesiyle aktarıcı- Kamil Fırat’ın Galeri G-Art’taki ‘Yol’ adlı sergisini görmenizi öneririz.

70’lerden bugüne fotoğraf çeken, fotoğraf sanatını akademik boyutuyla anlatan ve aktaran Fırat; etraf, çevre, elimizden alınanlar gibi kavram ve tanımları ‘yol’ ile metaforlaştırıyor.  

Sergide Fırat’ın kadrajına, farklı zamanlarda ve birbirinden bağımsız konumlarda yakalanan yirmiye yakın, çoğunlukla siyah beyaz fotoğraf var. Bunlar izleyenlere bir manzara olarak yolu ve o yollardaki tanıklıkları anlatırken yaşadığımız toprakların kültürel, politik, coğrafi ve felsefi dertlerini de teknik anlamda estetik bir sinematografik dil konuşarak yapıyor. 

ROMANTİK BİR DİL 

“Yol eskiden bir yerlere ulaşmak için ihtiyaçtı ama bugün her yere öylesine hoyratça yol yapılıyor ki bir yere ulaşmaktan çok bir yerleri talan etmenin aracına dönüştü” diyor Kamil Fırat. Doğadan örneklerle sözlerini temellendiren sanatçı bozulmaması gerektiğini düşündüğümüz bir doğa parçasına yol yapıldığında oranın artık dokunulan, iğdiş edilen, bozulan bir yer olduğunu vurguluyor. Tabii burada konuşulması gereken bir diğer başlık ‘elimizden alınan etraf’. “Bu sergi dikkat ederseniz yol ve etrafından oluşuyor. Etrafın artık bir problem olduğunu insanların düşünmesi gerekiyor” diyen Fırat’ın fotoğraflarının geneline bakınca oldukça romantik bir dil var.  

“Gidilmeyen, açılmayan yollar oraları daha sağlam mı kılıyor?” diye soruyoruz. “Biz bugün her yerin bize ait olduğunu düşünüyoruz. Şu bir gerçek ki bizler geçiciyiz; bizden sonrakilere bir şeyler bırakılması gerekiyor. Bu tıpkı arkeolojik bir kazı gibi. Doğa da öyle. İnsanlar çoğalıyor, üretiyor ama her şeyin tüketilmemesi de gerekiyor” diyor Fırat.  

Kamil Fırat

DERT ETME EYLEMİ 

Birey olabilmenin en iyi yollarından biridir fotoğraf sanatı. Çünkü bütün analiz ve çözümleri siz yapıyorsunuz. Böylece fotoğraf, yeni kapılar açıyor ilgilisine. Fırat da fotoğrafı seçmesinin sebebini buna bağlıyor. Bu noktada yazının başındaki soruya dönersek, Kamil Fırat’ın sanatçı perspektifinden baktığında daha iyi bir dünya için dertlenip dertlenmediğimizi nasıl gördüğünü soruyoruz. “Yeteri kadar dertlenmiş olsaydık dünya böyle bir yer olmazdı” diyen sanatçı, bizlerin sadece ‘dert etme’ eylemiyle kendimizi sınırladığımızı gözlemliyor.  

Fırat’ın ‘Yol’unda Anadolu’nun birçok yeri yansıyor galeriye. Bir de Rotterdam var. “Bu yolculuklara çıkış nasıl oldu?” sorusuna yanıtı, “Bazen gitmek için fotoğraf bahane mi diye düşünürüm. Buradaki yerlerden herhangi birinde bulunmuş olmak beni var ediyor. Fotoğraf bir şeyleri ertelememi engelliyor” olurken fark ediyoruz ki metropollerden yollar yok sergide. Anlıyoruz ki Kamil Fırat makinesi aracılığıyla kendini mutlu etmeyen yerleri sonsuz bir anıya dönüştürmüyor; yollar ve beton yapılarla dolu ‘etraf’ gibi. Buradan hareketle sergi, ’etraf’ ve ‘manzara’ ile kültürel kaygılarımız, siyasi gerçeklerimiz, toplumsal meselelerimiz hakkında yeni düşünceler üretmemize olanak veriyor. “Bu sergi giderek elimizden alınan ‘etraf’ın üzerine yolun tanıklığıdır” diyen Fırat’ın sergisi  27 Nisan’a kadar ziyarete açık.