Geçmişten Günümüze Kooperatifçilik ve Sol adlı yazı dizimizin ikinci gününde Kadıköy Kooperatifi adına sorularımıza şu yanıtlar verildi.

Kadıköy Kooperatifi: Üreticilerle aracısız buluşuyoruz

Kooperatifi hangi ihtiyaçtan kurdunuz, kuruluş nedeniniz?

Kadıköy Kooperatifi’nin fikri temelleri, Gezi Direnişi sonrasında mahallelerde oluşan forum ve dayanışmalar döneminde yapılan tartışmalarda ortaya çıktı. Üreticilerle aracısız birliktelikler kurma ve dayanışma, üretim ve tüketim üzerine karşılıklı inisiyatif, kolektif çalışma ve paylaşım, ekolojik ve adil toplumsal ilişkiler ve toplumsal dayanışma temel ilkeleriyle Türkiye’nin dört bir yanında ekolojik yöntemlerle üretim yapan üreticilerin ürünlerini kentlilerle buluşturma, bu sayede üretim süreçlerini görünür kılma ve hem üretim hem de tüketim pratiklerini dönüştürme konularında çalışma yapıyoruz.

Kooperatifi nasıl, ne zaman kurdunuz?

Kadıköy’de bulunan dayanışma ve forumların organizasyonu, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (ÇİFTÇİ-SEN), Boğaziçi Üniversitesi Mensupları Tüketim Kooperatifi (BÜKOOP), Tohum İzi Derneği ve Anadolu’da Yaşam Kooperatifi’nin katılımı ile 1 Şubat 2014’te bir çalıştay düzenlendi. Kooperatif için Kadıköy ölçeğine uygun, bahsettiğimiz kurumların deneyimlerinden de faydalanarak bir model tartışıldı.

Sonbaharda tekrar yan yana gelindi. Yeni bir grup olarak çalışmalar yeniden başladı ve 2015 yılı itibariyle, Kadıköy Kooperatifi bağımsız olarak çalışmalarını başlattı. Mevcut birikim, çalıştaydaki tartışmalardan beslenerek bir takım ortak ilkeler ve model taslağı oluşturuldu. Pratik olarak, bizim “sipariş paketleri” diye ifade ettiğimiz dönem başladı. 2015 Mart ayı ile 2016 yaz başına kadar 5 sefer sipariş paketi organizasyonu yaptık. 2015 Mart ayında ilk sipariş paketi dağıtıldı. 50 paket ile başlayan siparişler, 2016 yazında 350 paket sayısına ulaştı. Bu süreçte, Kadıköy’deki temaslarımızı güçlendirdik, kooperatif fikrini olgunlaştırdık, tartıştık, yaygınlaştırdık. Pratikte tecrübe ettik. Resmi bir kooperatif kurmak için düşünsel ve pratik olarak kendimizi hazırlamış olduk. Ağustos 2016’da dükkân kiralandı, resmi başvuru için hazırlıklar başladı Ekim ayında başvuru yapıldı ve Kasım 2016’dan itibaren resmi bir kooperatifiz.

Kaç kişi ile kurdunuz, mevcut üye sayınız kaç, kaçı kadın?

Kooperatif kurulurken yasal düzenlemenin gerektirdiği şekilde 7 ortakla başladık. Ancak üyelik veya ortaklık dediğimiz şey kooperatife katılımı belirleyen bir unsur değildir; yani kooperatifimiz faaliyetlerini gönüllülük esasıyla yürütmektedir. Kooperatif çalışmaları başladığından beri aramıza yaklaşık 100 gönüllü katıldı. Şu an, 41 aktif gönüllümüz var. Bunlardan 24’ü kooperatifin resmi ortağıdır. Aktif gönüllüler arasından da 26’sı kadındır.

Üyelik kriteriniz ne?

Toplantıları düzenli takip eden, dükkânda nöbet tutan, sorumluluk alan, kooperatif ilkelerini benimseyen vb. gönüllülüğün en temel prensiplerini yerine getiren kişiler, aramıza katıldıktan 6 ay sonra istekleri doğrultusunda kooperatifimize ortak olabiliyor. Ancak önceki soruda belirttiğimiz gibi işleyişte, ortakların, ortak olmayan gönüllülerden farkı yok. Kooperatife zamanını ayıran herkes karar mekanizmalarına katılıyor.

Kararları nasıl alıyorsunuz, üyeler kararlara katılabiliyor mu? Nasıl bir demokrasi, işleyişe sahipsiniz, örgütlenme anlayışınız ne?

