Adnan Oktar ekibine yönelik operasyonun ardından tarikatların iktidarla ilişkisi daha açık biçimde sorgulanırken AKP’nin 15 Temmuz sonrası kendine yakın tarikatlarla ilişkilerini derinleştirdiği biliniyor. Menzilciler, Süleymancılar ve İsmailağacılar devlet desteğiyle ihya ediliyor. İşte tablo…

Kamu yararına dedikleri sistem: Halkın cebinden tarikatlara...

CAN UĞUR canugur@birgun.net @canugur1987

Adnan Oktar ve ekibine yönelik operasyonun ardından bir kez daha kamuoyunun gündemine gelen tarikat ve cemaatlerin durumu tartışılmaya devam ediyor. FETÖ ile başlayan Furkan Vakfı ile devam süreçte Oktar ekibine yönelik operasyonun son olmayacağı dile getiriliyor. Burada kriterin ne olduğu bilinmiyor. Özellikle 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında tarikat ve cemaatlerin AKP’yle kurduğu ilişki daha dikkat çekici bir hal aldı. FETÖ’den boşalan alanlara iktidara yakın tarikatların yerleştirildiği sıklıkla dile getiriliyor.

Tarikatların bir kısmına ‘operasyonlar’ gerçekleştirilirken iktidara yakın duran onunla hareket eden cemaat ve tarikatlar ise adeta ihya ediliyor. Özellikle son yıllarda kamu kaynakları ve kamu kadroları adeta cemaatlerin emrine sunuldu. İktidar çevrelerinin dillendirmeye başladığı ‘yerli ve milli tarikatlara operasyon olmayacak ama diğerleri masada’ biçiminde yansıttıkları tablonun arkasında ciddi bir iktisadi yatırımı yer alıyor.

Yerli ve milli meselesi
Yerli ve milli denilen tarikatları 15 Temmuz sonrasında kamu kadrolarına yerleştirilenler oluşturuyor. Ancak mesele bu kadar basit değil. Tarikat ve cemaatler özellikle 2010 yılı sonrasında kamu kaynaklarını ciddi biçimde kullandı ve kullanmaya devam ediyor.

Türkiye’de iktidarla ilişki halindeki tarikatların hemen hepsinin vakıf ve dernekleri bulunuyor. Neredeyse her tarikatın farklı isimlerle hizmet veren 2 ila 3 tane derneği ya da vakfı bulunuyor. Bu dernek/vakıflar tarikatlar için örgütlenme alanı anlamına geliyor.

Bunun yanında ise tarikatlar için adeta ekonomik bir gelişim alanı. Peki bu nasıl oluyor? Denklem şöyle işliyor: Dernekler ve vakıflar kanunu çerçevesinde tarikatların derneklerine ve vakıflarına belirli muafiyetler getiriliyor. Tarikatların dernekleri bu şekilde ‘kamu yararına dernek statüsüne’ alınıyor. Vakıflar için de buna benzer bir işleyiş söz konusu. Tarikatlara ve cemaatlere ait vakıflar ‘vergi muafiyeti kapsamına alınan vakıflar’ biçiminde tanımlanarak devlete ödemeleri gereken vergilerden muaf tutuluyor. Aynı statüde olmayan dernek ve vakıfların ödediği vergilerin neredeyse birçoğunu bu tarikatlar ödemiyor. Herhangi bir izne tabi olmadan ‘yardım toplama’ hakkına sahip olabiliyor. Yine kamu kuruluşlarının belirledikleri miktarlarda söz konusu tarikatların derneklerine ve vakıflarına ‘yardım’ adı altına para aktarılabiliyor.

Bununla da sınırlı değil
Taşınmazlara ilişkin de önemli düzenlemeler yer alıyor. Tarikatların kamu yararı statüsüne alınan dernekleri, kamu arazilerini gerçek fiyatından çok daha ucuza ya da bedelsiz biçimde kullanabiliyor.

‘Yerli ve milli’ diye sunulan aralarında ismi çocuk tecavüzü ile gündeme gelenden ‘laik cumhuriyeti yıkıp şeriat devleti’ kurmayı amaçlayana kadar birçok tarikatın vakfı ile derneği kamu kaynaklarından bedelsiz biçimde yararlanabiliyor, vergiden muaf tutuluyor. Resmi veriler incelendiğinde İsmailağa Tarikatı, Süleymancılar, Menzilciler ve irili ufaklı tarikatlara ait birçok vakfın vergi muafiyetine tabi tutulduğu görülebiliyor.

