Karşı Forum imzacıları, 40’ıncı toplantısını İstanbul’da gerçekleştiren UNESCO Dünya Miras Komitesi’nin tutumunu eleştirdi, samimi bulmadığını ifade etti

Karşı Forum’dan UNESCO’ya yanıt: Samimi bulmuyoruz

UĞUR ŞAHİN / sahinugur57@gmail.com
@uugurs

UNESCO Dünya Miras Komitesi, 40'ıncı toplantısına İstanbul’da başladı. 20 Temmuz’a kadar sürecek uluslararası toplantıda, Dünya Mirası Listesi’ne kayıtlı varlıkların korunup korunmadığı tartışılacak ve risk altında olanlar için öneriler ve koruma stratejileri belirlenecek.

Toplantının İstanbul’da yapılmasına rağmen, 31 yıl önce Dünya Mirası Listesi’ne giren İstanbul’un, “mega” projelerle ormanlarının, sulak alanlarının yok edilmesinin yanı sıra, tarihi dokularından arındırılarak talan edilmesi konuşulmayacak. Ayrıca, Kurşunlu Camii, Dört Ayaklı Minare, kiliseler ve yüzlerce yıllık yaşam alanlarının yer aldığı Sur ilçesinin, savaş nedeniyle yıkılmasından da söz edilmeyecek.

Konuya ilişkin, “UNESCO’nun, kültür ve doğal varlıklara ilişkin ortak miras, tarafsızlık ve koruma söylemlerine güvenmiyoruz” şeklinde açıklama yapan 44 meslek odası ve demokratik kitle örgütünden oluşan Karşı Forum, “UNESCO neyi koruyor?” diye sormak için 16 Temmuz’da TMMOB İstanbul Büyükkent Şubesi’nde toplanacak.

Tepkileri diplomatik ilişkilerle şekilleniyor
UNESCO’nun listesine aldığı kültür varlığını, koruyup korumadığının sorgulanması gerektiğini ifade eden Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Yiğit Ozar, özellikle son dönemde korumaya yönelik bir adım atılmadığını kaydetti. Ozar, “İstanbul’da Dünya Mirası Listesi’nde 4 yer var. Bunlar; Süleymaniye, Zeyrek, Sultanahmet ve Karasurları. Süleymaniye’nin mahalle dokusu hem sosyal hem de fiziksel olarak ortadan kaldırıldı. Zeyrek’in korunmasına dair ise aktif bir çalışma yok. Sultanahmet bölgesinde turizm baskısıyla, her yer otelleşiyor ve arkeolojik katmanlar sürekli risk altında bulunuyor. Karasurları çevresinde bulunan Sulukule, Ayvansaray, Yedikule Bostanları gibi alanlarda tahribatlar oluştu. Dünya Miras Komitesi’nin yapısı, diplomatlardan ve devlet temsiliyetinden oluşuyor. Dolayısıyla, muhalefet etmesi gereken yerde, ülkenin diplomatik ilişkileri ya da kulislere göre UNESCO’nun tahribatlara tepki gösterip, göstermeme hali değişiyor. Bu da samimiyetini sorgulamamıza sebep oluyor” diye konuştu.

Konuşulmayacağını biliyoruz
“UNESCO Neyi Koruyor” isimli bir forum organize ederek, başta İstanbul olmak üzere birçok yerde yok olan tarihi ve kültürel mirası gündeme getireceklerini vurgulayan TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Akçelik, şu değerlendirmede bulundu:
“İstanbul sanayi kentinden, finans kentine dönüşmekte, sermayenin küresel düzeydeki rant projelerinin merkezi haline gelmektedir. Bölgenin finans, ticaret, iletişim ve hizmet kenti olarak İstanbul, yeniden dizayn edilmektedir. Bu dizayndan İstanbul’da tarihi merkezler de nasibini almakta, inşaat baskısıyla tarihi doku, siluet ve kent kültürü yavaş yavaş yok olmaktadır. Süleymaniye’deki tarihi mahalle dokusunun kentsel yenileme projesi ile tahrip edilmesi, Yenikapı dolgu alanıyla tarihi yarımadanın şeklinin değiştirilmesi ile Ayvansaray, Sulukule gibi tarihi mahallelerin inşaat şirketleri aracılığıyla özgün değerlerinin kaybettirilmesi gibi konuların, UNESCO’nun toplantısında konuşulmayacağını biliyoruz.''

'Sesimizi duyuracağız'
Sur’da yaşananlarının ardından, UNESCO’nun herhangi bir yaptırım uygulamadığının altını çizen TMMOB Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şube Başkanı Büşra Cizrelioğulları, “UNESCO, Sur konusunda çok sessiz kaldı. Devletlerarası bir kuruluş olduğu için de bizim başvurularımızı dikkate almıyor. UNESCO’nun toplantısına Diyarbakır’dan göstermelik olarak sadece 2 kişi davet edildi. Ama Diyarbakır’ın birçok bileşeni ve söz söyleyecek birçok insanı var. Sonuçta Sur’da bir yıkım yaşandı. UNESCO toplantısında Sur’un göz ardı edileceğini biliyoruz. Buna karşılık bir Karşı Forum düzenleniyor. Karşı Forum’a gelecek olanların hiçbiri UNESCO’nun toplantısına katılamayacak insanlar. Sesimizi bu şekilde duyurabileceğiz“ ifadelerini kullandı.

Tutumu kabul edilemez nitelikte
Sosyal Haklar Derneği Genel Başkanı Can Atalay ise şöyle konuştu: “İki örnek üzerinden konuyu özetlemek gerekirse; birincisi, tarihi yarımada üzerindeki tahribat, ikincisi ise Sur’daki tahribat. Açık ve görünür bir tavır almayan UNESCO’nun tutumu, kabul edilebilir nitelikte değildir. Bu tutum açıkçası ciddi kuşkulara neden olmaktadır.”