Kadıköy Kooperatifi için, ihtiyaçlarına yönelik iç ve dış örgütlenme pratikleri geliştirmek, çalışmanın başından beri en önemli uygulamalardan biri olmuştur. Benimsediğimiz yatay örgütlenme şekli, herkesin eşit söz hakkı sahibi olduğu, hiyerarşinin her türlü halini ortadan kaldırmayı amaçladığımız, eşitlikçi ve paylaşımcı bir ilişkilenme modelidir. Resmi kooperatif yapısının gerektirdiği yasal öğeler ortaklar, yönetim kurulu, denetim kurulu, genel kurul vb. olsa da uygulamada bu kavramları oldukça farklı yorumluyoruz. Her şeyden önce kâr amacı gütmeyen bir kooperatifiz, yani ortaklarımıza kâr payı dağıtmıyoruz. Karar mekanizmalarında resmi ortak olmayan gönüllülerle resmi ortakların eşit söz hakkı var. Yönetim kurulu bir üst kurul olarak değil, yasal yapının gerektirdiği resmi ve bürokratik işleri halleden bir birim olarak çalışıyor. Kooperatifi ilgilendiren tüm kararları her hafta gerçekleştirdiğimiz ve ‘mutfak’ adını verdiğimiz toplantılarda alıyoruz. Karar mekanizmasında benimsediğimiz konsensüs yöntemi, kararların grupta fikir çokluğuna göre alınması yerine her fikrin değerli kılınması ve yeterlilik verilene kadar tartışılmasını sağlıyor. Bu da herkesin karar alma süreçlerine aktif katılımını ve yine herkesin kabul edebileceği çözümlerin geliştirilmesi konusunda bir fikir birliği oluşturulmasını sağlıyor.

Yerel yönetimlerle ilişkileriniz nasıl?

Kadıköy yerelinde örgütlenen bir yapı olarak Kadıköy Belediyesi ile ilişkilerimiz mevcut. Korona öncesi dönemde her hafta toplantılarımızı Barış Manço Kültür Merkezi’nde yapıyorduk. Daha önce bazı etkinliklerimiz için de belediyeden lojistik destek almıştık.

İBB 2019 yılının sonunda kooperatiflerle bir çalışma girişimine başlamış olsa da sanıyoruz yapılanmaya tüketim kooperatifleri şimdilik dahil olmayacak gibi görünüyor.

Gönüllü çalışan bir yapımız olduğundan her zaman ilişkilere vakit ayrılması kolay olmasa da yerel yönetimlerin kendi gündemleri içerisine adil, ekolojik gıdayı ekleyebilmek için daha fazla çalışması ve yerel hareketlere daha çok destek vermesi gerekiyor. Özellikle tüketim kooperatiflerinin her karşılaşmada dile getirdiği lojistik problemler depo, nakliye gibi; yerel yönetimlerin desteğiyle aşılabilecek ve hem ekonomik hem de lojistik olarak çok faydalı olabilecek destekler. Ne yazık ki geçtiğimiz yıl boyunca Kadıköy Belediyesi ile görüşmelerimizde bu taleplerde bulunduk fakat destek alamadık.

Diğer toplumsal örgütlenmelerle ilişkiniz var mı?

Kadıköy yerelindeki örgütlenmelerle ilişki içinde olmaya, dayanışmaya özen gösteriyoruz.

Bunun yanında çeşitli toplumsal örgütlenmelerin ürünlerini dayanışma ürünü olarak dükkâna alıyor ve öne çıkarmaya çalışıyoruz. Diğer kooperatifler ve kooperatif girişimleriyle de ortak bir koordinasyon grubumuz var.

Kooperatif vasıtasıyla ucuz girdi sağlamak şirketlere bağımlılığı azaltıyor mu?

Kooperatifler, üretici ve tüketici arasındaki aracı katmanlarını ortadan kaldırarak üreticinin ürününü doğrudan tüketiciye ulaştırmasını sağlıyor. Üretici ve tüketicinin gıda üzerinde söz hakkı sahibi olduğu bu sistemle şirketlere bir alternatif önerisi sağlanmış oluyor. Son yıllarda tüketim kooperatifi ve girişimlerindeki artışla daha çok kişiye ulaşma ve daha çok üreticiyi destekleme imkânı da oluşmaya başladı. Bu yaygınlaştıkça daha çok kişiye ulaşmak ve gıda egemenliğine daha da yaklaşmak mümkün olacak.

Sağlıklı gıda üretimi ve erişimi için neler yapıyorsunuz?

Sağlıklı, ekolojik, adil gıda için Kadıköy yerelinde örgütlenerek tüketim kooperatifi kurduk. Yalnızca insanın değil doğanın da sağlığını gözeterek kimyasal girdi, emek sömürüsü olmayan üretim biçimlerini ve süreçlerini destekliyoruz.

Üreticilerin ve tüketicilerin birlikte örgütlenebildiği kooperatifler mümkün mü?

