Sporseverler, sporun kıymetini bilenler, sporcuların başarısına her şeyden azade sevinmeyi bilenler derin bir nefes aldı. O yüzden ilk büyük teşekkür sporcularımıza. Yüzümüzü güldürdünüz, içimizi açtınız, nefessiziz biz bu ülkede, bize nefes aldırdınız. Var olun. Spor yapmanın herkes için zor olduğu, çoğunluk için lüks olduğu, ciddi bir spor politikasından uzak bir ülkede kim ne derse desin kadın sporcu olmak daha zordur.

Kadınlarımızın voleybolu: Alışık olmadığımız sürekli bir başarı öyküsü

ELİF ÇONGUR

“Filenin Sultanları” diyorlar ben “sultan multan” laflarına gelemediğim için tam adlarıyla söyleyeyim “A Milli Kadın Voleybol Takımı”mız, 2019 CEV Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası’nda gümüş madalya aldı.

Başarı muazzam. Sporcularımız muazzam. Her şey muazzam.

Şampiyona başladıydı, yarı finaldi, finaldi diye ölüp ölüp dirilirken, kalbimiz sıkışırken, maçları heyecandan zor seyrederken aslında bir yandan da nasıl nefes aldık ülkece. Birileri kadın sporcuların kıyafetleriyle ilgili berbat yazılar yazarken, birileri “Hoca Türk olsaydı kazanırdık. Niye Türk değil?” filan diye saçmalarken, birileri final maçını Malazgirt Savaşı gibi anlatırken biz yine de nefes aldık.

Sporseverler, sporun kıymetini bilenler, sporcuların başarısına her şeyden azade sevinmeyi bilenler derin bir nefes aldı. O yüzden ilk büyük teşekkür sporcularımıza. Yüzümüzü güldürdünüz, içimizi açtınız, nefessiziz biz bu ülkede, bize nefes aldırdınız. Var olun. Spor yapmanın herkes için zor olduğu, çoğunluk için lüks olduğu, ciddi bir spor politikasından uzak bir ülkede kim ne derse desin kadın sporcu olmak daha zordur. Bu başka bir yazının konusu olsun. Sadece kutlamayla geçeyim, teşekkürle geçeyim, eski bir milli sporcu olarak sevinç gözyaşlarıyla geçeyim bu mevzuyu. Sporcuların hem kendilerini hem de ve özellikle ailelerini kutlayarak.

İkinci teşekkür elbette Hoca’mıza. Giovanni Guidetti’ye. Hem tarihe not düşülsün, hem de birilerine cevap olsun. 2008 yılından bugüne VakıfBank’ın hocası olan Guidetti, 1972’de İtalya’nın Modena şehrinde doğar. Antrenör olarak ilk deneyimini yaşadığında henüz 22 yaşındadır. Volley 2000 Spezzano takımında 1997 yılında İtalya’nın en üst ligine çıkma başarısı gösterir. Üstelik o yıl İtalya’da “Yılın Antrenörü” seçilir. 1997-2000 yılları arasında İtalya Milli Takımı’nda yardımcı antrenörlük yapar ve 2000 Sydney Olimpiyat Oyunları’na katılır. Olimpiyatların ardından bir yıla yakın bir süre Amerika Birleşik Devletleri’nde çalışır sonra tekrar İtalya’ya döner. Vicenza, Reggio Emilia, Modena ve Chieri takımlarında baş antrenörlük yapar. Başında bulunduğu Chieri 2005 yılında Top Temas Cup Şampiyonu olur. 2003 Avrupa Şampiyonası’nda Bulgaristan Milli Takımı’nın başındadır. 2006-2014 yılları arasında Almanya Milli Takımı’nı çalıştırır. Almanya Mili Takımı ile 2009 World Grand Prix Üçüncülüğü, 2011 ve 2013 Avrupa Şampiyonası İkinciliği, 2013 Avrupa Ligi Şampiyonluğu kazanır. Hollanda Milli Takımı ile 2015 Avrupa Şampiyonası İkinciliği, 2015 World Grand Pirx 2. Grup Şampiyonluğu ve 2016 Olimpiyat Oyunları Dördüncülüğü yaşar. Vakıfbank’taki başarı öyküsü şu şekildedir: 2017 ve 2013 Dünya Kulüpler Şampiyonası, 2011, 2013, 2017 ve 2018 Avrupa Şampiyonlar Ligi, 2013, 2014 ve 2016, 2018 Türkiye Ligi, 2013 ve 2014 Türkiye Kupası ile 2013 ve 2014 Türkiye Süper Kupası şampiyonlukları. 2011 Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda İkincilik, 2014 ve 2016 Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde İkincilik ve 2015 Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde de Üçüncülük. Şimdi de Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı’yla 2019 CEV Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası İkinciliği.

Teşekkürler Hocam. Memleket voleyboluna katkılarınız için. Memleketin dört bir yanındaki kadın sporcuların peşinde olduğunuz, onlara ilham verdiğiniz, onlar için yaptıklarınız için. Bu şampiyonada da yarı finalden önce “Şu ana kadar yaptıklarımızla gurur duyuyoruz ve bu turnuvayı bitirebileceğimiz en iyi noktada bitirme hedefindeyiz” demiştiniz. Elbette şampiyonluk istediniz, elbette bunun için çalıştınız, elbette bunu hedeflediniz biliyoruz. Ama bu ikincilik çok kıymetli bizim için, biz de sizin yaptıklarınızla gurur duyuyoruz. Var olunuz. Demet Hanım siz de bir yere yazınız: Hocanın da sporcunun da insanın da Türk’ü yabancı olmaz, iyisi kötüsü olur. Türk olmak durduk yere kimseyi iyi, yabancı olmak kimseyi durduk yere kötü yapmaz. Hayatta da sporda da.

Benim naçizane bir teşekkürüm de voleybol denen sporun mucidi William G. Morgan’a. Bir spor icat etmiş olmak kadar enteresan şey de azdır bence bu arada. Şöyle derler: Morgan, 1892 yılında basketbolun mucidi olan James Naismith’le tanışır. Sanıyorum o da benim gibi bir spor icat etme fikri üzerine bir süre düşünür. Bir basketbolu icat eden arkadaşına bir icat ettiği basketbol sporuna bakar. Sonunda daha az gücün sarf edildiği bir oyun kurarak voleybolun temellerini atar. İlk zamanlar “Mintonette” adıyla oynanan oyun zamanla “voleybol” adını alır. Voleybolun bizim buralara gelmesi 1919 yılını bulur. Selim Sırrı Tarcan’ın okullarda voleybolun alt yapısını kurma çabalarıyla. Kadın sporcularımız ilk uluslararası karşılaşmaya 1957’de, “Uluslararası İstanbul Turnuvası”nda çıkarlar. İcat edeni, oynayanı, yaygınlaştıranı, hepsi var olsunlar.

Final maçını izlerken bir kez daha anladık ki spor yayıncılığı çığırtkanlık değildir, hamaset değildir, şövenizm değildir. O yüzden son teşekkürüm; yerleşik spor kültürü, ciddi spor politikası olmayan bir ülkede, TRT’nin zamanında yaptığı özendirici, eğitici, spora yatkınlık sağlayan ve ciddi spor yayıncılığına. Bazı yayıncıların, bazı spor spikerlerinin, bazı spor muhabirlerinin bu ülke sporu üzerinde çok emekleri var, bugünlerde çok emekleri var. Yaşayanlar sağ olsunlar, var olsunlar, kaybettiklerimizin ruhu şad olsun.