12 Eylül Darbesi mimarlarından Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılanmasında ikinci perde dün açıldı.

12 EYLÜL DAVASI’NIN İKİNCİ GÜNÜNDE ÖKKEŞ ŞENDİLLER’E TEPKİ;
Katilin duruşmada işi ne?

ESRA KOÇAK ANKARA

12 Eylül Darbesi mimarlarından Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılanmasında ikinci perde dün açıldı. Önceki gün başlayan davaya müdahil olmak için dilekçe verenlerin müdahil olma talepleri dinlenirken sanıkların yokluğu nedeniyle iddianame okunmadı.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü duruşmasında ilk olarak 12 Eylül döneminde CHP Sivas Milletvekili olan Azimet Köylüoğlu’nun müdahillik gerekçesi dinlendi. O dönemde milletvekili olmasına rağmen evinin askerler tarafından basılarak eşyalarına el konulduğunu ifade eden Köylüoğlu "15 gün işkence gördüm, eşimin ve oğlumun önünde aşağılandım. İşsiz kaldım, pasaport verilmediği için yurt dışı işlerimi takip edemedim. 5 yıl siyaset yasağı getirildi” dedi. Köylüoğlu, 4 Eylül 1978’de meydana gelen Maraş olaylarının darbeye dayanak yarattığını belirtirken, "Evren ve Şahinkaya zaten toplum vicdanında yargılandı. Pinochet'in yanında hazır olda bekliyor" ifadelerini kullandı.

“MARAŞ, 12 EYLÜL’E GİDEN YOLDUR”
CHP Kahramanmaraş Eski Milletvekili Hüseyin Doğan ise Maraş olaylarında acı çekenlerden biri olduğunu söylerken şunları kaydetti: “12 Eylül darbesine giden en önemli hazırlıklardan biri, 116 insan öldü, binlerce insan sürgüne tabi tutuldu, şehir yangın yerine dönüştü. Olayların önlenmesi için emniyet müdürlüğü, valilik ve jandarmaya başvuruda bulunduk, ancak yeterince müdahale edilmedi. Bebekler ana karnında anası vurulduğu için ölü olarak çıkarıldı. Yaşlı annem çıldırdı, yeğenim kurşunlara hedef olurken son arda kurtuldu. İnsanların gözleri oyuldu, kaynar kazanlara atıldı. Maraş kilometre taşıdır. Sadece Evren değil, emniyet amirleri, komutanlar hepsi katılmıştır.” Çorum olaylarını anlatarak müdahil olma talebinde bulunan CHP Çorum Eski Milletvekili Şukrü Bütün bu davada yalnızca iki generalin değil, o dönemde tüm işkence yapan asker sivil herkesin yargılanması gerektiğine dikkat çekti.

TBMM’NİN MÜDAHİLLİĞİ KABUL EDİLEMEZ
Müdahil Mustafa Yalçıner, 12 Eylül döneminde TDKP yöneticisi olduğu için yargılandığını ve günlerce işkence gördüğünü anlatırken, sosyalist olduğu için darbeye muhatap olduğunu yie aynı nedenle de müdahil olmak istediğini belirtti. Darbenin halka karşı yapıldığını söyleyen Yalçıner, sanıkların hem halk düşmanlığı hem de vatan hainliğinden yargılanmaları gerektiğini dile getirdi.

Yalçıner, davaya müdahil olan ülkücüler ile TBMM ve Hükümetin müdahilliği ile ilgili olarak şunları söyledi: "Darbeye katılımda bulunanlar, fikirlerinin iktidarda olduğunu söyleyenler davaya katılamaz. TBMM ve Hükümet müdahil olarak kabul edilemez. 12 Eylül darbesinde sessiz kalan hükümetleri müdahil kabul edilemez. Evren'in kurduğu Meclis nasıl müdahil kabul edilir? Onların darbeye ne kadar katıldıklarını araştırmak gerekiyor." Yalçıner, "Heyetin gerçek bir yargılama yapması durumunda tarihe geçecektir" diyerek bu ifadesinin zapta geçmesi için Mahkeme Başkanlığına talepte bulundu.

