'Kabataş yalanı' son hız devam ediyor: Osman Develioğlu'ndan 'mağdur gelin' açıklaması

MOBESE görüntüleri ve polis raporuyla çürütülen Kabataş yalanını yayan isimlerden Elif Çakır'ın “Bunları bu kadın mı anlattı?” diye soran editörüne, “Konuşacak hali yoktu. Ne anlatabilirdi ki? Ama ne demek istediğini ben anladım” yanıtını verdiğinin ortaya çıkmasının ardından Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu açıklama yaptı.

Sol'da yer alan habere göre; yandaş yazar Elif Çakır'ın röportaj yaptığı "Mağdur gelin" Zehra Develioğlu'nun kayınpederi Bahçelievler Belediyesi'nin AKP'li Başkanı Osman Develioğlu konuya ilişkin, "Gelinimin bazı basın organlarına yapmış olduğu açıklamalar, o günlerde hissettikleridir. İlk günden itibaren ona inanıp arkasında durduk, durmaya da devam edeceğiz” dedi.

Gelininin Elif Çakır’a verdiği röportajın arkasında olduklarını söyleyen Develioğlu Kabataş "olayına" ilişkin tartışmaların seçim öncesi yeniden gündeme getirilmesine manidar olduğunu söyledi.

Develioğlu gelininin verdiği ifadenin arkasında olduğunu söylediği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Hadisenin yine bir seçim öncesinde bir kez daha tartışmaya açılması, bizim açımızdan üzüntü verici olduğu gibi zamanlaması manidardır. Çirkin saldırının yaşandığı tarihten sonra, gazete ve televizyonlar aracılığıyla şahsım ve ailem adına duygu ve düşüncelerimizi paylaştık. Geçen zaman içinde düşüncelerimizde herhangi bir değişme olmadığını bir kez daha vurguladıktan sonra tekrarlama ihtiyacı duyuyorum ki 1 Haziran 2013’te gelinim, Beşiktaş’ta bulunan Kabataş Vapur İskelesi civarında son derece çirkin ve menfur bir saldırıya maruz kalmıştır.

Ne var ki, bölgedeki kameraların bozuk olduğu veya kayıtta olmadığı gibi bir sonuçla karşılaşılmıştır. Eldeki tek görüntü, İDO’ya ait, olay mahallini paravan arkasından gören yetersiz kamera kayıtlarıdır. Hadiseden sonra çıktığım televizyon kanallarında çağrı yapıp, ‘O gün o saldırıya şahit olan mutlaka birileri vardır ve bu kişiler bize yardımcı olurlar’ düşüncesiyle, vatandaşlarımızdan yardım istedim. Hala da istiyorum. Bu hadisenin aydınlanması ve saldırganların yakalanıp yargıya teslim edilmesi en büyük dileğimizdir. Gelinimin bazı basın organlarına yapmış olduğu açıklamalar, o günlerde hissettikleridir. İlk günden itibaren ona inanıp arkasında durduk, durmaya da devam edeceğiz.

Unutulmasın ki ortada mağdur olmuş bir anne, genç bir kadın var. Onun hissettiklerine ve çektiği acıya saygı duyulmasını bekliyoruz. O günleri yaşayanlar tarafından biliniyor ki bu hadiseler, çok acı ve sıkıntıya sebep oldu. Sadece benim çocuğum değil başörtülü veya başörtüsüz birçok insan saldırıya uğradı.

Bu saldırılara maruz kalan birçok insan ya sustu ya da sesini duyuramadı. Mağdur olduğumuzu öğrendikten sonra bize ulaşıp kendilerinin de saldırıya uğradığını söyleyen birçok insan var. Aynı şekilde ülke geneline yayılan Gezi Olayları esnasında hayatını kaybeden insanlar oldu. O gün de söyledik, yine söylüyorum: Hiçbir şey, insan hayatından kıymetli değildir. Cana gelecek hiçbir saldırıyı tasvip etmek mümkün değildir. Bunu gündeme getiren hiçbir zaman biz olmadık ve her seferinde üzerimize gelinmesi karşısında kendimizi savunma ihtiyacı duyduk. Hadise yargıya intikal etmiş olup, herkes gibi biz de sonucunu bekliyoruz. Ve inanıyoruz ki, er veya geç adalet tecelli edecek ve sorumlular bulunup cezalandırılacaktır"