Kamusal eğitim yaşamsaldır
SOL Parti eylemlerinde eşit, parasız ve laik eğitim istiyor. (Fotoğraf: BirGün)

SOL Parti, kamusal eğitime ayrılmayan kaynakların sermayeye, özel okullara, vakıf üniversitelerine, cemaat ve tarikat yapılarına aktarıldığını belirterek, "Kamusal eğitim mücadelesi çocukların, gençlerin, memleketin geleceğine sahip çıkma mücadelesidir. Kamusal eğitim hakkı için birlikte mücadeleye!" çağrısı yaptı.

SOL Parti'nin "Kamusal eğitim yaşamsaldır!" başlığıyla yayımlanan açıklamasında, yıllardır uygulanan eğitimin piyasalaştırılması politikalarının en ağır bedelini çocukların ve gençlerin ödediği kaydedilerek, "Salgın eğitimde alarm zillerinin çaldığı bir dönemdi. Dünyanın her yerinde eşit, parasız, nitelikli kamusal eğitim temel tartışma başlıklarından ve mücadele alanlarından oldu. Bizim ülkemizde ise bize, halka, çocuklara, gençlere ait olan kamusal eğitim için ayrılmayan kaynaklar sermayeye, özel okullara, vakıf üniversitelerine, cemaat, tarikat yapılarına aktarıldı" denildi.

"Salgın sonrası derinleşen ekonomik kriz, yoksulluk en çok halkın, emekçilerin çocuklarını vurdu" ifadelerinin yer aldığı açıklamada, "Cumhuriyet tarihi boyunca görülmemiş bir şekilde kitleler halinde okul terki yaşanıyor. 5-17 yaş grubunda 1 milyon 200 bin 892 çocuk örgün eğitim dışında. Açıköğretim sağlık sorunu gibi istisnai durumlar için geçerli bir eğitim aracı iken temel eğitim aracı haline getirildi. Açıköğretimde kayıtlı öğrenci sayısı ise 1 milyon 738 bin 198’e ulaştı. Mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenci sayısı 1 milyona ulaşmak üzere. Okullarda olması gereken en az 5 çocuktan biri örgün eğitim dışına çıkmış durumda" değerlendirmesi yer aldı.

Ocak ayında 159 bin olan mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenci sayısının son 7 ayda 900 bine çıktığı ve kısa bir süre içerisinde 1 milyona ulaşacağının müjdeli haberler arasında ilan edilerek açıklandığının hatırlatıldığı açıklamada, şu görüşler dile getirildi:

"AKP eliyle, siyasi iktidarın eğitim politikaları sonucunda milyonlarca çocuk 'çocuk işçi' haline getirildi.

Yasalarda haftanın 4 günü çalıştırılacağı düzenlenen mesleki eğitim merkezlerindeki çocuklar fiilen tüm hafta çalıştırılırken, yoksulluğun getirdiği çaresizlik sonucu okullarını terk etmek zorunda kalan çocuklar için gün aşırı 'endişelilere' seslenenler tarafından da tek bir cümle kurulmadı. Başta organize sanayi bölgeleri olmak üzere üç yıl çırak olarak 1658 TL, bir yıl kalfa adı altında 2763 TL karşılığında iş yerlerinde kölelik koşullarında çalıştırılan, halkın vergileri ile maaşları ödenen, sermaye için bedava iş gücü haline getirilen çocuklar yoksullukla, çaresizlikle baş başa bırakıldı. Yoksulluktan kaynaklı yemek, barınma, ulaşım ücretlerini karşılayamadıkları için yüz bini aşkın genç kazandığı halde üniversiteye kayıt yaptıramadı. Üniversiteye kayıt yaptırabilen öğrenciler de ekonomik krizden kaynaklı sorunlarla baş başa bırakıldı."

Okul terkinin sonlanması, çocukların okula geri dönüşleri ve kamusal eğitim hakkı için yapılması gerekenler ise şöyle sıralandı:

•Mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenciler başta olmak üzere yoksulluk ve açlık sınırı altında yaşayan tüm emekçilerin çocukları için öğrenci başına verilen asgari ücretin %30’u ve 12. Sınıf öğrencileri ve yükseköğretimde olan gençler için asgari ücretin %50’si karşılıksız eğitim bursu olarak verilmelidir.

•Özel öğretim kurumlarına, vakıf üniversitelerine ayrılan kaynak, bütçe uygulamasına son verilmeli, bugüne kadar verilen tüm kaynaklar geri alınmalı ve kamusal eğitim için kullanılmalıdır.

•Tüm okullara her gün düzenli ücretsiz okul yemeği verilmelidir.

•Ulaşım kamusal eğitim hakkıdır, ücretsiz olarak kamu kaynaklarından karşılanmalıdır.

•18 yaş altı çalışma yasaklanmalıdır.