KATLİAM SANIĞI ŞENDİLLER DE MÜDAHİL
Davaya müdahillik talebinde bulunan Maraş Katliamı sanığı Ökkeş Şendiller, yargılama için "geç kalmış bir yargılamadır ancak davanın sonucu ne olursa olsun, şekli ya da ciddi olsun, ama bu zamana kadar darbecilerin yargılanabildiği ve hakkında tek dava açıldığı için fevkalade önemlidir."

12 Eylül'ün en önemli kilometre taşının Maraş olayları olduğunu belirten Şendiller, "Davanın 1 nolu sanığı olarak yargılandım ve sıkıyönetim mahkemesinde beraat ettim. Maraş olaylarının perdesi indirilmedi" dedi.

Şendiller, "darbenin ve ihtilalin asıl maksadı, terör ve anarşiyi önlemek değil. İhtilal akşamı Ankara'nın sokaklarında bombalı pankartlar dolaşırken, ertesi gün bıçak gibi kesilmiştir" dedi. Darbenin amacının Yunanistan'ın NATO üyeliğinin sağlanması olduğunu savunan Şendiller, yaşananların sorumlusu olarak ASALA'yı, daha da sonra PKK'yi sorumlu tuttuğunu ima etti.

TARİHİ DAVADA TARİHİ YALAN DEVAM EDİYOR
Şendiller'in ardından söz alan Oğuzhan Müftüoğlu, Melih Bekdemir, Bülent Forta Akın Dirik Ali Alpatlı, Sedat Göçmen’in vekili Avukat Sabri Kuşkonmaz, "Şendiller'in söylediği gibi 12 Eylülden sonra akan kan durmamış, devrimcilerin kanı akıtılmaya başlamıştır. Şendillerin söylemi, cuntanın söylemidir. Bu tarihi davada bu yalan hala söyleniyor. Biz yalanların önüne geçmek için müdahiliz" dedi.

İddianamenin cuntanın dili ile yazıldığını belirten Kuşkonmaz "12 Eylül’e giderken önemli terör olayları denilerek, Fatsa örnek gösterilmiştir. Bu maddi ve hukuki bir hatadır. Tarihin tahrif edilmesinin önüne geçmek için müdahil olacağız" dedi.
Tarihi dava denilen bu davanın içeriğinin de tarihi olması gerektiğine dikkat çeken Kuşkonmaz, Berfo Ananın yargılamanın başladığını görme hakkı olduğunu ancak bu hakkının engellendiğini bunun da 12 Eylül’ün devam ettiğinin bir göstergesi olduğunu belirtti.

“KATİLİN BURADA NE İŞİ VAR?”
Salonda bulunan müdahillerden Fatsa Devrimci-Yol davası sanıklarından Cumhur Yavuz, Şendiller'e "Katil o. Burada ne işi var" diye tepki gösterdi. Nurettin Öztürk'ün ağabeyi Fahrettin Öztürk, kardeşinin DAL işkence merkezinde öldürüldüğünü, ailesini yaptığı tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını söyledi ve müdahillik gerekçesini şu şekilde açıkladı: “Kardeşimin nasıl öldürüldüğünü araştırdım diye tehdit edildim. Kardeşime işkence yapanlar tespit edilerek burada yargılanmalıdır.”

“BAŞBAKAN’A HAKARET EDİLİYOR”
Hükümet adına müdahillik başvurusunda bulunan Avukat Sami Arslan, hükümete yöneltilen eleştirilere tepki gösterdi, "Başbakan'a hakaret ediliyor. Bu yargılama yapılıyorsa, bunu Başbakan'a, hükümete borçluyuz" dedi. Arslan'ın bu sözleri üzerine, Mahkeme Başkanı, "Siz de siyasete girmeyin" dedi. Müdahil avukatlardan Mürşit Deliduman ise 12 Eylül'ün halka kaşı yapıldığını belirterek, "Sanıklar halk düşmanıdır. Sanıkların kaçma ihtimali olduğu için tutuklanmalarını talep ediyorum” dedi ve işkencesi Raci Tetik’in de dava kapsamında yargılanması gerektiğini belirtti.