Evet, Ovacık Kooperatifi gibi bunu başaran kooperatifler var. Biz de bu çalışmaları yakından takip ediyor ve destekliyoruz.

Toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından ne tür sorumluluk içindesiniz?

Her şeyden önce kendi örgütlenme pratiğimizde kadın-erkek eşitsizliğini asgariye indirecek uygulamalar geliştirmeye özen gösteriyoruz. Örneğin, toplumsal olarak kadınlardan beklenen emek biçimlerini aramızdaki erkeklerin yüklenmesi konusunda hassasiyetimiz var. Kendi yapılanmamız içinde bir de “Kadın Birimi”miz var ve burada iki ayda bir bir araya gelerek bu konular üzerine konuşuyoruz. Ayrıca kooperatif çalışmalarına başladığımızdan beri kadın üreticilere öncelik tanıyoruz. Örneğin, aynı ürünü üreten birbirinden farklı üretici grupları ile karşılaştığımızda, kadın üreticiye pozitif ayrımcılık yapıyoruz veya aile üretimi yapan üreticilerde ödemeyi kadına yapıyoruz. Benimsediğimiz toplumsal dayanışma ilkesi çerçevesinde kadınlar ve LGBTİ+ gruplarla ekonomik ve sosyal olarak dayanışma göstermeye gayret ediyoruz. Bütün bunlarla birlikte “Şugar Mekân” olma yolunda çalışmalarımız da devam ediyor.

İklim adaleti ve ekolojik bilinç ne tür çalışmalarınız var?

Kadıköy Kooperatifi dükkânında yadigâr tohumlardan ekolojik yöntemlerle ve sömürüsüz üretilmiş ürünleri aracısız bir şekilde tüketiciyle buluşturuyoruz. “Başka bir tüketim mümkün!” diyerek çıktığımız bu yolda endüstriyel, kirli, adaletsiz, doğayı ve yaşamı yok sayarak yapılan üretime/tüketime karşı, kadim tarım yöntemlerini destekleyen bir üretimi/tüketimi hayata geçirmeye çalışıyoruz. Benimsediğimiz ilkeler ve yaptığımız çalışmalar, temelde ekolojik gıda üretimini desteklemek üzerine kurulu olduğu için dolaylı olarak da olsa, iklim adaleti ve ekolojik bilinç konularına dikkat çektiğimizi düşünüyoruz. Bir tüketim kooperatifi olarak sadece gıda değil, gündelik tüketim alışkanlıklarımızın bütününü düşünüyor, şehirdeki tüketim alışkanlıklarını değiştirmeye çalışıyoruz. Örneğin, dükkanımızda poşet kullanmıyor, tüketicilere kendi bez torbalarını getirmelerini söylüyoruz.

Kooperatifçiliğin sizlere kazandırdığı nelerdir?

Kooperatifçilik her birimize yeni şeyler kazandırmanın yanında öncelikle bu ekibin ortaya çıkması, yani birbirimizi kazandırdı.

Yatay örgütlenme zemininde eşit bir şekilde birlikte çalışmak, üreticilerle buluşabilmek, gıda egemenliği için çalışmak, kendi iş alanlarımız dışında kooperatifte üstlendiğimiz işler çok çeşitli olduğundan birçok yeni bilgi, yerelimizde örgütlenme deneyimi ve yerelin ihtiyaçlarına yakından bakabilmek, bir de esnaflığa dair çok fazla bilgi.

Katılımcı sertifikasyonu duydunuz mu? Bu sizin için ne anlam ifade ediyor?

Katılımcı Onay Sertifikasyon fikir olarak desteklediğimiz bir model. Geçtiğimiz yıllarda bu konuda daha fazla adım atabilmek için çalışmalara da başlamıştık. Bunun yanında, ülkedeki gıda sisteminin gerçekliğini de göz önünde bulundurarak test yöntemini de işletmeye başladık.

Üye olmayanlar da sizden ürün talep ediyor mu?

Kooperatif dükkanımızdan dileyen herkes ürün satın alabilir. Perakende satışımız mevcuttur. Ortaklar ve ortak olmayanlar için fiyat farkı bulunmuyor.

Tüketiciler sizi niye tercih ediyor?

Günümüzde temiz ve adil gıdaya ulaşmanın ne kadar zor olduğunu düşündüğümüzde kooperatifler tüketiciler için bir alternatif. Tüketicileri (türeticileri, alışveriş yapanları) de örgütlenme ağının bir parçası olarak görüyoruz ve “Başka bir tüketim mümkün!” hayalimizi birlikte gerçeğe dönüştürüyoruz.

Sizleri bu çalışmada motive eden nedir?

Gıda egemenliğini merkezine alan ve yukarıda sıraladığımız ilkeleri barındıran bir örgüt içinde yer almak; söyleyecek sözü olmak ve bunu bu tip bir örgüt içinde fiilen faaliyet göstererek gerçekleştirmek.

