Katlediliyoruz görmüyorsunuz

BirGün/KADIN

AKP iktidara geldiği günden beri kadınları yaşamdan ve toplumsal alandan soyutlamaya yönelik bir politika izliyor. Gerek kadın düşmanı söylemlerle gerek kadını sadece aile üzerinden tanımlayan politikalarla siyasal İslamcı iktidarını besliyor. AKP’nin siyaseten sıkıştığı her noktada kadınların haklarını hedef almasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, gericilerin, yandaşların söylemlerinde gördük.

İktidarın, kadınların kamusal alandaki varlığından rahatsızlığı uzun süredir devam ediyor. Kadın haklarını görmezden gelerek şiddetin ve cinayetlere yol gösteren iktidar, ‘kadın’ sözcüğünü 2011 yılında Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın isminden çıkardı. Bakanlığın adının değiştirildiği dönemde de İstanbul Sözleşmesi imzaya açılmıştı. Erdoğan o dönem yaptığı açıklamada “Bizim için aile daha önemli” diyerek sunduğu gerekçeyle de kadının yerini sadece aile içinde konumlandırdıklarını söyledi. Kadını sadece aile üzerinden tanımlayan bu anlayış şiddeti, tacizi, tecavüzü aile içi bir mesele olarak gördüğünü beyan etti. İktidarın cinsiyetçi söylemleriyle birleşen toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile kadını aile dışında bir toplumsal alanda görmeye yönelik tahammülsüzlük de arttı. Bu iki olayın üzerinden yıllar geçti binlerce kadın ve çocuk erkeklerce katledildi; şiddete, tacize, tecavüze maruz bırakıldı. O yılların ardından İstanbul Sözleşmesi hedef alındı, feshedildi…

Ve yine ardından bakanlıkta kadının adına bile yer verilmedi. Son bir haftada bir skandal daha yaşandı. İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenler, bir de üzerine kadın cinayetleriyle övündü. İstanbul Sözleşmesi feshedildikten sonra erkeklerin, siyasal iktidardan cesaret alarak katlettiği kadınların sayısının azaldığını iddia eden Soylu’ya bir destek de Emniyet Genel Müdürlüğü’nden geldi. Emniyet, sözleşmenin feshedilmesinin ardından kadın cinayetlerinin yüzde 26 azaldığını öne sürdü. “Kadınlar bir rakam değildir.” Hepimizin farklı öyküleri, sevdikleri, yaşamları var.

Senelerdir ilmek ilmek örülen kadın düşmanlığı artık doğrudan kadınların yaşam hakkını dahi hedef alan bir noktaya geldi. İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı yüzlerce kadın hayatta olabilirdi. İktidara geldiği günden beri kadınların mücadeleyle kazanılmış haklarını hedef alan AKP, sözleşmeyi uygulamak bir yana dursun feshederek faillere cesaret verdi. Sözleşme hâlâ yürürlükte.

İktidarın tüm bu gerici ve kadın düşmanı tutumuna karşı bugün ülkenin dört bir yanında en inatçı ve kararlı direnişin bayrağını kadınlar taşıyor. Kadınların ortak sloganı ise “Ne yaşamlarımızdan ne de haklarımızdan vazgeçeriz” oluyor. Onlar da kadının adını siledursunlar biz her yerde kız kardeşimiz Rosa Luxemburg gibi haykırmaya devam edeceğiz: Vardık, varız, var olacağız!