PKK Yürütme Konseyi Üyesi Murat Karayılan, "AKP'nin kararı 1 Kasım'a kadar savaşı sürdürmektir. Biz durdursak bile o durdurmaz" dedi

Karayılan ateşkes çağrılarını değerlendirdi

PKK Yürütme Konseyi Üyesi Murat Karayılan, ateşkes çağrılarını değerlendirdiği konuşmasında "Savaşı durdurmak isteyen bütün kesimler şunu görmeli: Bu savaşı Erdoğan başlattı. Erdoğan esas olarak 400 milletvekili için bu savaşı yürütüyor. Savaşla tüm dengeleri alt-üst ederek 1 Kasım seçimlerini kazanmak istiyor. Bu yüzden savaşı sürdürmek isteyen bir taraf var. AKP'nin kararı 1 Kasım'a kadar savaşı sürdürmektir. Biz durdursak bile o durdurmaz. Dolayısıyla hem uluslararası hem de ulusal çevreler ve de STK'ler, AKP'nin bu savaşla oy alma zihniyetine karşı tavır geliştirirse belki bundan vazgeçer. Yoksa 1 Kasım'dan önce vazgeçmesinin olanakları pek gözükmüyor" dedi.

SİLAH DEPOLADILAR İDDİASI

ANF'ye mülakat veren Karayılan 'çözüm sürecinde silah depoladılar' iddialarıyla ilgili de "Bu süreçte hareketimizin yaşadığı gelişme ve büyüme, çözüm sürecinin istismar edilmesi ya da silah depolanması ile izah edilemez. Biz çözüm sürecinde herhangi bir yere, herhangi bir cephane taşımış değiliz. Elimizde ne varsa, eskiden var olandır. Gerçeklik budur" dedi.

Özyönetimlerin otoriter sisteme karşı bir çözüm formülü olduğunu söyleyen Karayılan, "Hem Kürt sorununun çözümüne bir formül, hem de Türkiye'nin demokratikleştirilmesinde temel bir çıkış biçimidir. Tabii ki, 'Bu toplumsal çıkış, yani özyönetimlerin ilanı silahlarla olmamalıydı' denilebilir. Bu doğrudur. Ama polisin sürekli panzerle ve zırhlı araçlarla tarayarak, hatta sonradan toplarla ve tanklarla müdahale ederek yönelmesi karşısında doğal olarak oradaki direnişçi güçler de buldukları tüm silahlarla kendilerini savunmaya geçmişlerdir. Devletin yönelimleri durursa aslında direnişçilerin kendi konumlarını toplumsal bir harekete göre düzeltmeleri gerekir. Yani devlet şiddetle yönelmezse, direnişçilerin silahlı değil toplumsal eylemselliği öne çıkarmaları gerekiyor. Asıl olan budur" ifadelerini kullandı.

'ATEŞKES ÇAĞRILARINI DEĞERLİ BULUYORUZ’

Ateşkes çağrılarına da değinen altını çizen Karayılan, şu açıklamalarda bulundu: "Bu değerli dostlar ve çağrıcılar, bir an için kendilerini bizim yerimize koyarak yaklaşmalıdırlar. Karşımızdakiler her gün çeşitli vesilelerle televizyonlara çıkıp, 'Son terörist silahı bırakana kadar operasyonlar artarak devam edecek' demektedirler. Son derece sert, savaşçı bir tutum ve yoğun bir saldırı durumu söz konusudur. Biz bu saldırılara karşı misilleme hakkımızı kullanmaktayız. Yürüttüğümüz, savunma direnişidir. Kandil yapılan tüm çağrıları duymaktadır ama ateşkesin olabilmesi için çift taraflı bir tutumun gelişmesi gerekiyor. Tek taraflı ateşkeslerle sonucun alınamayacağını geçmiş pratik bize göstermiştir.

"Savaşı durdurmak isteyen bütün kesimler şunu görmeli: Bu savaşı Erdoğan başlattı. Doğru; devlet içindeki bir takım inkarcı-imhacı eğilim taşıyan kesimler de ittifak halinde bu sürece dahil oldu ama Erdoğan esas olarak 400 milletvekili için bu savaşı yürütüyor. Normal koşullarda bu sonuca ulaşamayacağını görünce savaşla tüm dengeleri alt-üst ederek 1 Kasım seçimlerini kazanmak istiyor. Bu yüzden savaşı sürdürmek isteyen bir taraf var. İktidar olan bu tarafın tutumunun değişmesinde ısrar etmek gerekiyor. Yani 'Sen savaşla sonuç alamazsın' tutumunu görürlerse, bundan vazgeçmeleri mümkün olabilir. Dolayısıyla Türkiye toplumun ve barış ile demokrasiden yana olan değişik çevreler seslerini daha fazla yükselterek ve de AKP'nin bu saldırganlığına daha fazla tepki göstererek onu bundan vazgeçirebilirler. Çünkü bu saldırılar durmadan, bizim tek taraflı bir biçimde savunma pozisyonumuzu zayıflatmamız, büyük darbe yememize yol açabilir ve bu durum sadece bize değil tüm demokrasi güçleri için kaldırılamaz sonuçlara yol açabilir. Öncelikle AKP'nin bu politikasına karşı mücadele etmek ve bu savaşçı tutumunu eleştirerek ve buradan hareket ederek yeni bir ateşkes zemini oluşturulabilir. Bu da ancak gözlemci aracıların da bulunduğu, tahkim edilmiş çift taraflı ateşkesle yeni bir sürecin başlatılması biçiminde olabilir."

"AKP de bunu biliyor. AKP sürekli anket yapıyor. Eğer seçimlerde sonuç alamayacağını ederse, bu çatışma konumunu seçimleri erteletmeye gerekçe yapabilir. Bunun için savaşı sürdürmek isteyecektir. Aynı biçimde bu savaş koşullarının sonuç almakta olduğunu görse yine sürdürür. Yani AKP'nin kararı 1 Kasım'a kadar savaşı sürdürmektir. Biz durdursak bile o durdurmaz. Durum bu aslında. Dolayısıyla hem uluslararası hem de ulusal çevreler ve de STK'ler, AKP'nin bu savaşla oy alma zihniyetine karşı tavır geliştirirse belki bundan vazgeçer. Yoksa 1 Kasım'dan önce vazgeçmesinin olanakları pek gözükmüyor."