Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde geçtiğimiz gü

SALİM YAVAŞOĞLU / Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde geçtiğimiz gün yaşanan ve 4 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan, aşırı yağışlar nedeniyle oluşan sellerin bir daha yaşanmaması yeni meteorolojik cephe sistemlerinin oluşturulmasına bağlı. Böylece, Balkanlar ve Akdeniz üzerinden gelen hava akımlarının yurdumuza yumuşatı larak girmesi sağlanacak. Bunun içinde mutlaka; başta GAP olmak üzere Güney, İç ve Doğu Anadolu ile Marmara Bölgesi'ndeki tarım politikaları nda değişiklik yaplması ve ormancı lığın da geliştirilmesi gerekiyor. Çevre ve Orman Bakanlığı Çevreden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, sera gazları nın etkisiyle dünyada oluşan iklim değişikliklerinin etkisini en fazla yaşayacak ülkelerden birinin Türkiye olduğuna dikkat çekti.

GAP'TA CİDDİ TEHLİKE
"Birim alana düşen yağmurun bir anda artmasıyla oluşacak ciddi sel felaketleri, hemen arkasından kuraklığa, bu nedenle oluşacak yangınlara neden olabilecek ve gelecekte karşımıza su sıkıntısı olarak çıkacak" diyen Öztürk, Türkiye'nin tarım, sanayi ve ormancılık politilarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin ormanlarının olmasına ve ciddi bir şekilde ağaçlandırma yapı lmasına karşın yüzölçümünün büyüklüğ ü nedeniyle bunların yeterli olmadığını belirten Çevreden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Öztürk, bu durumdan en olumsuz etlenecek yerin GAP Bölgesi olacağını söyledi.

MEYVECİLİK GELİŞTİRİLMELİ
GAP'ta yeniden sağlıklı bir yapılanmaya gidilmezse buraların Tuz Gölü çevresine dönüşeceğini belirten Öztürk, ''Burada yapılan tarımda ciddi anlamda su kullanılıyor. Su buharlaşı yor ama yapısındaki tuz toprakta kalıyor. Toprak tuzlaşıyor. Bu bölgede, yoğun ağaçlandırma yapılarak yeni bir klima yapısı oluşturmak gerekir. Sulu tarımın yanında ağaççılık ve meyvecilik yapılmalı. Buranın iklimi, meteorolojik yapısı ve nemi korunmalı. Toprakta su tutulup, buharlaşma azaltılmalı.'' dedi.

YUMUŞATICI CEPHE
Pamuk, sebze, buğday ve arpa ekilmesin demediklerini kaydeden Öztürk, ''Portakal, elma, armut, şeftali, kayısı gibi meyvecilik ve Antep fıstığı gibi fidancılık buraların iklimine uygun. Orman ağaççılığı da geliştirilmesi gerikiyor. Bunlar klimayı ayarlar ve bu bölge daha da gelişir. Oluşacak yeni cephe sistemi de Akdeniz üzerinden gelen yağışlarla biirlikte Afrika üzerinden gelen yakıcı hava akımları nı da karşılayıp, yumuşatarak, diğer bölgelere faydalı olur.'' şeklinde konuştu.

TARLA ÇEVRESİNE AĞAÇ
Balkanlardan Karadeniz'e gelen yağışı minimize etmek için de Batı bölgelerinde tahıl üretimi ve sebzeciliğin yanında ağaçlı tarım, meyvecilik ve orman sanayiciliğinin geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Öztürk, ''Ağaçlandı rma sera gazlarını da emiyor. 'buğday, arpa , yulaf ekiyorum' diyorlar. O zaman tarım alanlarının çevresini ağaçlandırsınlar. Avrupa'da böyle yapılıyor. Klima oluşturuluyor.''