Ürünlerinizi nasıl ve kimlerden sağlıyorsunuz?

Ürünlerimizi aşağıdaki soruda belirtilen kriterlerde üretim yapan üreticilerden sağlıyoruz. Üretici belirlerken öncelik sıramız kadın üreticiler, örgütlü üretim yapanlar, örgütlü tüketici grupları ile dayanışma gösterenler, dezavantajlı gruplar ve tekil ve geçimlik üretim yapan küçük üreticiler.

Ürün kriterleriniz nedir? Hangi ürünleri alıyorsunuz, neden?

Ürünlerde aradığımız kriterler yerel/yadigâr tohumun kullanılması; üretim sürecinde kimyasal girdi kullanılmaması; üreticilerin kadın üreticiler, örgütlü üretim yapanlar, örgütlü tüketici grupları ile dayanışma gösterenler, dezavantajlı gruplar, tekil ve geçimlik üretim yapan küçük üreticiler olması; şirket tarımının benimsenmemiş olması; kadın ve çocuk emeğinin sömürülmemiş olması.

Ürün yelpazemiz zeytinden sabuna, peynirden bakliyata kadar birçok ürünü içeriyor. Bu yelpazenin genişliğini belirleyen etkenlerden biri, o ürünün kriterlerimizi karşılayacak şekilde üretilip üretilmediği. Ekolojik üretim yapan ve aynı zamanda yasal yükümlülükleri sağlayan üretici sayısı ne yazık ki sınırlı.

Ekolojik üretimin koşullarından biri, yıl boyunca market raflarından inmeyen ürünlere karşı, her ürüne her mevsim ulaşma lüksünden vazgeçmemiz. Bir önceki sezonun nohutları Ağustos sonunda bittiğinde yeni sezonun nohutları gelene kadar nohutsuz kaldığımız bir dönemde dükkanımıza nohut almaya gelen tüketiciler elleri boş dönüyor. İklimsel koşullar, özellikle de içinde bulunduğumuz iklim krizi de tarım üzerinde kontrol edemeyeceğimiz etkiler yaratıyor. Dükkâna getirmeyi planladığımız bir ürünü beklenmeyen iklim koşulları sebebiyle üretici bize ulaştırmadan kaybedebiliyor.

Bir diğer etken ise dükkanımızın altyapısı oldu. Küçük bir dükkandayken ve saatlerimiz sınırlıyken taze sebze meyve getirmek çeşitli zorlukları da beraberinde getirdi (nakliye sırasında fire, ürün hemen satılmayınca bozulması vb.). Ancak Kasım 2019’da daha büyük bir dükkâna geçip, açık olduğumuz saat aralığını genişletince taze ürünleri tüketicilere ulaştırma konusunda daha başarılı olabildik. Bu da taze ürün yelpazemizi genişletmemiz için bizi cesaretlendiriyor.

Diğer kooperatiflerle dayanışma ilişkiniz var mı, ne düzeyde?

Kadıköy Kooperatifi kendisi gibi örgütlü diğer kooperatifler ve gıda topluluklarıyla beraber ortak çalışmalar yapmaktadır. Anadolu’da Yaşam Kooperatifi, Beşiktaş Kooperatifi, Boğaziçi Üniversitesi Mensupları Tüketim Kooperatifi, Koşuyolu Kooperatif Girişimi, Maltepe Kooperatif Girişimi, Birarada Derneği, Salkım Kooperatifi, Ovacık Kooperatifi, Üsküdar Kooperatif Girişimi, Kadıköy Gıda Topluluğu ile ortaklaşa çalıştığımız bir grubumuz var. Örneğin, bu kooperatifler ve gıda toplulukları ile birlikte 2019-2020 yılı için üreticilerden temel bakliyatların toplu şekilde alımı yapıldı. Yine bu gruplar bilgi, deneyim ve üretici paylaşımlarında da birbirleriyle iletişim halinde olup, bu ve benzeri çalışmalarını çoğaltarak dayanışmaya devam etmektedirler.

Fiyatları nasıl belirliyorsunuz?

Kooperatifte satışını yaptığımız ürünleri üreticilerden temin ederken pazarlık yapmıyoruz. Onların belirlediği fiyatın üzerine kargo ücreti ile kooperatifin kendi masrafları (kira, elektrik, su vb.), amortisman masrafları ve toplumsal dayanışma için belirli oranlar ekliyoruz.

Gıda egemenliği hareketi yaratmak için nasıl bir anlayışa sahip olmak lazım? Anlayışınız nedir?

Üretici ve tüketicinin tüm gıda süreçleri üzerinde bilgi, söz ve karar sahibi olduğu; ekolojik, adil, sağlıklı bir gıda sistemi.