Suruç Katliamı’nda sorumluluğu olan dönemin Suruç TEM Amiri Davarcı, İstanbul’da talimatla ifade verdi. Davada hâkim, çok sıkıldığını ve çay içmek istediğini söyleyerek duruşmaya ara verdi

Katliam davasında ‘çay molası’ verdi!

Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde IŞİD’in gerçekleştirdiği ve 33 kişinin yaşamını yitirdiği katliama ilişkin 2 polis hakkında Suruç Asliye Ceza Mahkemesi tarafından açılan dava, talimatla İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davada tutuksuz yargılanan iki polisten biri olan Ahmet Oğuz Davarcı, ilk kez ifade verdi. Diğer sanık polis Ali Koçak’ın ise Kırşehir’de başka suçtan tutuklu olduğu öğrenildi İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen talimat duruşmasına sanık polis Ahmet Oğuz Davarcı ve katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları ve avukatları katıldı. Duruşmayı Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne bağlı polisler de izledi. Avukatların oturduğu sıralarda ise adliyede görevli özel güvenlik görevlileri bekledi.


MOBESE kayıtları gelmiyor
Sanık polis Davarcı, kimlik tespiti sırasında komiser yardımcısı olduğunu, olay tarihinde Suruç’ta ‘terör büro amiri’ olarak çalıştığını ifade etti. Davarcı, katliamdan 1 hafta sonra hakkında idari soruşturma açıldığını, soruşturma sonunda ise herhangi bir ceza almadığını belirtti. Davarcı, olay günü Urfa Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürü Oykun İyigün ve İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal ile görüştüğünü söyledi. İkilinin kendine şüphelendiği kişilerin kimliğini tespit etme görevi verdiğini ifade eden Davarcı, bunun MOBESE kayıtlarında da görülebileceğini belirtti. Davarcı, “Israrla görüntüleri istememe rağmen kayıtlar çıkarılmadı. MOBESE merkezinde görevli polis Tanju Gündüz’e bu konuyla ilgili talimat verdim, görüntü çıktığında haber vermesini istedim. İlçe müdürü bana kültür merkezinde uygulama yapılamayacağını söyledi. ‘Girişte uygulama yaptırma’ dedi. Sadece ‘şüpheli görürseniz müdahale edin, kimlik sorun sadece şüphelendiğiniz insanlardan’ diye talimat verdi” dedi.

‘MİT’ten sana ne diyorlar’
Canlı bomba Abdurrahman Alagöz’ün Adıyaman’da IŞİD’e katıldığını söyleyen Davarcı, “Bu şahsı deşifre edemeyen sorumlular İstihbarat Daire Başkanlığı, Adıyaman İstihbarat Şube Müdürlüğü, Gaziantep İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Şanlıurfa İstihbarat Şube Müdürlüğü’dür. MİT’i söylemiyorum bile. Söyleyince ‘MİT’ten sana ne’ diyorlar” dedi.
Davarcı, salonda bulunan müşteki ailelerinden özür diledi. Bu sırada bir yakın “Sen benden özür dileyemezsin. Beni 17 yaşımda babasız bıraktın” diyerek tepki gösterdi.

‘Engellenemezdi’
Ardından sanık polisin çapraz sorgusuna geçildi. Müşteki yakınlarının avukatlarından Kazım Bayraktar, canlı bomba hakkındaki istihbari bilginin ne zaman geldiğini sordu. Sanık Davarcı, katliamdan 32 gün önce geldiğini belirtti. Av. Bayraktar, sanığa, HDP’nin Haziran 2015’teki Diyarbakır mitingine yönelik saldırıyı anımsatarak, “Böyle bir acı olaydan sonra fotoğrafını isteme gereğini neden duymadınız” diye sordu. Davarcı da, “Resmi yazıda fotoğrafı gelmiş olsaydı şahıs tanınırdı ama engellenemezdi” yanıtını verdi. Davarcı, “Eylemcinin gömleğinin altındaki kabarıklık kamera görüntülerini izleyen görevlilerin dikkatini çekerken sizin dikkatinizi neden çekmedi” diye soran Avukat Bayraktar’a, “Onu bana değil, tutanağı tutanlara sormak gerek” yanıtını verdi.

Çapraz sorgu devam ederken hakim, çok sıkıldığını, çay içmek için ara verdiğini söyleyerek duruşmaya ara verdi. Yargıç Ferah Yılmaz, sanığa savunmasını yaparken de sık sık sözlerini toparlamasını, başka işleri olduğunu söyledi. Avukatların sorularının ardından duruşma sonlandırıldı. Duruşmaya dair kararı, asıl davanın görüldüğü Suruç Asliye Ceza Mahkemesi verecek.