Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin yönetimine aday olan Mavi Liste temsilcilerinden Tayfun İşbilen, “EMO en güçlü muhalif mevzilerden biri. Bu kalenin düşmemesi için üyelerimizin desteğini bekliyoruz.” dedi.

Kalenin düşmemesi için birleşmeliyiz
EMO İstanbul Şube’nin 44. Çalışma Dönemi Olağan Genel Kurulu 11 Şubat saat 10’da Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde başlayacak.

Semra KARDEŞOĞLU

Yaklaşık 20 bin üyesi olan TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şubesi, yeni yönetimini seçmeye hazırlanıyor. Yarın Genel Kurul pazar günü ise seçim var. Odanın toplumcu geleneğini temsil eden Demokrat Mühendisler Mavi Liste, yönetime aday. Mavi Liste temsilcilerinden Tayfun İşbilen, TMMOB’un iktidar tarafından hedef alındığı bir süreçte yönetimin sorumluluğunun büyük olduğunu söyledi. Odanın mevcut merkez yönetim kurulu üyesi de olan İşbilen, BirGün’ü ziyaret etti ve liste olarak hedeflerini anlattı. İşbilen, odanın mevcut mirasının üzerine daha da yenilenip, değişerek demokrat ve muhalif çizgisini sürdürmesini istiyor.

Elektrik mühendislerinin ve odanın en büyük sorunları neler? Yönetime gelirseniz ne hedefliyorsunuz ?

Oda aslında elektrik, elektronik, kontrol mühendisliği gibi 5 alanı kapsıyor. Geçtiğimiz dönemde iktidar tarafından odamızın etki alanı daraltılmaya çalışıldı. Biz bu yeni dönemde daha büyük bir etki alanına sahip olsun istiyoruz. Üye zorunluluğu kaldırıldığı için genç arkadaşlarımızın odaya üyeliği azaldı, bunu canlandırmak istiyoruz. Teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan yapay zeka, IoT, elektrikli araçlar, enerji depolama sistemleri gibi alanlarda kuralların, ilkelerin belirlenmesinde, gerekli yönetmeliklerin ve ilgili mevzuatın oluşturulmasında etkin rol almak istiyoruz. Bu alanlarda hem genç arkadaşlarımızın ve hem de diğer üyelerimizin bilgi ve donanımının geliştirilmesini hedefliyoruz.

Bu süreçte mühendislerin en büyük sorun ve ihtiyaçları nedir? Örgütlenmek neden önemli?

Kamu çalışanı meslektaşlarımız düşük ücret, sözleşmeli istihdam ve özlük hakkı kayıpları gibi sorunlarla yüz yüze. Serbest çalışan ve küçük büro sahibi meslektaşlarımız artan maliyetler, iş hacminin azalması, artan borç yükü nedeniyle iş yerlerini kapatmak zorunda kalıyor. Ücretli çalışan meslektaşlarımız düşük ücretlerle ve zor şartlarda çalışıyorlar.  Genç meslektaşlarımız arasında işsizlik oranı yüzde 40’ı bulmuş durumda. Daha kötüsü genç meslektaşımızın çoğu, mesleki, maddi ve sosyal tatminsizlik nedeniyle geleceğini yurt dışında arıyor. Özetle, işsizlik, esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız çalışma koşulları ve reel ücret kaybı gibi sorunlar tüm meslektaşlarımızı tehdit ediyor.

Geçen dönemlerde EMO olarak mühendislik asgari ücretini 47 bin TL olarak belirledik. Bunu şirketler de dikkate alıyor. Biz de oda olarak dikkate alıyoruz. Odada çalışan mühendisler için de bu sınır var. Bu önemli bir adımdı. Üyelerimizin desteğiyle daha güçlü bir mücadeleyi yürütmek mümkün ve zorunlu.

120 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ VAR

Elektrik mühendisliği üniversiteye girişte en yüksek puanla öğrenci alan bölümlerin başında geliyordu. Çok az üniversitede vardı. Bugün nedir durum?

