İzmir’de Ortadoğu’daki emperyalist müdahaleler konuşuldu: "Toplumsal muhalefeti büyütmeliyiz"

BirGün EGE

İzmir’de Emek Partisi (EMEP), SOL Parti ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) tarafından düzenlenen ortak etkinlikte, Ortadoğu’da emperyalist müdahaleler, Gazze’de süren katliam ve bölgede barış, ülkede demokrasi mücadelesi konuşuldu. 

Konak’ta bulunan Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde gerçekleşen  panel forum etkinliğinin moderatörlüğünü Dr. Zeki Gül yaptı. Etkinlikte, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, SOL Parti PM Üyesi İbrahim Aydın ve TİP Genel Başkan Yardımcısı Doğan Ergün konuşmacı olarak yer aldı.

GÜRKAN: İSRAİL'İN SALDIRISINDA HAK İHLALİ YAŞANIYOR

İlk olarak konuşan EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, "Kafkasya'dan başlayıp Kuzey Afrika'ya uzanan bir paylaşım kavgasının yoğun olduğu dönemi yaşıyoruz. Yer altı ve yer üstü kaynakların kavgasının yaşandığını da görüyoruz. Devletlerin bütçeleri de bunu gösteriyor. ABD ve Rusya'nın etrafında kamplaşan ülkeler var. Bir de Türkiye gibi gidiş geliş yaşayan ülkeler var. Türkiye emperyalist devletler arasında kendisine rol biçmeye çalışıyor. Bunun tabi sonuçları var. Türkiye'de silah sanayisinin büyüdüğünü görüyoruz. İşin iktisadi boyutu ve siyasi boyutuna bakabiliriz. İsrail'in Filistin saldırısında açık bir hak ihlâli yaşanıyor" dedi.

ERGÜN: İSRAİL, EMPERYALİZMİN KIRMIZI ÇİZGİSİ

TİP Genel Başkan Yardımcısı Doğan Ergün de, "Emperyalizmin kırmızı çizgisi var. O da İsrail. İsrail onlar için tutanak noktası. İsrail'i bir dayanak noktası olarak görürler. Sistemi korumak bu yüzden onlar için önemli. Bunun karşısında solcular olarak durmak zorundayız. Bunun iyi anlatılması lazım. Halkı ikna etmemiz gerekiyor. Filistin meselesi Avrupa'daki sözde demokrasi için turnusol gibi oldu. Filistinlilerin ülkeye dönme arayışı var. Filistinliler ülkelerinden sürüldüler ve dönemiyorlar. Bazen hayat çok sadedir. Filistin direnişinin yanındasındır veya değilsindir" diye konuştu. 

AYDIN: EN GENİŞ ÖRGÜTLENMEYİ OLUŞTURMALIYIZ

Son olarak söz alan SOL Parti PM Üyesi İbrahim Aydın da şunları söyledi:

"Dünyada egemenlik kurmak isteyen siyasi yapılar bölgede egemenlik çabası hep oldu. Bölgede monarşik yapılar  korundu ve özellikle emperyalist yapılar tarafından bu yapıldı. Bölge aynı zamanda ılımlı İslam modeli olarak kodlanarak batıyla ilişki içine sokulma isteniyordu. Türkiye, bölgede özellikle 2000'ler sonrasında çok ciddi değişimler içine girmeye çalıştı. Suriye, Libya meselesi budur. Türkiye'nin Kürt meselesini gerekçe göstererek bölgeye yerleşme isteği de buna örnek.

Sermayenin sınırsız dolaşım sürecinin kendisi bir noktada tıkandı. Bütün krizlerin savaşlara yol açtığını düşünürsek, Ortadoğu'da yaşanan süreci daha iyi anlarız. Sermayenin sınırsız dolaşım koşulları ortadan kalktı.

Bizim topyekûn sisteme karşı daha ayrıntılı düşünmemiz ve ayrıntılı mücadele programı oluşturmamız lazım. Toplumsal muhalefeti büyütmeliyiz. Muhalefeti sistemsel bir eleştiri ile rejimin karşısına dikme görevimiz var. En geniş cephesel örgütlenmeyi oluşturmalıyız.