Kabil Havaalanı’nın yönetimi için her yolu deneyen Erdoğan, gerici Taliban’la bir sıkıntılarının olmadığını söyledi. Siyaset Bilimci Yaşlı, “Bu macera kötü sonuçlanırsa Erdoğan’ın sözlerini hatırlayacağız” dedi.

Kabil bekçiliği için Taliban’a yeşil ışık

POLİTİKA SERVİSİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ve NATO’nun çekildiği Afganistan’da Kabil Havaalanı’nın yönetimini devralmak için her yolu deniyor. Kıbrıs Harekâtı’nın 47. yılı kutlamaları için gittiği Kuzey Kıbrıs’ta bayram namazı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, Taliban güçleriyle bir sıkıntılarının olmadığını vurguladı. Erdoğan, Taliban güçlerinin Türkiye’ye tepkileri için “Nasıl ki Amerika’yla bazı görüşmeleri Taliban yaptıysa, herhalde Taliban bu görüşmeleri Türkiye’yle çok daha rahat yapması lazım” diye konuştu. Türkiye'nin Afganistan'da kafa kesen, tarihi heykelleri yıkan, okulları kapatan Taliban'ın inancıyla alakalı ters düşmediğini savunan Erdoğan, “Bu yüzden onlarla Kabil Havaalanı konusunda anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum” dedi.

Kabil Havaalanı’nın yönetimine ilişkin ABD’ye karşı şartları olduğunu da söyleyen Erdoğan şöyle konuştu: “Bir, diplomasi noktasında Amerika bizim yanımızda yer alacak. İki, lojistik noktasında imkanlarını bizim için seferber edecek. Üç, tabi burada bu süreç içerisinde çok ciddi bir mali ve idari noktalarda sıkıntılar olacak, bu konuda da gerekli desteği Türkiye’ye verecek. Eğer bunlar sağlanabilirse, biz Türkiye olarak Kabil Havaalanı’nın işletimini ele almayı düşünüyoruz."

SARAY, CİHATÇILIĞI KULLANMAYA ÇALIŞTI

Erdoğan’ın açıklamalarını BirGün’e değerlendiren Siyaset Bilimci Akademisyen Fatih Yaşlı, cihatçılığın emperyalizmle olan bağlantısını şöyle yorumladı: “Erdoğan’ın siyasi geçmişindeki en sembolik fotoğraflardan birinin Gulbeddin Hikmetyar’la birlikte verdiği poz olduğunu biliyoruz. Peki Hikmetyar kimdi? Afganistan’da Sovyet ordusuna karşı savaşan cihatçıların liderlerinden biriydi. Siyasal İslam’ın geçmişi daha eskiye uzanır elbette ama “cihatçılık” Afganistan’da ortaya çıktı. ABD Sovyetler’e karşı verdiği destekle cihatçılığı adeta kendi elleriyle yarattı ve sonrasında da cihatçılık Afganistan’dan tüm dünyaya yayıldı. Yine ABD’nin Irak İşgali ve Suriye’ye yönelik müdahalesi de cihatçılığın yayılımını hızlandıran faktörler oldu. Dolayısıyla siyasal İslam da onun cihatçı versiyonu da emperyalizm tarafından yaratıldı ve etkili bir araç olarak kullanıldı.”

“AKP iktidarı da cihatçıları önce Suriye’de Esad’ı devirmek için kullanmayı denedi” diyen Yaşlı, “Bunu başaramadıysa da Suriye’nin kuzeyinde kendi himayesinde ve cihatçıların kontrolünde bölgeler yaratmayı başardı. Ayrıca iddialara göre cihatçılar bir tür paralı asker gibi hem Karabağ’da hem Libya’da kullanıldılar. Yani iktidar da tıpkı emperyalizm gibi cihatçılığı kendisi açısından işlevsel bir araç olarak gördü ve kullandı” değerlendirmesinde bulundu.

CÜMLEYİ TEKRAR HATIRLAYACAĞIZ

Türkiye İslamcılığı ile Selefilik’ten beslenen cihatçılık arasında birtakım temel farklar olsa da bu ikisi arasındaki ilişkide pragmatizmin üstün geldiğinin altını çizen Yaşlı sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi de benzer bir şekilde, iktidar ömrünü uzatmak için ABD’yle/Batıyla ilişkileri düzeltmek adına NATO’nun çekildiği Afganistan’daki Kabil Havalimanı’nın savunmasına talip olunca, buna itiraz eden Taliban’ı ikna etmek gerekliliği ortaya çıktı. Bu gerekliliğin bir sonucu olarak Erdoğan bir kez daha hem İslamcı kimliğini hem de pragmatizmini devreye soktu ve ‘onların inancıyla alakalı ters bir yanımız yok’ minvalindeki cümleyi kurdu. Eğer Türkiye Kabil Havalimanı üzerinden yeni bir maceraya sürüklenirse ve bu maceranın iyi olmayan sonuçları olursa, dönüp bu cümleyi bir kez daha hatırlamamız gerekecek.”

TALİBAN REJİMİNİN KARANLIK GEÇMİŞİ

İktidarda olduğu 1996-2001 yılları arasında Afganistan’ın yüzde 90’ını kontrol eden Taliban rejimi ya da esas adıyla “Afganistan İslam Emirliği” dünyanın geri kalanıyla ilişkilerinde ‘izolasyon’ politikası izledi. Radikal İslamcı örgütlenme pek çok katliamla anılıyor. Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan ve Suudi Arabistan olmak üzere üç ülke tarafından resmen tanınan Taliban’ın bu ülkelerden yüklü yardımlar gördüğü iddia ediliyor. Örgüt, 1996-2001 yılları arasında kız çocuklarının eğitim görmesini yasaklarken 11 vilayette 500’den fazla okul kapatıldı. Nisan 1995 tarihinde yaklaşık olarak 800 kadar asker Taliban tarafından öldürüldü. 24 Mayıs 1998 tarihinde 450 erkek sakallarını kestiği için ve 110 kadın da yeterince örtülü olmadığı için Taliban tarafından cezalandırıldı. 2001 yılında 6. yüzyılda Bamyan Vadisi’nin denizden 2500 metre yüksekteki kayalık dağlarının içine oyulan Hint-Yunan stilindeki devasa Buda heykelleri Taliban tarafından yok edildi. 2006 yılında Taliban saldırıları sırasında ölen sivil insan sayısının en az 756 olduğu tahmin ediliyor. 2014’te de Afganistan’da Taliban militanları başkent Kabil yakınlarındaki bir yerleşim birimine saldırdı. Saldırıda 100’den fazla kişi hayatını kaybetti. Taliban militanları 15 kişinin de kafasını kesmişti.

113 AFGAN GÖÇMEN VAN ERCİŞ’TE ALIKONULDU

Van’ın Erciş ilçesinde Türkiye’ye geçiş yapan 113 göçmen alıkonuldu. Jandarma Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, Suç Araştırma Timi ve istihbarat birimleri ile güvenlik korucuları, arazi tarama faaliyetleri sırasında ilçenin Haydarbey Mahallesi kırsalında yürüyerek ilerleyen göçmen grubunu fark etti. Bölgeye operasyon düzenleyen ekipler, gruplar halinde saklanmaya çalışan 113 Afgan uyruklu göçmeni alıkoydu.