Amasra’da meydana gelen maden faciasının bilirkişi raporu katliamın bağıra çağıra geldiğini gösterdi. İki yıl önceki Sayıştay raporu yetkililer tarafından dikkate alınmış olsaydı facia yaşanmayacaktı.

Katliam bağıra çağıra yaşandı
Fotoğraf: Depo Photos

Haber Merkezi

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesinde 14 Ekim'de meydana gelen patlamaya ilişkin bilirkişi ön raporu hazırlandı. Maden, jeoloji, jeofizik, elektrik ve makine mühendisleriyle iş güvenliği uzmanından oluşan 7 kişilik bilirkişi heyetinin hazırladığı 28 sayfalık ön inceleme raporu, Amasra Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.

Hazırlanan rapor iki yıl önce Sayıştay Müfettişlerinin uyarılarına benzerliği dikkat çekici. Eğer müfettiş ikazları ciddiye alınsaydı facia yaşanmayacaktı.

Faciaya yönelik soruşturma kapsamında oluşturulan bilirkişinin hazırladığı raporda, 41 kişinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin yaralandığı olay, "İş kazası, -320 Kalın Damar Tavan Yolu'ndaki patlatma çalışması kaynaklı olarak meydana gelmiş, grizu ve kömür tozu patlamasını içeren bir patlamadır" olarak tanımlandı.

Raporda "Havalandırma" başlığı altında "TTK'ye bağlı ATİM'de (Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi) maden havalandırmasının iyileştirilmesine dair hayata geçmeyen yatırım ve iyileştirme projeleri, kazanın meydana gelmesinde önemli rol oynamıştır. Yetersiz ve etkisiz havalandırma sistemi olayın meydana gelmesindeki en temel unsurdur” değerlendirmesi yapılırken facianın nedenleri şöyle sıralandı:

TTK'ye bağlı ATİM'de maden havalandırmasının iyileştirilmesine dair hayata geçmeyen yatırım ve iyileştirme projeleri, kazanın meydana gelmesinde önemli rol oynamıştır.

Havalandırma sistemi yeterli ve etkili olsaydı olayın meydana gelmesi önlenirdi.

Metan drenajı uygulaması hayata geçirilmiş olsaydı meydana gelen kaza olayı önlenebilirdi.

Grizu patlamasının kömür tozu patlamasına eşlik etmiş olması, yapılan tozla mücadele çalışmasının yetersiz olduğunu göstermektedir.

KAZA ÖNLENEBİLİRDİ

"Metan Drenajı" başlığında da "TTK'ye bağlı ocaklarda metan drenajı uygulaması yapılmamaktadır. Bu durum yaşanan kazanın, yetersiz ve etkisiz havalandırma ile birlikte temel nedenlerinden biridir. Metan drenajı uygulaması hayata geçirilmiş olsaydı meydana gelen kaza olayı önlenebilirdi." ifadelerine yer verildi.

Rapordaki "Kömür Tozu Mücadelesi" başlığında ise "-320 Kalın Damar galerisinde meydana gelen grizu patlamasının kömür tozu patlaması ile ocağa yayılması, yaşanan kazanın boyutlarının ve etki mesafesinin artmasına sebebiyet vermiştir. İşletmede kömür tozu ile mücadele konusunda hazırlanan yönergenin bulunmuş olması, işletme yetkililerinin de riskin farkındalığına işaret etmektedir ancak grizu patlamasının kömür tozu patlamasına eşlik etmiş olması, yapılan tozla mücadele çalışmasının yetersiz olduğunu göstermektedir. Tozla mücadele etkin yapılsaydı meydana gelen kazanın etkisi daha az olabilirdi" değerlendirmesi yapıldı.

PERSONEL EKSİK VURGUSU

Bilirkişinin hazırladığı raporda bir başka çarpıcı tespit "Teknik Personel Sayısındaki Eksiklik" başlığı altında yapıldı. Raporun o bölümünde "Yeraltının zor şartları ve kompleks jeolojik yapısından dolayı, maden ocağında etkin bir denetlemenin sağlanması çok önemlidir. İşletmede P2 vardiyası (08.00-16.00) dışındaki vardiyalarda bulunan mühendisler genelde vardiya mühendisleridir. Müessesedeki toplam vardiya mühendisi sayısı 4'tür. Kazanın meydana geldiği P2'de görevli tek vardiya mühendisi R.O'dur. Kendisi, yer üstündeki rutin işlerini tamamlayıp, saat 17.50'de yer altına girip, üretim yerine giderken -300 kotunda kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. İşletmede, yer altındaki farklı kartiye (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) ve birimlerde yapılan tüm teknik işleri tek bir vardiya mühendisi ile denetlemenin ve yönetmenin yetersiz kalacağı aşikârdır. Bu kusur, kazanın meydana gelmesinde etkendir" denildi.