İktidarın sürekli hedef gösterdiği LGBTİ+'lara yönelik baskı ve yasaklar durmuyor. Kadıköy’de Pride filminin gösterimi yasaklandı, izleyenler gözaltına alındı. ODTÜ’de ise Onur Yürüyüşü’ne izin verilmedi.

İzleyiciye gözaltı yürüyüşe yasak
Fotoğraf: BirGün

Haber Merkezi

Başta AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere iktidar yetkililerinin her fırsatta nefret söylemleriyle hedef aldıkları LGBTİ+’lara yönelik baskı ve yasakların ardı arkası gelmiyor. Onur Ayı etkinlikleri kapsamında,

ODTÜ LGTİQAA+ Dayanışması'nın öncülüğünde düzenlenecek olan 11. Onur Yürüyüşü yine yasaklandı.

Rektörlük tarafından tüm öğrencilere gönderilen mailde yürüyüş ‘belli bir grup’, ‘izinsiz gösteri’ gibi ifadelerle kriminalize edilmeye çalışılırken yürüyüşün kanuna aykırı olduğu iddia edildi.

“İzinsiz yürüyüş ısrarının devam etmesi durumunda gerekli her türlü güvenlik önlemleri alınacak” ifadelerinin geçtiği e-posta, önceki yıllardaki gibi polisin çağrılacağını akıllara getirdi. Ayrıca yürüyüşün üniversitenin kurumsal imajına zarar vereceği de iddia edildi.

GERİCİLERİN HEDEFİ OLDU

Rektörlük yasağa dair e-posta atarken gericiler kampüsün çeşitli yerlerine LGBTİ+'ları hedef alan afiş ve stickerlar astı.

İstanbul Kadıköy’de gösterimi planlanan ‘Pride’ filminin etkinliği de
önceki akşam Kadıköy Kaymakamlığı tarafından yasaklanmıştı. LGBTİ+ bireylerin Onur Ayı etkinlikleri kapsamında Bilim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV) Kadıköy’de yapmak istediği gösterimi basan polis filmi izlemek isteyenleri gözaltına almıştı.

Bilim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV) Sinema Kolektifi kaymakamlığın yasak kararını tanımadığını duyurarak tüm sinemaseverleri ve LGBTİ+'ları olası bir saldırıya karşı gösterime çağırmıştı.

DİREN AYOL'A İZİN YOK

Şişli Kaymakamlığı da Üniversiteli Feminist Kolektif’in Onur Ayı etkinlikleri kapsamında planladığı “Diren Ayol” belgesel gösterimine izin vermemişti. Kaymakamlığın yasak yazısında şu ifadeler yer aldı: “Söz konusu faaliyetin yapılması halinde toplumda infial uyandıracak, milli, vicdani ve insani değerlere dokunarak, toplumsal iç barışı tehdit edebileceğinden ve etkinlikleri gerçekleştirecek grup/şahıslar ile vatandaşlarımız arasında sözlü ve fiziksel provokatif amaçlı olayların olabileceği dikkate alındığında, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunmasının tehlikeye düşebileceği değerlendirilmektedir.”