Deprem felaketinin ardından gelinen süreçte kritik saatler içinde olunmasına rağmen yetkililerin işlerini yapmadıklarını kaydeden Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, iktidara çağrı yaptı. "En basit işleri bile talimatla yapan bakanlara, milletvekillerine ve bürokratlara da talimat verin" ifadelerini kullanan Karamollaoğlu, şöyle devam etti: "Artık sussunlar ve sadece işlerini yapsınlar."

Karamollaoğlu'ndan 'kritik saat' uyarısı: Ne susuyor ne de işinizi gereği gibi yapıyorsunuz!
Fotoğraf: AA

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, depremin ardından hala kritik saatler içinde olunduğuna dikkat çekerek "En basit işleri bile talimatla yapan bakanlara, milletvekillerine ve bürokratlara da talimat verin. Artık sussunlar ve sadece işlerini yapsınlar. Laf yetiştirmeye çalışacaklarına, insanlarımızın taleplerini karşılamaya çalışsınlar" diye konuştu.

Karamollaoğlu, şöyle devam etti: Vinç lazım, iş makinesi lazım, ekmek lazım, su lazım, yakıt lazım ve hepsi acil. Ara sokaklar, küçük mahalleler ve köyler hâlâ ulaşılmayı bekliyor. Bölgeden öncelikle kadın, çocuk ve yaşlıların acilen tahliye edilmesi gerekiyor. Üstüne üstlük şimdi bir de internet ulaşımını engellemeye karar veriyorsunuz. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Anlamak mümkün değil. Artık işinizi yapın."

"KRİZ YÖNETİMİ YOK, YÖNETİM KRİZİ VAR"

Karamollaoğlu, parti genel merkezinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İki büyük depremin ardından kriz yönetimi değil yönetim kriziyle karşı karşıya kalındığını kaydeden SP lideri, "Çok kritik bir zaman dilimine girdik; artık yeter. Algıları değil, krizi yönetmeye çalışın lütfen" diye konuştu.

Karamollaoğlu şunları söyledi:

"Yaşadığımız felakette 60 saati geride bıraktık. Acılıyız, hüzünlüyüz ve artık aynı zamanda kızgınız da… İlk saatlerden beri biz, siz işinizi yapın diye sustuk; siz ise ne susuyor ne de işinizi gereği gibi yapıyorsunuz. Gün, birlik ve beraberlik günü dedik; siz de dediniz, fakat buna da riayet etmiyorsunuz. Ayrıca sahada görülen durum ile iktidar olarak sizin açıklamalarınız arasındaki çelişkiler gösteriyor ki; ilk 72 saatin ne kadar kritik olduğunun ve durumun vahametinin daha farkında bile değilsiniz.

"ALGIYI DEĞİL KRİZİ YÖNETİN"

Unutmayalım ki; hâlâ enkaz altında olan on binlerce insanımız var. Hâlâ en temel ihtiyaç maddelerine ulaşımda dahi büyük aksaklıklar var. Hâlâ atılması gereken en basit adımların atılmasında dahi büyük gecikmeler yaşanıyor. Bunlar kesinlikle kabul edilemez. Bunlar yokmuş, her şey yolundaymış gibi davranılması ise hiç kabul edilemez. Şurası çok net olarak görülüyor ki; büyük bir beceriksizlikle karşı karşıyayız. İmkân var, koordinasyon yok. Kriz yönetimi yok, yönetim krizi var.

Adeta nerede ne yapacağını ne zaman neyi konuşacağını bilmeyen bir yönetim karşısında; millet olarak acımızı dindirmeye, yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Çok kritik bir zaman dilimine girdik; artık yeter. Algıları değil, krizi yönetmeye çalışın lütfen.

"ARTIK SUSSUNLAR VE İŞLERİNİ YAPSINLAR"

En basit işleri bile talimatla yapan bakanlara, milletvekillerine ve bürokratlara da lütfen talimat verin. Artık sussunlar ve sadece işlerini yapsınlar. Laf yetiştirmeye çalışacaklarına, insanlarımızın taleplerini karşılamaya çalışsınlar. Vinç lazım, iş makinesi lazım, ekmek lazım, su lazım, yakıt lazım ve hepsi acil. Ara sokaklar, küçük mahalleler ve köyler hâlâ ulaşılmayı bekliyor. Bölgeden öncelikle kadın, çocuk ve yaşlıların acilen tahliye edilmesi gerekiyor. Üstüne üstlük şimdi bir de internet ulaşımını engellemeye karar veriyorsunuz. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Anlamak mümkün değil.

Tekrar ediyorum; artık işinizi yapın. Allah aşkına artık siyasi kaygılarınızı bir kenara bırakın. Tek ve ortak kaygımız; enkazlara ulaşmak, insanlarımızı kurtarmak, yaraları sarmak olsun. Cenâb-ı Allah, büyük bir emek sarf eden görevlilerimizin ve gönüllülerimizin yardımcısı olsun, vatandaşlarımıza sabırlar ihsan eylesin."

(ANKA)