TSK, Taliban’ın uyarısının ardından Afganistan’dan çekilmeye başladı. Bölgede rol kapmak isteyen Ankara, diplomasi kanallarını zorlayacak. Taliban’a karşı uluslararası bir mutabakatın olmadığını hatırlatan uzmanlar: Yeni bir denge siyaseti arayacak olan Ankara’nın işi kolay değil.

Kabil hayali zorda

Mehmet Emin Kurnaz

Afganistan’da Taliban güçlerinin yönetimi ele geçirmesinin ardından ülkedeki yabancı askerlerin çekilmesi için 31 Ağustos’a kadar tanıdığı süre dolmak üzere. Taliban sözcülerinin Ankara’nın da çekilmesi konusundaki ısrarını dile getirmesi üzerine Kabil Havaalanı’nın yönetimi ve güvenliğini sağlama hayali kuran Saray yönetimi de geri adım attı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Afganistan'dan tahliyesi başladı. Pakistan'ın başkenti İslamabad'dan havalanan askerlerin de içinde bulunduğu ilk uçak dün Ankara'ya indi.

Afganistan’dan askeri gücünü çeken iktidar, bölgede rol kapmak adına zorunlu olarak diplomasi kanallarını zorlayacak. Ancak Afganistan’ın geleceğine ilişkin belirsizlik Taliban Ankara’nın işini zorlaştırıyor. ‘Bundan sonra ne olacak?’ sorusunun henüz net bir karşılığı yok. Hükümet cephesinden yapılan açıklamalarda Taliban ile masaya oturma vurgusu yapılırken son olarak AKP Sözcüsü Ömer Çelik, "Türkiye, Afgan halkı istediği sürece yanlarında olmaya devam edecektir" dedi.


Konuya ilişkin son gelişmeleri BirGün’e değerlendiren uzamanlar, yürütülecek diplomasi trafiğinin kolay olmayacağını vurguluyor. Uzmanlara göre uluslararası aktörlerin Taliban’a karşı net olmayan tutumu durumu çıkmaza sokuyor. Kabil Havaalanı’nı işletme hevesindeki Türkiye’nin Afganistan’ın dünyayla bağlantısını sağlayan ülke olma hedefi de şimdilik suya düşmüş durumda. Yeni bir denge politikası arayışındaki Ankara’nın işi zor.

Ankara’nın Kabil ısrarına dikkat çeken Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Güvenç , “Türkiye Afganistan’da Kabil Havaalanı’nın güvenliğinin sağlanması ve işletme sorumluluğuna talip olmasının altında muharip olmayan ama Afganistan’ın dünyayla bağlantısını sağlayan ülke olma hedefi vardı ama gerçekleşmedi” diyor.

Türkiye’de AKP ideolojisinin Taliban’ınkine çok aykırı olmaması ya da Taliban’a en yakın ideoloji olması hükümetin elini güçlendiriyordu diyen Güvenç, “Dolayısıyla bunlar iktidar açısından Afganistan’ın geleceği konuşulurken avantaj sağlayabilecek unsurlar. Ama sorun şu ki Afganistan’ın geleceğinin dünyanın geri kalanıyla ilişkisinin nasıl olacağına dair ortada bir mutabakat yok. Amerika, müttefiklerinin ısrarlı taleplerine rağmen 31 Ağustos’tan sonra kalmayı reddetti. Dolayısıyla diplomatik bir çerçeve kurulacaksa uluslararası toplumun bunu yapması gerekir. Türkiye’nin ait olduğu ittifakta henüz böyle bir mutabakat yok” değerlendirmesini yapıyor.

ABD’ye ilişkin beklentilerin gerçekleşmediğine de dikkat çeken Güvenç şöyle diyor: “Bir varsayım vardı. ABD ve NATO tamamen Afganistan’dan elini eteğini çekmeyecekti. Ortaya bir hibritli durum çıkacak diye bekleniyordu. O zaman havaalanının kontrol altında bulundurulması, işletilmesi önemliydi. Ama Amerika Afganistan’da varlığını sürdürmemeye karar verdi. NATO da ayrılmak zorunda. O zaman Kabil Havaalanı’nın güvenliğini sağlamanın mantığı kalmıyor. Kimin için sağlayacaksınız?”

KIRILGAN BİR DENGE VAR

Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salih Bıçakçı ise şu değerlendirmeyi yapıyor: “Birincisi Taliban, hayal ettikleri Taliban değil. Bir sürü boşluk ve karanlık nokta var. İkincisi, Afganistan’da kimsenin ne yapacağı da belli değil. Bir izolasyon söz konusu olabilir. Çünkü Taliban’ın dünyadan da bir ekonomik yardım almaması konusunda uzlaşı var. Böyle bir durumun nereye gideceğini bilmiyoruz. Türkiye’nin orada kalabilmesi için uluslararası güçlerin ortak uzlaşısına ihtiyacı vardı.

Türkiye muhtemelen bir denge tutturmaya çalışacak ama bu çok kırılgan bir denge. Herkes Taliban’ı bütün, düzenli bir yapı olarak görüyor. Öyle bir yapı değil Taliban. Her ne kadar kendi Molla sistemi belli kararlar çıkarıyor olsalar da çok farklı davranışları var. Dolayısıyla Türkiye de çok temkinli davranmaya çalışıyor. Türkiye’nin Afganistan’da var olma unsurlarından bir tanesi Amerika’nın orda olmasıydı. Çünkü bir konuşma kanalı oluşturuyordu, ancak böyle bir neden kalmış değil.”