Ekşi Sözlük onun için “hâlâ insan içine çıkabilmekte, daha da acısı çıkarılabilmekte olan darbeci general. Hâlâ resmi törenlerde ...

Ekşi Sözlük onun için “hâlâ insan içine çıkabilmekte, daha da acısı çıkarılabilmekte olan darbeci general. Hâlâ resmi törenlerde baş köşede yer almakta, en büyük zararı verdiği üniversite ve üniversiteliler tarafından baş tacı yapılmaktadır. Oysa Yunanistan'daki muadilleri, ebedi istirahatgahlarına hapishaneden uğurlanmışlar, cenaze törenlerine katılan sağcı partinin milletvekili de partisinden ihraç edilmişti’’ diye yazıyor.
‘Asmayalım da besleyelim mi’ diyen de, aradan 26 yıl geçtikten sonra bile  ‘yaptıklarımdan hiç pişman değilim. Genelkurmay Başkanı olsam yine yapardım’ diyen de o.
Onun kim olduğu ve neler yaptığı kamuoyunun  malumu olsa da, ülkemizde her şey ‘yapanın yanına kâr kaldığı için’ onun da yanında kâr olarak kalmaya devam ediyordu. Oysa onun öncülük ettiği darbe sonucu, 650 bin kişi gözaltına alınmış,  90 güne varan gözaltı sürelerinde ağır işkenceler yapılmış, sayıları bilinmeyen yüzlerce kişi kaybolmuş, 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, 210 bin davada 230 bin kişi Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde yargılanmış, 50 kişi idam edilmiş, yüzlerce kişi ‘kuşkulu bir şekilde’ öldürülmüştü. Yapılanları ve sonuçlarını uzatmak mümkün, ama aradan 29 yıl geçmiş olsa da 12 Eylül travmasının izleri yalnızca mevcut anayasanın ruhuyla sınırlı değil, sokaklarda, okullarda da isim olarak yaşamaya devam ediyor.
Darbecilerin ve 12 Eylül’ün yargılanmasını isteyen bütün çevreler ve özellikle 78’lilerin ısrarcı girişimlerine rağmen ‘geçici 15. madde’ gerekçe gösterilerek bir türlü yargılanmayan generallerin başı için geçtiğimiz günlerde nihayet kamusal anlamda adım atıldı. Ergenekon kapsamında, darbelere, darbecilere karşı, demokrasi adına mangalda kül bırakmayan AKP’liler ‘çekimser’ oy kullansalar da İzmir’den sonra Muğla İl Genel Meclisi ‘Kenan Evren ve 12 Eylül isimleri meydanlardan, sokaklardan, okullardan silinsin’ diye önemli bir tavsiye kararı aldı. Bu karar Türkiye’de bütün olumsuzluklara rağmen iyi şeylerin de olduğuna, olabileceğine iyi bir örnek. Yalandan demokrasi türküleri söyleyen AKP’nin Muğla İl Genel Meclisi Grup Başkanvekili CHP’nin önerisi ile alınan kararı ‘ucuz bir kahramanlık’ olarak nitelerken, AKP oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül, geçen ay günlük programı dışında 12 Eylül darbesinin başı Kenan Evren’i köşkte huşu içinde kabul ederken, Muğlalı CHP ve MHP İl Genel Meclisi üyelerini kutlamak gerek.
“Hepimiz demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlemesinden yanaysak, darbenin ve darbecilerin izleri en azından güzel İzmir’imizden, okullarımızdan silinsin. Oralarda okuyan çocuklar, ‘Bu 12 Eylül iyi bir şey olmalı ki okullarımıza ismi verilmiş’ diye düşünmesin” diyen İzmir İl Genel Meclisi üyesi Gülşen Korkmaz Kahraman’ın söyledikleri bile bu konuda adım atmayı zorunlu kılıyor. Şimdi tercihini darbeden değil gerçekten demokrasiden yana yapan bütün belediyelerden Muğla İl genel Meclisi’nin aldığı kararın benzerini beklemek gerekir. Bu karar Ergenekon, darbe, demokrasi tartışmaları içinde bir turnusol kağıdı işlevi görebilir: “Sokak ve cadde isim değişiklikleri belediyelerin, okullardaki isim değişikliği de İçişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın yetkisindedir. Sokak ve caddelerdeki isim değişiklikleri için İl Genel Meclisimizin temenni kararı alarak, okullardaki Kenan Evren ve Kenan Paşa isimlerinin değiştirilmesi için de İçişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bildirilmesi için gereğini arz ederiz.”