Kargı heykellerinden oluşan ilk sergi: AbARTık

Kültür Sanat Servisi

Abdullah Şengörenoğlu ‘AbARTık’ ismini verdiği kargı heykelleri 11 Şubat tarihine dek Karaköy’deki Schineder TempleSanat Galerisi’nde görülebilir. Dünyanın belki de tek kargı heykellerini yapan Abdullah Şengörenoğlu’nun kişisel 19. sergisinde minimal ölçülerde yapılan işler, ifade olarak sınırsız ve zamansız. Abdullah Şengörenoğlu ile “AbARTık” sergisi hakkında konuştuk.

»Bize kargıyı anlatır mısınız?
Bambunun Anadolu versiyonu bir bitkidir. Su boylarında yaşar, bu coğrafyada kamış ya da saz olarak bilinir. Her mevsim dikkat çeken rengi ve uzun boyuyla zarif kargıları görmek mümkündür. Ancak zarifliğine bakmayın doku olarak sert ve kırılgandır.

»Eserlerinizde ilk günden bu yana izlediğiniz anlam ve tasarım bütünlüğünü bize anlatır mısınız?
Eserlerin, başlangıcı ile sonu arasındaki bütünsel çizgi, düz ve kendi karakteri ölçüsünde gelişiyor. İşlediğim konular günceli yansıtıyor. Bu bütünlük heykelleri ilk ürettiğim zamandan bugüne dek aynı olan hatta giderek zorlaşan hayatın aynılığından kaynaklanıyor. Zamansızlık buradan geliyor. Ancak bu kendini tekrar etmek olarak algılanamaz. Nerdeyse somut denilebilecek bir dünyanın somut olarak yansıtılma hali. Guernica’daki gibi soyut halle dünyanın anlatılması bu coğrafyada çok mümkün değil.

»Peki yaratım süreci nasıl gelişiyor?
Mesela, Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları heykelini daha farklı biçime dönüştürdüm. İnsan haklarını okuyan kadını, o beyannameyi okurken utanan ve yüzünü eliyle saklayan birine dönüştürdüm. Burada önemli olan başka bir heykeltıraşın eserini de onun bilgisi dahilinde farklı bir hale dönüştürmekti. Benim eserlerimin tekrarı yok, aynı malzeme olmasına rağmen fikirsel tasarımlar bunun önüne geçiyor. Yaratım süreci tarihsel döneme damga vurmuş konular. Mesela Hrant Dink olayı zamansızdır, Sivas olayları da... Mesaj açısından zamana yenik düşmezler.