Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesine ilişkin davanın 2’nci duruşması görüldü. Mahkeme heyeti, soruşturma kapsamında savcılığın firari 6 şüpheli hakkında hazırladığı ikinci iddianameyi, 20 sanığın yargılandığı dava ile birleştirdi. Duruşma INTERPOL’e yazılan yazıya cevap gelmesi için ertelendi.

Kaşıkçı davasının 2’nci duruşması görüldü: Sanık sayısı 26’ya çıktı

Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim 2018'de evlilik belgesi almak üzere gittiği Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesine ilişkin haklarında yakalama kararı bulunun firari 20 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada haklarında yakalama kararı bulunan firari 20 sanık katılmadı. Duruşmada mağdur Hatice Cengiz ile taraf avukatları hazır bulundu.

İHA’nın aktardığına göre duruşmada mahkeme heyeti soruşturma kapsamında savcılığın firari 6 şüpheli hakkında hazırladığı ikinci iddianameyi, 20 sanığın yargılandığı dava ile birleştirilmesine karar verdi. Bu kararla birlikte sanık sayısı 26’ya yükseldi.

Duruşmada söz verilen Hatice Cengiz, şikâyetinin devam ettiğini söyledi.

‘KRAL AİLESİNE YAKIN KİŞİLER TEHDİT ETTİ’

Duruşmada tanık olarak ifade veren Ayman Nour, Kaşıkçı ile 30 senedir tanıştığını söyleyerek, “Kendisi ile bir dergi üzerinden tanıştık ve ölümüne kadar arkadaşlığımız devam ediyordu. Ben Mısır’da kurulan bir partinin önderliğini yaptım. Mısır’daki inkılaptan sonra Türkiye’de yaşamaya başladım. Cemal ile telefonda görüşürdük. Bana kral ailesine yakın Kahtani ailesi tarafından tehdit edildiğini söyledi” şeklinde konuştu.

Cemal Kaşıkçı’nın Mısırlı muhalif televizyon kanalı Al Sharq’ta yaptığı konuşmanın sorulması üzerine tanık Ayman Nour, “Cemal geç saatte aradı ve röportaj yapmamızı istedi. Bana konusunu söylemedi. Ben onun hükümet karşıtı olduğunu biliyordum ama ilk kez o kadar sert konuştuğunu gördüm. Daha sonra bir gün Cemal ile görüştük. Benden yaptığımız o röportajın tamamen silinmesini ve sosyal medyadan yayınlanmamasını istedi. Nedenini sorduğumda tehdit edildiğini söyledi. Bu esnada çok ciddi şekilde hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Neden böyle ağladığını sorduğumda, çok kötü şekilde konuştuklarını ve tehdit edildiğini söyledi” dedi.

Daha sonra Cemal Kaşıkçı’nın bir konuşma daha yaptığını söyleyen tanık Nour, “Sonraki konuşmasında çok sakindi. Daha önce yaptığı konuşmanın tam tersiydi. Özellikle Suud ailesiyle ilgili kötü bir konuşması olmadı” şeklinde konuştu.

Röportajdan sonra Kaşıkçı’ya bir mesaj geldiğini söyleyen tanık Nour, “Velid bin Talal, Cemal’e ‘Suudi Arabistan’a geri dönebilirsin, koruma altındasın’ şeklinde bir mesaj atmış. Ben Cemal’e bu adam tutuklanmış olabilir, baskı altında bu mesajı göndermiş olabilir dedim” şeklinde konuştu.

‘SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM’

Bir Suud kanalında kendisinin ve Cemal Kaşıkçı’nın öldürüleceğini de söyleyen tanık Nour, “Bununla ilgili de suç duyurusunda bulundum” dedi.

Ayman Nour'un ifadesinin ardından mahkeme heyeti, sanıkların Suudi Arabistan'dan iade talebi ile INTERPOL tarafından kırmızı bültenle yakalanmalarının beklenmesine hükmetti. Duruşmada haklarında zorla getirme kararı olan ancak duruşmaya gelmeyen tanıkların bir sonraki celse dinlenilmesine de karar veren mahkeme, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün davaya müdahillik talebini ise doğrudan suçtan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

YASİN AKTAY KONUŞTU

Duruşmanın bitmesinin ardından adliye önünde konuşan AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, “Bugün 2. duruşma görüldü. Tanıklar dinlendi. Sanıkların dinlenmesi gerekiyor karar verilmesi için. Eldeki tüm deliller mahkemede ele alınıyor. Adil kararın Türk mahkemeleri tarafından verileceğine inancımız sonsuz. Bu davayı görme yetkisine sahip olan Türkiye mahkemeleridir. Olay Türkiye’de cereyan etmiştir. Türkiye’nin egemenlik haklarına tecavüz söz konusudur. Sanıklar tarafından avukat tutulmadığı gereği kendilerine avukat tayin edilmiştir” ifadelerini kullandı.

Duruşma dinlenilmeyen tanıkların dinlenmesi ve INTERPOL’e yazılan yazıya cevap gelmesi için ertelendi.