***

Tarikatların listesi

VERGİDEN muaf olan dernek ve tarikatların Listesi ise şöyle:
»Beşir Derneği (Menzilciler)
»Bayrampaşa Yeşil Cami Vakfı (İsmailağa Cemaati)
»İsmailağa Vakfı (İsmailağa Cemaati)
»İsmailağa Cami ve İlim Vakfı (İsmailağa Cemaati)
»İhlas Vakfı (Işıkçılar grubunun)
»İnsan Vakfı (Süleymancılar)
»Hulusi Efendi Vakfı (Nakşibendi Şeyhi Osman Hulusi Efendi tarikatı)

Tarihsel olarak İslami kesimlerin simge kabul ettiği ABD desteği ile bilinen gruplar ise şöyle:
»Birlik Vakfı (İsmail Kahraman, Recep Tayyip Erdoğan gibi isimlerin kurucusu olduğu vakıf)
»Ensar Vakfı (AKP’li kimliği ile bilinen çocuk tecavüzü iddialarıyla gündeme gelen İslamcı vakıf)
»İlim Yayma Cemiyeti (Türkiye’de ABD desteği ile solculara saldırması ile simgeleşen İslami dernek)
»İHH (İslamcı grupların içerisinde yopun biçimde yer aldığı uluslararası cihatçı gruplarla bağı olan vakıf

Şeriatı savunduğunu açık biçimde dile getiren tarikat ve cemaat ilişkileri bulunan diğer gruplar ise şöyle:
»Hoşgör Fatih İlim Araştırma Vakfı
»İhsan Arslan Vakfı
»Hoşgör Fatih İlim Araştırma Vakfı
»İstanbul İlim ve Kültür Vakfı
»Nun Eğitim ve Kültür Vakfı
»Suffa Vakfı
»Ankara Hamiyet ve İrfan Vakfı
»Şefkat Vakfı
»Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı


Cevap ve Düzeltme Metni

Birgün Gazetesi’nin 18.07.2018 tarihli nüshasında yayımlanan “Kamu Yararına Dedikleri Sistem: Halkın Cebinden Tarikatlara…” başlığıyla yayınlanan habere ilişkin olarak İHH – İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı Vekili Av. Uğur Yıldırım’ın talebi üzerine verilen T.C. İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’nin 24.09.2018 2018 tarih ve 2018/4845 Değişik İş sayılı düzeltme ve cevap kararına karşı yaptığımız itiraz İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği’nin 06.11.2018 tarih ve 2018/5653 Değişik İş sayılı kararı ile reddedilmiştir. Bu karar gereğince yayımladığımız düzeltme ve cevaptır.

Gazeteniz BirGün’de 18.07.2018 tarihinde 7. sayfada “Kamu Yararına Dedikleri Sistem: Halkın Cebinden Tarikatlara...” başlığı ile yazılan ve detaylandırılan haber, müvekkil İHH - İnsani Yardım Vakfı’na yönelik, asılsız ve dayanaksız ifadeler içermektedir.
Haber içeriğinde “... İHH (İslamcı grupların içerisinde yoğun biçimde yer aldığı uluslararası cihatçı gruplarla bağı olan vakıf...”
gibi ifadelere yer verilerek müvekkil vakıf ile cihatçı örgütler arasında ilişki bulunduğu izlenimi oluşturulmaya çalışılmıştır.

Söz konusu içerikte, mesnetsiz ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan ifadelerle kendi yalanlarını kendilerine dayanak göstererek asılsız ithamlarla, müvekkil vakıf toplum nezdinde aşağılanmaya çalışılmıştır. Müvekkil vakfın hiçbir zaman cihatçı örgütlerle ve illegal yapılarla ilişkisi olmamıştır. Müvekkil vakıf savaş bölgelerinde ve yardıma muhtaç insanların bulunduğu bölgelerde uluslararası kurum ve organizasyonlar tarafından takdir toplayan birçok işe imza atmıştır. Terör örgütleri yüzünden yerinden, yurdundan olan birçok insana kol kanat germiş, her seferinde yardımlarına koşmuştur.

Müvekkil İHH insani Yardım Vakfı; Dünya’da 5 kıtada 135 ülke ve bölgede, savaş, işgal ve doğal afetler sonucu mağdur olmuş kişilere, yerlerinden edilmiş ve mülteci konumuna düşmüş ihtiyaç sahiplerine ulaşmakta; ayni ve nakdi yardımların yanı sıra kalıcı projeler ile de ihtiyaç sahiplerini desteklemektedir. Keza yetim projesi ve benzer diğer projeler sayesinde 54 ülke ve bölge ile Türkiye’de 63 şehirde 90.000 yetime düzenli olarak destek sağlanmaktadır. İHH İnsani Yardım Vakfı kurulduğu günden bugüne kadar kanunların kendisine tanıdığı sınırlar dâhilinde hareket etmiş ve gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuata aykırı bir vaziyet içerisinde bulunmamıştır.

Herhangi bir somut bilgiye ve belgeye dayanmaksızın, kamuoyunu kasten yanlış bilgilendirmek suretiyle, müvekkil vakfı ve faaliyetlerini karalama amaçlı, yayıncılık etiğiyle bağdaşmayacak şekilde yapılan haberde yer alan ifade ve ithamların doğru olmadığını, hukuki tüm haklarımızı saklı tutarak, kamuoyuna saygıyla duyururuz.
İHH - İnsan Hak ve Hürriyetleri
İnsani Yardım Vakfı Vekili
Av. Uğur YILDIRIM