Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şubesi, 31 Mart - 5 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası dolasıyla İzmir çevre durum raporunu açıkladı. Yapılan açıklamada, İzmir’in doğa ile uyumlu kent hedefinden uzaklaştığı belirtildi.

"İzmir doğa ile uyumlu kent hedefinden uzaklaşıyor"

BİRGÜN EGE

31 Mart - 5 Haziran Tarihleri arasında gerçekleştirilen Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası kapsamında TMMOB’a bağlı Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şubesi, İzmir çevre durum raporunu açıkladı.

Su kaynaklarının, toprağın ve havanın kirlenmiş durumda olduğunu belirten ÇMO İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, “Yapılan bilimsel araştırmalar, ilgili Kamu Kuruluşları değerlendirmeleri ve TUIK İstatistikleri bu gerçeği önümüze koyuyor. Yüzey sularımızın yüzde 80’i, yeraltı sularımızın büyük kısmı kirlenmiş durumda; vatandaşlarımızın yüzde 50’si sağlıklı içme suyuna ulaşamıyor. Kentlerimizde hava kirliliği boyutları artıyor. Yeşil alanlarımız yok denecek kadar az. Tarım alanlarımız, meralarımız yapılaşma, sanayi, enerji vb. yatırımlarla amaç dışı kullanılıyor. Orman Alanlarımız, tarım alanlarımız, meralar, doğal karakteri korunması gereken alanlar mevzuatlar eli ile madencilik, sanayi, enerji turizm, konut faaliyetlere açılarak kaybediliyor. Bir taraftan yangınlarla kaybettiğimiz orman alanlarımız en büyük tahribatı Orman Mevzuatı kapsamında verilen izinlerle yaşıyor” diye konuştu.

DOĞA VE YAŞAM TALANI İLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Kınay, sözlerini söyle sürdürdü: “Özellikle son yıllarda gerçekleşen faaliyetler, çılgın projeler, izinler ile ülkemizin her yerinde doğa ve yaşam talanı ile karşı karşıyayız. Bütün bunlara ek olarak Nükleer Santral Macerasına sürükleniyoruz. Ülkemizin her yanında yaşanan kent ve doğa talanı ve çevre sorunlarının birçok örneğini Homeros`un ‘Gök kubbenin altındaki en güzel şehir’ olarak tanımladığı İzmir’de de yaşamaya devam ediyoruz. Doğa ile uyumlu, yaşanabilir kent hedefini ortaya koyan İzmir ne yazık ki bu hedeften uzaklaşarak, her tarafında kuşatıldığı çevre problemleri ile boğuşmaya devam ediyor. Her yıl yaptığımız çevre durum raporu değerlendirmelerinde iyileşme görmek bir yana tüm sorunların çözülmeden büyüyerek devam ettiğini, üzerine yeni çevre mücadeleleri ve sorunları eklendiğini görüyoruz.”

Kınay, şunları kaydetti: “Çevre korumanın en kalıcı teminatı olarak sosyal gelişimin sürekli kılınması ve katılımcı çağdaş bir yönetim anlayışının hayata geçirilmesinin önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Bu anlayış ve inançla, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde, Mersin Akkuyu ve Sinop’ta nükleer santrallara, Aliağa`da, Soma, Yatağan’da Kömürlü Termik Santrallere, Gaziemir’de Nükleer atıklara, Bergama ve Eşme`de siyanürlü altın madenciliğine, Gördes ve Turgutlu Çaldağ’da nikel madenciliğine, İkizdere’de, Kanal İstanbul’da, ülkemizin her köşesinde ekolojik yıkıma karşı mücadele yürüten toplum kesimleri ile dayanışma kararlılığımızı dile getiriyoruz.”