120 ayrı elektrik mühendisliği programı var üniversitelerde. Ama çoğu üniversitede yeterli öğretim üyesi ve ekipman yok . Örneğin sağlam bir elektrik mühendisliği eğitimi için yüksek gerilim laboratuvarları bir zorunluluk kurulmuş olmalı. Ciddi maliyet gerektiren bu altyapı Anadolu’daki birçok üniversitede yok. Ayrıca ihtiyacın üzerinde bir kontenjan var. Doğal olarak kalite düşüyor. Mutlaka çalışması gereken bir laboratuvarı görmeden mezun olanlar var. Bir de bu 120 üniversite içindeki öğrenciler arada büyük puan uçurumlarıyla giriyor üniversiteye. Lisede sağlam bir matematik ve fen eğitimi almadan gelince sıkıntı yaşanıyor. Profesör görmeden mezun olan öğrenci var. Asıl mesele eğitimin özelleştirilmesinde tabi.

Konu elektrik olunca ülkemizdeki en büyük sorunlardan biri yaz/kış saati ayrımının elektrik tasarrufu hedefiyle kaldırılması oldu. Tasarruf edildi mi? Siz oda olarak bu konuda da çalışmalar yaptınız sanırım.

7 yıl oldu, çocuklar karanlıkta okula gidiyor. Rakamlarla ortada, hiç tasarruf da yapılmıyor. Kanımızca işin özü yine bir temel altyapı hizmeti ve insan hakkı olan enerjinin özelleştirilmesinde gizli. Özelleştirmeyle birlikte planlama mantığı terk edildi. İsteyen istediği yere HES, RES vs. yaptı. Bir takım teknolojik gelişmeler olmasına rağmen, biliyorsunuz, elektrik halen büyük ölçekte saklanabilir ve depolanabilir bir şey değil. Bu yolla tüketim artırıldı. Özetle,  özel tekeller kârlarına kâr katabilsinler diye çocuklarımız karanlıkta okula gitmek zorunda kalıyor.

Bir de böyle kritik hizmetlerin özelleştirilmesinin getirdiği sonucu Maraş depreminde gördük biz. Ortak baz istasyonu açılmadı. Burada bile kar önemsendi. Enerjinin yanında iletişimin kamulaştırması da tartışılması gereken temel bir mesele.

Depremde bu ortak uygulama hayata geçse belki de 500 kişi daha yaşayabilirdi değil mi?

İnsanlar günlerce, haftalarca sevdiklerinin sesini duyamadılar, göçük altından telefon ve SMS yoluyla yardım talep eden bir canımızı daha kurtarabilmiş olsaydık dahi, bu önemli değil mi? Her bir can değerli. Oda olarak her konuda olduğu gibi bu konuda da her zaman kamucu politikaları savunduk, savunmaya devam edeceğiz.

İktidarın odadan ve TMMOB’dan duyduğu rahatsızlığın kökeninde bu mu var?

Tabi örneğin Soma faciasında da sorunun elektrikten kaynaklandığı söylendi. Biz de araştırdık elektrikten değil sayısız ihmalin ardından meydana geldiği ortaya çıktı. Bu gerçeği söyleyince rahatsız oluyorlar elbette. Odalar için bir ajandaları var, yok etmek amaçlı. Bu dönemde demokratlar olarak ortaklaşıp birlikte yola çıkmak zorundayız. Tüm üyelerimize sizin aracılığınızla sesleniyoruz; gelin ve oy verin. Bu önemli bir muhalefet mevzii. Bu kaleyi koruyup, büyütmek zorundayız.

Siz yapay zeka alanında çalışan bir isimsiniz. Yapay zeka işsizliğe yol açacak mı?

Yapay zeka, yardımcı zeka aslında. Siz yapay zekâyı eğittiğiniz sürece size faydalı olur. Ben olumsuz düşünmüyorum. Ancak bu konuda ortak etik kuralların belirlenmesi gerekiyor. Kendine daha çok zaman ayırabilmenizi sağlayacak bir yardımcı. Yapay zeka insanlık toplumunun ortak ürettiği bir değer. Bu değerin topluma eşit biçimde dağıtılması önemli. Sorunuza dönersek; toplumun genel yararı için kullanılan bir yapay zeka, insanlığın mutluluğu ve esenliği için büyük bir araç olabilir, ancak her teknolojik gelişmede olduğu gibi sermayenin elinde bu büyük teknolojik atılım da işsizlik, toplumun en ücra köşesine kadar gözetim altında tutulduğu yeni tip otoriterlik ve yeni nesil kitlesel manipülasyon araçlarının devreye alınması gibi olumsuz sonuçlar doğurma riski taşıyor tabii.