Aile hekimleri, kendi çalışma alanlarının kamu tarafından sağlanması amacıyla kampanya başlattı. İzmir Tabip Odası Çamlı yaptığı açıklamada ASM’lerin fiziki yapısındaki sorunların salgın sürecinde bir kez daha ön planla çıktığını söyledi.

İzmir'de aile hekimlerinden kamu binası talebi


BİRGÜN EGE

İzmir Tabip Odası ve İzmir Tabip Odası Aile Hekimliği Komisyonu, pandemiyle mücadelede en büyük yükün bindiği ve insan yoğunluğunun en çok yaşandığı kurumlardan Aile Sağlık Merkezleri’nin fiziki koşullarının iyileştirilmesi adına İzmir Tabip Odası’nda açıklama yaptı.

Açıklamayı yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, “Birinci basamak sağlık hizmetlerinin hatırı sayılır bir kısmı Aile Hekimlerince kiralanan; apartman altı dükkânlarda, giriş ya da bodrum kat dairelerde verilmektedir. Bu Aile Sağlığı Merkezlerinin birçoğu ise, ne yazık ki, binaların güneş dahi görmeyen cephelerinde konumlanmakta. Sağlık Bakanlığınca sağlık çalışanları uygunsuz hizmet binalarında çalışmaya mecbur bırakılırken halkın sağlığı da hiçe sayılmaktadır” dedi.

ŞEHİR HASTANELERİNE VERİLEN 1 YILLIK KİRAYLA SORUNLAR ÇÖZÜLÜR

Aile hekimlerine cari giderler adıyla ödenek verildiğini ancak bu ödeneğin hekimlere bir dayatma olduğunu belirten Op. Dr. Çamlı, “Gelişmiş ülkelerde, birinci basamak sağlık hizmetleri toplum sağlığının bel kemiği olarak kabul edilen bir kamu hizmetidir. Bu kamu hizmetinin sunumu sırasında gerekli personelin tümünün istihdamı ve fiziken uygun mekanların oluşturulması Sağlık Bakanlığınca sağlanmalıdır. Bu sosyal devlet olmanın bir gereğidir. Eski Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ döneminde Türkiye genelinde 2 bin 500 yeni aile sağlığı merkezi binası yapılacağı ifade edilmiş, ancak o günden günümüze herhangi bir gelişme olmamıştır. Atatürk Havalimanı arazisi üzerine, 45 günde 1000 yataklı hastane yapılmasıyla övünülürken; 10 yılda 1000 Aile Sağlığı Merkezi yapılamamıştır. Oysa ki Yap-İşlet-Devret yöntemiyle yaptırılan şehir hastanelerine 1 yıl için ödenen 16 milyar kira ile 16 bin aile sağlığı merkezi yapılabilmekte ve birinci basamak sağlık hizmeti sunumunun mekan sorunu uzun yıllar boyu sürdürülebilir şekilde çözülebilmektedir” diye konuştu.

ASM’lerin yalnızca yüzde 10’nunun Covid-19 tedbirlerine uygun olduğunu belirten Op. Dr. Çamlı, talepleri ise şu şekilde sıraladı:

“-Aile Sağlığı Merkezlerinin yeterli uygunlukta ve eşit standartlarda olmasını sağlamak Sağlık Bakanlığının görevidir. Aile Sağlığı Merkezleri; Sağlık Bakanlığınca yapılacak kamuya ait mekânlarda ve yeterli donanım sağlanarak inşa edilmelidir.
-Aile Sağlığı Merkezi olarak kullanılan ancak deprem güvenliği olmayan kamu binaları; sağlık bakanlığı tarafından; teknik olarak mümkünse güçlendirilmeli ya da hastalar ve çalışanlar mağdur edilmeden yeniden inşa edilmelidir.
-Mobil sağlık hizmeti verilen kırsal bölgelerde bakanlık tarafından uygun mekânlar yapılmalı ve donanımı sağlanmalıdır.”