ASMAYALIM DA BESLEYELİM Mİ?
Avukat Ural Gündoğan sanıkların bir sonraki duruşmaya mutlaka getirilmesini isterken Milliyetçi Türkiye Partisi Genel Başkanı Ahmet Yılmaz Büyükekmekçi de parti olarak bütün darbelere karşı olduklarını söyledi ve Evren ve Şahinkaya için "Asmalayım da besleyelim mi?" dedi.  Ülkü Ocakları Başkanlığı yapan Avukat İrfan Sönmez de müdahil oldu.

DİSK DOĞAL MÜDAHİL
DİSK adına Avukat Ekin Sarıakalın, "Sanıkların sağlık sorunları nedeniyle değil de, halklarına karşı yaptıkları zulümden dolayı gelmediklerini ifade etmelerini duymayı tercin ederdik" derken DİSK'in kurucu genel başkanı Kemal Türkler'in 1980 yılının Temmuz ayında öldürüldüğünü hatırlattı. Hilmi Toy, Nuran Atmaca, Gülşah Tağaç, Nuri Duruk, İslam Arpat, Ali Armutlu, Yüksek Akgün, Ertuğrul Kürkçü, Berfo Kırbayır, Mikail Kırbayır, Fatma Gülmez, Leyla Abay, İsmet Yurtsever, Necati Abay, Emin Orhan, Nimet Tanrıkulu'nun da içinde olduğu çok sayıda kişi dün de müdahale dilekçesini verdi.

BERFO ANA EVREN’E HESAP SORDU
Davanın ikinci gününde gözaltında katledilen Cemil Kırbayır'ın 105 yaşındaki annesi Berfo Ana ise "Evren'e ceza versinler, toprağa gideceğim ama Evren'e ceza versinler onun cezalandırıldığını göreceğim. Çocuğumun mezarnı istiyorum" dedi.

Neden müdahil oldular?

Ankara’da önceki gün başlayan ve bugün de devam edecek olan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı 12 Eylül Davası’na müdahil olan isim ve kuruluşların sözcüleri mahkemede davaya neden müdahil olduklarını ve iddianameye olan itirazlarını şöyle ifade ettiler;

İHD adına müdahil olma dilekçesi veren Avukat Öztürk Türkdoğan, davaya müdahil olma istemini “Biz 12 Eylül sonrasında kurulmuş, ama 12 Eylül’ün insan hakları ihlalleriyle uğraşan bir örgütüz. O nedenle davanın birincil muhatabıyız” şeklinde ifade etti.

Avukat Aygün Erdoğan ise iddianameye olan itirazını “İddianame sadece 12 Eylül gecesi üzerinden kurulmuştur; ancak 12 Eylül 32 yılı kapsamaktadır” sözleriyle dile getirdi.

Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar ise Diyarbakır cezaevinde yaşananlara dikkat çekerek, “Biz onların hesabını sormak için müdahil olmak istiyoruz” dedi.

ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı ise müdahil olma nedenlerini şu sözlerle anlattı:
“Biz 50 yıldır ezilenlerin, emekçilerin, kadınların, devrimcilerin avukatlığını yapıyoruz. Derneğimiz 1980 ile 1991 yılları arasında kapatılmış, meslektaşlarımız katledilmiş, zindanlara atılmış, işkenceden geçirilmiştir. Biz onların haklarını aramak için buradayız.”

Kozağaçlı, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın duruşma salonuna katılmamasına ilişkin olarak ise “Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Kırbayır, ambulansla buraya geldi. Kapıda bekliyor. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya da gelebilirlerdi” diye konuştu. ÇHD daha sonra davaya müdahil olmaktan vazgeçtiğini açıkladı.