Artan yoksulluk seviyesi ve enflasyonla birlikte eğitimde yaşanan pahalılık öğrencilerin önüne duvar örmeye devam ediyor. SOL Parti İzmir’de eşit, parasız ve laik eğitim için eylem yaptı.

İzmir SOL Parti: Ülkenin kaynakları tarikatlara, cemaatlere aktarılırken okulların masrafları yoksul ailelerin sırtına yükleniyor!

Fevzi Efe SEKİTMEZ

Artan hayat pahalılığı ve ekonomik kriz en çok eğitimi etkiledi. Zorunlu ihtiyaçlara yapılan zamlar, artan servis ücretleri ve barınma sorunu öğrencileri ve aileleri zor durumda bırakıyor. Birçok öğrencinin eğitim hayatı başlamadan bitiyor. Eğitimde yaşanan bu sorunlara dikkat çeken SOL Parti İzmir İl Örgütü, ‘Eşit, Parasız, Laik Eğitim İstiyoruz’ diyerek İzmir Buca Forbes Caddesi’nde eylem yaptı.

SOL Parti İzmir İl Örgütü adına açıklama yapan Aysun Gezen, iktidar eliyle yoksullardan zenginlere büyük servetlerin transfer edildiğini söyledi. Gıda başta olmak üzere öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayamadığını söyleyen Gezen, “Mega şirketler büyük kar oranlarına ulaşırken emekçi halk zamlar altında inim inim inletiliyor. Doğalgaz ve elektriğe yapılan yeni zamlarla enerjiye erişmek de imkânsız hale geliyor. Gıdadan barınmaya, ulaşımdan eğitim ve sağlığa en temel insani ihtiyaçlar dahi karşılanamıyor” dedi.

“DİYANETE DEĞİL EĞİTİME BÜTÇE”

Eğitim dönemi açılırken ekonomik krizin eğitim-öğretimi büyük ölçüde etkilediğini söyleyen Gezen, “Eğitim dönemi açılırken ekonomik krizin en ağır sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Okul öncesi masraflar geçen yıla göre en az üç dört kat artmış durumda. Bütçeden eğitime ayrılan kaynaklar son derece sınırlı. Ülkenin kaynakları tarikatlara, cemaatlere, bir avuç haramiye aktarılırken kamu okullarının masrafları yoksul ailelerin sırtına yükleniyor. Kamu okullarında bu yıl beslenmeden ısınmaya kadar devasa sorunların yaşanacağı bugünden görünüyor. Devlet, bu konuda hiçbir tedbir almazken okullar bağış adı altında masrafları ailelerden karşılamaya yöneliyor. Kamu okulları dahi bir anlamda paralı okullar haline getiriliyor. Onların çocukları lüks ve şatafat içinde yaşasın diye halkın çocukları nitelikli ve eşit bir eğitim imkânına sahip olamıyor. Eğitim ve sağlık herkes için eşit bir haktır. Devlet, tüm yurttaşlarının eğitime eşit erişimini güvence altına almalı, eğitim her düzeyde ücretsiz olmalıdır. Ancak, Milli Eğitim Bakanı’nın özel okul sahibi; Sağlık Bakanı’nın özel hastane sahibi olduğu bu şirketler düzeninde tüm kaynaklar da özel okullara aktarılıyor. Bir hak olması gereken eğitim bu piyasa düzeninde bir ayrıcalığa dönüştürülüyor. Bu asla kabul edilemez. Özel okullar kamulaştırılmalıdır” diye konuştu.

“EĞİTİMDEN SERVET BİRİKTİRİLMEZ”

Gezen barınma sorunu ve tarikat yurtlarının eğitim içinde kabul edilemeyecek bir sorun olduğunu belirterek, “Barınma en önemli sorunlardan birisi olarak öne çıkıyor. Ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte başta üniversiteler olmak üzere eğitimin her kademesinde çok büyük bir barınma sorunu yaşanıyor. Devlet barınma sorununu çözmekle yükümlüdür. Her öğrenci ücretsiz barınma hakkına sahip olmalıdır. Ancak AKP iktidarı yıllarca ülkenin kaynaklarını tarikatlara ve özel yurt sahiplerine aktardı. Devlet barınma sorununa yanıt verecek şekilde yurt yapmadı. Bu barınma krizinin nedeni AKP’nin izlediği bu özelleştirmeci ve gerici politikalardır. Çözüm ise kamucu bir anlayışla devletin yeterli yurt imkanı sağlaması ve barınmanın her düzeyde parasız olmasıdır. AKP yoksul öğrencileri bilinçli olarak tarikat yurtlarına mecbur etmektedir. Tarikat karanlığının çocuklarımızın üzerine nasıl çöktüğünü Ensar’larda, Aladağ’larda yaşadık” ifadelerini kullandı.

Gezen sözlerine şu şekilde devam etti; “Tarikat ve cemaat yurtları başta olmak üzere tüm özel yurtlar kamulaştırılmalıdır. AKP iktidarında okullar tarikatların arka bahçesine çevrildi. İmam Hatipleştirme ve zorunlu din derslerinin yanına eklenen seçmeli adındaki yeni (zorunlu) din dersleriyle laik eğitim ortadan kaldırıldı. MEB’in tarikatlarla, gerici Vakıflarla yaptığı tüm protokoller iptal edilmelidir. Tarikatlar okuldan kovulmalı, eğitim sistemi laik ve bilimsel temelde yeniden oluşturulmalıdır. 12 Eylül faşist cuntasından kalma zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Çocuklarımızın eşit eğitim hakkı için; hurafelerin değil bilimin hakim olduğu okullar için mücadele edeceğiz.”