AFETLER ARTIYOR
Öztürk, dünyadaki sera gazı miktarının 368 ppm'ye ulaştığına dikkat çekerek, ''Bu artarak devam ediyor. Karbordioksit(CO2), güneşten gelen ısıyı tutarak, tekrar yansımasını engelliyor. Böylece yeryüzünün ısısı artı yor. Bu da iklimleri bozup, anormallikleri arttırıyor. Daha önce bir bölgede bu tür doğal afetler 40-50 yılda bir yaşanırken, 2-3 yılda bir yaşanmaya başlıyor. Yeraltı tesisleri, yeşil alanlar, yerleşim ve tarım alanları zarar görüyor. Sera gazı mutlaka azaltı lmalı'' dedi.

İSVİÇRE'DE DE OLDU
Sorunun sadece Karadeniz ve altyapısı yeterli olmayan bölgelerle sınırlı olmadığın belirten Öztürk, ''2 yıl önce Antakya'da, 1 yıl önce İstanbul'da, 2 gün önce de altyapısı mükemmel olan İsviçre'de sel yaşandı'' dedi. Bu işin çözümünün kendi bakanlığına ait olduğunu kaydeden Öztürk, aldıkları tedbirleri ise şöyle anlattı: ''Ulusal İklim Değişikliği Planı'nı hazırlıyoruz. Kamu ve özel 30-40 kurum ve özellikle de üniversitelerle işbirliği içinde çalışıyoruz. Ulusal iklim değişikliğ i staratejimizi belirliyoruz. Öncelikle rontgenini çekiyor ve yapılacakları belirliyoruz. Planı 1 yıl içinde Uluslararası İklim Değişiklikleri Sekretaryası' na sunacağız.''

DOÇ. DR. TANAY SITKI UYAR:
Ekolojik yapıya uygun yapılaşma

KARADENİZ'de meydana gelen sel felaketlerinin birinci derecede nedeni kömür ve petrol ürünleri gibi fosil yakıtların tüketilmesidir. Bu yakıtlar, kullanılmaya devam edildiği sürece ısınmaya bağlı olarak dünyamızı yeni ve daha büyük felaketler bekliyor. Karadeniz gibi çok yağış alan bölgelerde ekolojik yapıya uygun olarak yerleşim yapılması gerekir. Öncelikle bu tür felaketler yaşanmaması için kısa vadede kırsal yerleşim yapılanması benimsenmeli. Sel ve heyelan tehlikesinin olduğu bölgelerde yapılanma tercih edilmemelidir.

ÖDP:
Heyelanlar kader değildir

Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Alper Taş, Doğu Karadeniz’deki sel ve heyelan nedeniyle Rize Çamlıhemşin ilçesinde dört kişinin yaşamını yitirmesi, Çamlıhemşin’le Pazar-Hemşin’de ev ve işyerlerinin sular altında kalmasıyla ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı. Alper Taş, sel ve heyelan nedeniyle yıllardır yüzlerce insanı n yaşamını yitirdiğini, büyük can ve mal kaybının oluştuğunu, ancak yetkililerin önlem almak bir yana, riskli alanları yapılaşmaya teşvik ederek felaketlere davetiye çıkarttığını söyledi.

 Alper Taş, "ÖDP olarak Çamlıhemşin ve PazarHemşin’de sel ve heyelan sonucu mağdur olan yöre halkına geçmiş olsun diyor, yaşamı nı yitiren yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Bir an önce bölgede yaşanan bu tür felaketlerin önlenmesine yönelik kalıcı önlemlerin yetkililer tarafından alınmasını istiyoruz. Yörenin dağlık olması nedeniyle yerleşim yerlerine sivil savunma ekipleriyle ulaşılmasını; yol, su ve elektrik gibi altyapı tahribatlarının giderilmesini, risk durumu sürdüğünden geçici barınma alanları nın oluşturulmasını, yerel yönetimler ve muhtarların katılımıyla topluma açık olarak hasar tespit çalışmalarına başlanmasını, sonuçları dikkate alınarak, yerleşimler hakkında yöre insanının da katılımıyla karar verilmesini talep ediyoruz" dedi.